Gaf üstüne gaf

Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer ile Fransa Cumhurbaşkanı Adayı aşırı sağcı Marine Le Pen’in Holokost ile ilgili sarf ettikleri bazı sözler kamuoyunda büyük tepki topladı. Spicer, ölüm kampları için ‘Holokost Merkezleri’ ifadesini kullandı.

Dünya
13 Nisan 2017 Perşembe

Beyaz Saray Sözcüsü’nden skandal sözler: “Hitler, Esad gibi kendi halkı üzerinde gaz kullanmadı”

Suriye’nin İdlib kentinde rejim güçleri tarafından düzenlenen ve ‘kimyasal silah’ kullanıldığı iddia edilen saldırıya ilişkin Beyaz Saray’dan gelen açıklama büyük tepkilere neden oldu. Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer, Rusya’nın ‘düzmece saldırı’ iddialarına yanıt olarak Esad’la Hitler’i karşılaştıran skandal sözler dile getirdi.

Spicer, “Rusya suçu başkalarına atmaya çalışıyor, saldırıyı muhaliflerin düzenlediğine eminiz. Rusya’nın provakasyon açıklamasına ilişkin delil yok. Rusya açıkça Esad’ haklamaya çalıştı” ifadelerini kullandı.

ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda bile kimyasal silah kullanmadığını belirten Spicer “Hitler bile kimyasal silahlar kullanacak kadar alçalmamıştı” ifadesini kullandı. Sean Spicer’a, Nazilerin, savaş sırasında, soykırım için gaz kullandığı hatırlatıldı. Spicer, “Esad’ın kullandığı şekilde kendi halkının üzerinde gaz kullanmadı, onları ‘Soykırım merkezleri’ne gönderdi” dedi. Spicer’ın bu açıklaması da büyük tepki alırken Beyaz Saray Sözcüsü kısa bir süre sonra özür açıklaması yayınladı.

Kastının “Hitler’in Esad gibi aynı yöntemle kendi halkına sarin gazı kullanmadığını” anlatmak olduğuna değinen Spicer, sözlerinin Yahudi Soykırımı ile karşılaştırılmaması gerektiğine vurgu yaptı. