“Başlarken söylemişlerdi, Yahudi cemaatinden birinin kalbini çalarsan bırakmazlar seni...”

Türkiye’de gerçekleşen bir Yahudi düğünün kuşkusuz birçok büyüleyici tarafı var. Çiçeklerle kaplanmış bir sinagog, muhteşem bir kortej ve geleneksel bir tören... Daha çok şey sayabilirim tabii ama lafı fazla döndürmeden konuya girmek istiyorum: Şapkalar!

Sandra FRANKO Yaşam
3 Mayıs 2017 Çarşamba

Türk Yahudi düğünlerinde ailenin ve yakınların taktığı şapkalar her zaman çok özel olmuştur. Hâlihazırda etkileyici olan bu törene insanı kendini filmlerde hissettiren bir hava katmış, hem katılanları, hem de düğün sahiplerini çok başka yerlere götüren bir aksesuar olmuştur; kabul ediyorum. Ancak bir gözlemci olarak itiraf etmeliyim ki, birkaç yıl evvel bu işin çehresi değişmeye başladı. Şapkalar gün geçtikçe daha modern ve daha çılgın olmaya başladı. Düğün sahipleri elbiselerini, adeta moda dergilerinden fırlamış muhteşem şapkaları tamamlamaya, davetlilere görsel bir şölen yaşatmaya başladılar. Bu değişimin arkasındaki isim ise Merve Bayındır!

Merve Bayındır, olağanüstü şapkalar tasarlayarak Türkiye’de kaybolmaya yüz tutan bu tasarım dalına aranan kanı verdi. Şapkaları tasarlarken Merve Bayındır mı yoksa takarken düğün sahipleri mi daha çok eğlendi bilemiyorum ama elinin değdiği her düğünde harika görüntüler ortaya çıktı; ondan eminim! Merve Bayındır şimdilerde Londra’da yaşıyor. Ama panik yok. Hâlâ Türkiye için şapkalar tasarlıyor. Belki kapısını çalamadım ama skype üzerinden atölyesine konuk oldum ve okumaktan çok keyif alacağınıza inandığım bir röportaj yaptım.

En baştan başlayalım. Psikoloji mezunusun ve şapka tasarlıyorsun? Hangi rüzgâr attı seni bu işe?

Birçok kişi şaşırıyor buna. Bana göre ise psikoloji eğitimim, mesleğimde başarılı olmamamın temel nedenlerinden biri. Eğitimim, özellikle couture müşterilerimle çalışırken onları anlamamı, dolayısıyla onları şapkalarına yansıtmamı kolaylaştırıyor.

Bu işe nasıl başladığıma gelince... Sanat dolu bir ailenin içinde büyüdüm. Anneannem terziydi, dedem ve annem -aynı zamanda şimdiki ortağım Yasemin Bayındır- mesleklerinin yanında hobi olarak yağlı boya yapıyorlardı; babam Babür Bayındır ise içmimar. Biz zaten ailece atölyeye bayılırdık... Sanatın, tasarımın hep içindeydim…
İşin aslı şapkaya da tamamen anneme ait bir sitenin tanıtımını yaptığımız defile için bir konsept olsun diye başladım. Kim derdi şapkalar her şeyi ezip geçecek! Şimdi, o yaptıklarıma şapka bile demiyorum, tamamen doğaçlama ‘şapka’msı şeylerdi. Fakat o kadar dikkat çekince biraz araştırmaya başladım. Birkaç olay ve kişi şapka tasarımcısı olmama vesile oldu. Birincisi annem siteyi geri plana çekmek istedi. Kıyafet çalışmak yerine şapka gibi tek başıma baş edebildiğim bir şeyle ilerlemem konusunda müthiş ısrar etti. İkincisi La’ppart PR ajansı kurucusu sevgili Feride Tansuğ’un tasarım sektöründeki bu açıklıktan ötürü -ve umuyorum bende gördüğü potansiyel nedeni ile- yoğun ısrarı, tavsiyesi ve markamız için verdiği sonsuz savaş. Son olarak da programına konuk olduğum Hilal Ergenekon’un ısrarla beni Gazi Koşusuna götürmesi... Sırası ile bu üç kişi ve olay, bugün dünya markaları arasında bir şapka tasarımcısı olmamın nedenidir.

