“Türk – İsrail ilişkilerinde sivil toplumun önemi büyük”

Bir grup uzman gazeteci ve akademisyen, Türk – İsrail ilişkilerinin yeni dönemini özellikle sivil toplum açısından masaya yatırdı.

Dünya
7 Haziran 2017 Çarşamba

‘Yeni Bir Dönemde Türkiye-İsrail İlişkileri: Beklentiler, Başarılar ve Gerçekler - Sivil Toplum için Fırsatlar’ konulu panelin açılış konuşmaları, Friedrich Naumann Vakfı Türkiye Ofisi Daimi Temsilcisi Dr. Hans-Georg Fleck, İsrail Başkonsolosu Shai Cohen ve Emekli Büyükelçi Namık Tan tarafından yapıldı. Emekli Büyükelçi ve Ankara Politikalar Merkezi Başkanı A. Ünal Çeviköz, Şalom yazarı Selin Nasi, Yediot Ahronot Gazetesinden Roi Kais, Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsünden Dr. Galia Lindenstraus ve Kadir Has Üniversitesinden Doç. Dr. Salih Bıçakcı panelin diğer konuşmacılarındandı. Panelde kriz dönemi sonrası diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik sağlanan anlaşmalara, güçlü bir sivil toplumun önemine ve sivil toplumun uluslararası ilişkilerde nasıl büyük rol oynadığına değinildi.

Dr. Hans-Georg Fleck, açılış konuşmasında Türkiye-İsrail Sivil Toplum Forumu’nun 2011’de ilk gerçekleştirildiği sırada hakim olan politik atmosferin bu oluşumu destekleyici bir yönde olmamasına rağmen, sivil toplum aracılığı ile sağlanacak işbirliğinin, bu alanda sürdürülebilirliği sağlamanın anahtarı olduğuna dikkat çekti

Shai Cohen, 2014’te Gazze savaşı hala devam ederken, Türkiye Büyükelçisi olarak atandığı günlerden bahsetti. Özellikle o güç zamanlarda, hükümetleri olumlu yönde etkileyebilecek olan sivil toplum alanındaki yapıcı iklim karşısında şaşkınlık yaşadığını belirtti. Cohen, ikili kültürel faaliyetlerin yoğunluğunu övdü.

Namık Tan ise ilişkilerin normalleşmesinin iki taraf için de olumlu sonuçları olacağını belirtti. Barış ortamını güçlendirmek için yeni doğalgaz yolları gibi fırsatların önemini savunan Tan her iki ülkenin de Batı odaklı Arap olmayan ülkeler olması dolayısıyla ortak kültürel ve tarihi mirasları olduğuna dikkat çekti.

Ünal Çeviköz sivil toplumun insan ilişkileri üzerinde büyük etkisi olduğunu dile getirdi. Ülkeler arasındaki normalleşmenin yeni bir dönem olduğunu ve bu alanda kazanılan başarıların şimdiden görülmeye başladığını belirtti. Çeviköz, iç ve dış politika arasındaki ilişkinin oldukça önemli olduğunu söyledi ve konuşmasının sonunda, “Türkiye’de iç politika son 15 yıldır dış politikayı olumsuz etkiledi ve de milliyetçilik, Türk dış politikasının demokratik bir şekilde işlemesini engelledi. İsrail ve Türkiye için uzun bir yol görünüyor” dedi.

“MEDYANIN ROLÜ ÖNEMLİ”

Antisemitizmin Türk toplumunda ciddi bir sorun olduğunu da dile getiren Selin Nasi, her iki ülkede de sivil toplumun birbirine karşı önyargıları aşmak zorunda kaldığını ancak söz sahibi kimselerin şartları dikte ettiğini ve bunun sivil toplumda da büyük etkisinin olduğuna değindi.

Roi Kais, medyanın toplumlarda olabilecek en büyük etkiyi negatif veya pozitif olarak yapabileceğini, halk arasında da bir güven sorunun görüldüğünü belirtti. Eğer medya olumlu tarafları gösterdiyse yavaş yavaş olumlu bir etkisi olurdu diyen Kais, iki ülke arasında daha yakın bir medya işbirliğinin kurulmasını önerdi.

Dr. Galia Lindenstraus, Türkiye ile İsrail’in bölgede hayati önem taşıyan güçler olduğunu vurgularken, Dr. Salih Bıçakcı, sivil toplum ilişkileri konusunda biraz daha karamsar bir çerçeve çizerek çok iyimser olmamaları konusunda dinleyicilere bir uyarıda bulundu. Bıçakcı, ülkeler arasındaki ilişkilerin pek çok iniş çıkış yaşadığını ve karşılıklı güvenin yok olduğunu belirtti. Bıçakcı, İsrail’in yüzde 56’sının Türkiye ile anlaşmayı desteklemediğini dile getirdi. Eğitimin etkisinin,  askeri işbirliği ya da enerji anlaşmalarına kıyasla daha önemli olduğunu vurguladı ve sosyal yapılandırmanın öneminden bahsetti.