 

İSTANBUL’DAN LONDRA’YA

Yolunda emin adımlarla ilerliyorsun! Basında seninle ilgili çıkan her şeyi okudum; 2013'te verdiğin bir röportajda bir Türk dergisinin kapağında yer almak istediğini söylemişsin. Bu hedefini çoktan geçtin bile... Sıradaki hedefin nedir? Seni İngiliz Kraliyet Ailesi'nin şapkalarını tasarlarken görecek miyiz?

Tam bu anda ikinci hedefime ulaşmış olduğumu gururla söylüyorum; Official Royal Ascot Guide’da yer almak. Buraya seçilmek gerçekten çok zor, yüzlerce şapka arasında seçiliyorsunuz ve öncelik sponsor firmanın şapkacılarında. Bütün bunları sollamış olmaktan gururluyuz. Senin de dediğin gibi sıradaki hedef Kraliyet Ailesinde. Kate Middleton’a şapka tasarlamayı çok istiyorum. Umarım önümüzdeki bir sene içerisinde bu hedefime de ulaşacağım. Ondan sonra buradaki dergi kapakları ve tabii ki Dior’a şapka tasarlamak var.

Şapkalarına birçok kişi aşina, hatta "bayılıyor" demek daha bile doğru. Fakat tasarım sürecini hiç bilmiyoruz. Bir şapkanın tasarım yolculuğunu anlatabilir misin?

Tasarım sürecimiz biraz meşakkatli... Kimsenin bilmediği kalıp yapımı kısmı var. Asıl mesele bu. Şapkalarımızı ahşap kalıplar üzerinde çalışıyoruz. Bu kalıpları ise, Luton’da 1800’lü yıllardan beri bu işle uğraşan bir aileye yaptırıyoruz. Her kalıp 2 - 3 ay içerisinde yapılıyor. Dolayısıyla müşterilerim bir sene önceden gelmemişlerse, yeni bir kalıp istediklerinde yardımcı olamıyorum. Bunun dışında, ilk tercihimizi elimizde bulunan kalıplardan çıkan bazlardan yapıyoruz. Sade, temel kalıplardan birini seçtiğimiz takdirde ise tabanı boyamamız, kalıba oturtmamız vs. yaklaşık bir haftamızı alıyor. Ancak bu süreç değişkenlere göre iki haftaya kadar uzayabiliyor. Sonra ara provamız oluyor. Bu provada müşterilerimiz şapkanın bazını görme şansı yakalıyor. Biz de süs örneklerini ve yerleştirmeleri gösteriyoruz. Nasıl ilerleyeceğimize beraberce karar veriyoruz. Sonra duruma göre ya bir ara prova daha ya da teslim provası yapıyoruz. Teslim provasında da şapkanın lastik ve tarak yeri netleşiyor ki şapka kafaya istenildiği şekilde otursun. Açıyı doğru ayarlamak için bu provayı mutlaka müşterilerimizin üzerinde yapmamız gerekiyor. Sonuçta 3 ile 6 hafta arası bir süreçte şapka hazır oluyor. Burada iki nokta çok önemli. Birincisi rengi doğru tutturmak, ikincisi şapkayı kafaya doğru oturtmak. Birinci etabı atlattık mı devamı halloluyor.

Açıkçası bu süreç o kadar keyifli bir süreç ki... Müşterilerle gerçekten dost oluyorsun. Sohbet, muhabbet heyecan dolu! Şimdi otursan bütün müşterilerimin düğün hikâyelerini tek tek anlatabilirim herhalde! Gerçekten birlikte çok güzel zaman geçirdik, çok güzel anılar biriktirdik...

 

YAHUDİ DÜĞÜNLERİ

Yahudi toplumundan da çok kişiye yakınlarının, çocuklarının düğünleri için şapka tasarladın ve birlikte vakit geçirme fırsatı buldun. Bizim hakkımızda enteresan gözlemlerin var mı merak ediyorum.

Var olmaz mı… Bir kere Yahudi düğünlerinde yazılı olmayan birinci kural, kimsenin şapkası birbirine benzememeli ve birbirlerinin şapkalarını da eğer beraber gelmiyorlarsa görmemeliler. Biliyorum hepimiz gelin ve damadın gözde olduğunu düşünüyoruz ama ben bunu kabul etmiyorum. İşin aslı düğün gecesi gelin ve damadın oluyor, sinagog töreni ise anneler ve kortejin. O kadar güzel oluyorlar, o kadar özenle hazırlanıyorlar ki heyecanlarına kapılmama şansın yok. Bir süre sonra kendi düğününde ailene şapka hazırlar gibisin. Bir de renk konusu... Çok ciddi konu. Elbisenin rengi ile şapkanın rengi tutmazsa gibi bir durum söz konusu bile olamaz. Bu işe başlarken söylemişlerdi; “Yahudi cemaatinden birinin kalbini çalarsan bırakmazlar seni...”  diye. O zaman anlamamıştım; ama gerçekten öyle... Aile gibi oluyorsun! Herkes için ‘bizim şapkacımız’ unvanını alıveriyorsun. Kızacaklarsa bile başka yere gitmek yok; gelip sana kızıyorlar. Aile oluyorsunuz yani. Başka bir ortam, özenilecek bir yapı ve aile ruhu.

Sinagogdaki düğün törenleri, kortej filan demişken... Yahudi gelin ve damatlarının yakınları için, kortej şapkaları konusunda ne gibi önerilerde bulunabilirsin?

Yahudi düğünlerinde annelerin en ön planda olduklarını düşünüyorum. Bunu söyleyince anneler bana kızıyor, “Hayır, ön planda olan biz değiliz; kızlarımız, oğullarımız...” diyorlar ama öyle değil işte. Anneler çok önemli. Dolayısıyla buradan yola çıkarak söyleyebilirim ki; bütün kortejde annelerden daha gösterişli şapka takan kimse olmamalı. Ve tabii annelerin şapkaları da birbirinden daha gösterişli olmamalı. Önemli bir başka detay da yine annelerin şapkalarının hangi yönden nasıl göründüğü. Yani arkadan bakıldığında da elbiseyi tamamlayan zarif bir görsel olduğundan emin olunmalı. Sonuçta yaklaşık bir saate kadar sahnede kalıyorlar. Tüm bunlar şapkalar tasarlanırken dikkate alınmalı. Bunun dışında kortejin kalanına gelince aileye yakınlığa göre şapkanın öneminin arttığını düşünüyorum. Bir kız kardeş, bir anneanne, babaannenin de gösterişli olmaları gerektiğine inanıyorum. Ayrıca illa elbise ile aynı renk şapka takılmak zorunda hissedilmemeli fakat ya çanta ya da ayakkabı ile ‘match’ edilecek bir şapka hoş durabilir. Bununla beraber elbise modeli ile şapkanın bütünlüğü çok önemli. Elbisedeki, detay, desen veya ince bir ayrıntı şapka da görünecek olur ise -bu bazen sadece renk bile olabilir- bir bütünlük sağlanacaktır. Tabii burada biraz elbisenin ne kadar gösterişli olduğuna da bakmak gerekiyor, ama prensipte bütünlük sağlamak bütün havayı değiştirecek ve daha elegant bir görüntü yaratacaktır.

İstanbul'da çoğunlukla düğünler için mi şapka tasarlıyordun? Londra'da ne tip işler yapıyorsun, muhteşem şapkalarını kimler için tasarlıyorsun?

Evet, İstanbul’da ağırlıklı olarak Yahudi toplumu için çalıştım. Zaten ilk müşterim de sizin cemaattendi, Nişantaşı’ndaki ‘showroom’da son teslimatı yaptığım müşterim de… Ne çok hediye aldım... Zannedersiniz ki ben para karşılığı iş yapan biri değilim. Şimdi düşününce kahveler, sohbetler, dertleşmeler… Londra’da biraz daha ciddi yürüyor, daha mesafeliyiz insanlarla. Yine de aldığım en güzel yorumlardan biri sıcakkanlı oluşumla ilgili. Buradaki müşteriler bu yönümü, kasıntı olmayışımı seviyor. Burada üst seviye aileler ve düğünler için çalışıyorum ağırlıklı olarak. Gerçi şimdi Ascot dönemi dolayısıyla biraz yarışlara odaklandık. Yaz sonunda daha net müşteri profili çıkmış olur diye düşünüyorum.

Londra ve İstanbul arasında şapka kullanımı, şapkaya bakış açısından ne gibi farklar var?

Londra’da şapka sokakta daha fazla kabul gören bir aksesuar. Herkesin şapkaya ve şapka yapana bir saygısı var. Şapka burada statü. Asil aileler şapka takıyor. Bir saygınlık göstergesi. Mesela düğünlerde eksiksiz herkes şapka takıyor. Herhangi bir resmi tören oldu mu şapkalar yine başı çekiyor. Kısaca herkes bir neden bulup şapka takıyor. Sokakta sizi özel bir şapkayla görürlerse otomatikman ünlü biri ya da kraliyetten olduğunuzu düşünüyorlar fazla sorgulamıyorlar. Masamıza gelip yanımdakilere “hanımefendi ünlü mü biz çıkaramadık, müşteriler soruyor” diyen garsonlar oldu. Veya girdiğimiz mekânda rezerve masadan yazı kaldırıp bizi oturtmuşlukları çoktur, ben bu duruma “ye kürküm ye” diyorum:) İyi şapkanın avantajları...

Bir de iyi bir şapkayı anında anlıyorlar. Benim Türkiye’de yarıştığım kimse yoktu, başka şapkacılar var ama sonuçta benim tarzımda çalışmıyorlardı. Orada tektim... Şimdi rekabeti görüyorum. Merak etmeyin şapkalarımız hala birçoğundan daha iyi…

 

SOKAKTA ŞAPKA

Bir sürü şapkalı fotoğrafını görüyorum. Ve hep merak ediyorum; bu kız şapkalarını takıp sokaklarda geziyor mu diye… Nasıl tepkiler alıyorsun?

Sanırım artık şapkasız gezerken kendimi çıplak hissediyorum. Türkiye’de genelde dehşet içinde karşılanıyordum diyebilirim. Birçok kişi uzaydan geldiğimi düşünüyordu galiba, emin değilim. Genelde “Bu biri olmalı ama kim acaba?” bakışı ile karşılaşıyordum. İngiltere’de de aynı durum söz konusu. İnsanlar otomatikman ünlü biri olduğunu düşünüyor ve kim olduğunuzu anlamak istercesine bakıyor. Bu durumu doğru kullandığınız zaman da size açılmayan kapı kalmıyor. Unutmayalım ki şapka asalet ve statü ile özdeştirilen bir parça.

Güzel bir şey şapkayla dolaşmak! Sadece düğünlerde değil, günlük hayatta da senin göz alıcı şapkalarını kullanmak istiyorum. Gündelik kullanılabilecek şapkalar gelecek mi?

Müjdeli haberim; evet! 2017/18 kış koleksiyonumuzla beraber günlük giyilebilir parçalara da yer vermeye başladık. İddialı renkler, sade modeller diyerek çalışıyoruz. Bugüne kadar çekincem; malzeme ve işçilik yüzünden standart şapkalara oranla çok pahalı olduğundan gündelik şapkaların ilgi görmeyeceğiydi. Ancak burada bu korkumu yendim diyebiliriz. Böylece kış itibari ile bu işe başlayacağız. Her sezon bir grup günlük şapka çıkarmak konusunda çok azimliyiz. Ve eminiz müşterilerimiz de bunları severek kullanacaklar.

Peki ya gelin şapkası tasarlıyor musun? Ne tip gelinlere, gelinliklere şapka yakışıyor?

Son iki senede birçok geline şapka tasarladım. Sanırım insanlar duvaktan sıkıldılar. Tabii şapka derken bir 1970’ler tarzı geniş çeperli şapka tasarlamıyoruz... Biraz daha derli toplu duran, gelinin başına oturan bir parça olmasına özen gösteriyoruz. Bütün gelinliklere şapkanın yakıştığını düşünüyorum ama gelinlik genişledikçe şapkanın ufalması gerektiğini düşünüyorum. Her şeyin fazlası zarar malum.

 

YENİ TRENDLER

Şapka kullanımı ile ilgili biraz tüyo verebilir misin? Mesela hangi yüz tipiyle, hangi kıyafetle, nasıl şapkalar gider?

Öncelikli olarak farklı modeller denemekten çekinmemeli kimse. Yani “Bana bu yakışmaz” demek yerine bir bakmakta fayda var diye düşünüyorum. Kısa boylu ve kilolu hanımların geniş şapkalar takmaması gerekiyor çünkü geniş şapka onları daha da kısa gösterir, oysa orta genişlikte bir şapka ve yüksek bir süs boy uzatır. Bir de genç hanımların klasik şapkalardan uzak durmasını tavsiye ediyorum; daha modern çizgilere kaymalarında fayda var. Özellikle kare suratlı hanımların tek yanda duran şapkaları tercih etmelerini öneririm.

Bu sezon şapkalarda ne gibi malzemeler trend? Sen hangi malzemeleri kullanıyorsun?

Bu sezon gösterişli renkler söz konusu, mesela saks, turuncu, şeker pembe, mor gibi… Bir de ponponlar... Önümüz yaz, hayatımızdan çıkmalarını umuyorum ama 2018 kışına kadar bizlerden ayrılmayacaklara emin olabilirsiniz. Yaz aylarında günlük giyimde her zamanki gibi hasır ön planda. Bu sene İngiltere semalarında şapkalarda çok fazla pvc çiçek de görüyoruz. Ama tüm bu trendlerin içerisinde en öne çıkan flaş renkler.

Tüylerin meşhur… Nerelerden, nasıl temin ediyorsun kuş tüylerini?

Tüylerimin hepsi farklı çiftliklerden geliyor. Çok egzotik tüyler kullanmayı seviyorum ancak hayvanların zarar görmemesi benim için önemli. Bu yüzden çiftliklerin sadece kuş tüyü üretimi yapan çiftlikler olmasına özen gösteriyorum. Tüylerimi aldığım tüm çiftlikler sertifikalılar ve hayvanlara zarar vermeden tüylerini topluyorlar. Kuşlar senede iki defa tüylerini değiştiriyor; biz o aralıktaki tüyleri toplayanların ürünlerini satın alıyoruz.

Sen anlattıkça heyecanlanıyorum. Hâlâ Türkiye'deki müşterilerine şapka tasarlıyor musun? Türkiye'den sana şapka tasarlattırmak isteyenler nasıl bir yol izlemeli?

Evet, onlar sayesinde ayaktayım. Sağ olsunlar beni yalnız bırakmıyorlar. Burada da ilk etap adımı onlar duyurdu. Hemen burada tanıdıkları cemaatten kişilere adımı verdiler. Diyorum ya Yahudi cemaati aile gibi... Girdiniz mi aileden birisiniz ve size öyle destek oluyorlar.

Türkiye’den sipariş vermek isteyenlerle önce e-mail üzerinden konuşuyoruz. Yeni bir müşterimse özellikle bir ‘skype’ veya ‘facetime’ görüşmesi istiyorum ki birbirimizi tanıyalım. Bu arada renk, elbise modeli ve organizasyon tarihi gibi bilgileri talep ediyorum. Modellerin üzerinden geçiyoruz. Açıkçası ağırlıklı olarak tavsiyelerime güveniyorlar. Kadıköy’de NLN Bridal’a ait showroom’da ürünlerimiz bulunmakta. İstisnai durumlarda, oradan randevu alıp deneme yapabiliyorlar. Türkiye’deki asistanım hâlâ çalışıyor. Üretimi tamamladıktan sonra ürünü asistanıma gönderiyorum o da son prova ve teslimatı yapıyor. (Tabii ki ben de canlı olarak skype ile bağlanıyorum.)

Bana minimum üç hafta vermelerini rica ediyorum. Eğer olabiliyorsa daha uzun bir süre benim için çok daha iyi... Ama biliyorum ki yoğun dönemler olabiliyor dolayısıyla bizde elimizden geldiğince hızlı çalışıyoruz. Tercihen kargoya vermek yerine tanıdıklar aracılığı ile de şapkayı gönderiyoruz. Ancak bunların hiçbiri kesin kurallar değiller. Mesela son bir müşterime 72 saatte şapkayı yapıp, dört günde kargo ile teslimatını başardık. Dolayısıyla hep dediğim gibi bizde olmaz yok.

Son olarak, seni ve şapkalarını nerelerden takip edebiliriz?

Web sitemden ve çeşitli sosyal ortamlardan takip edebilirsiniz

www.mervebayindir.com.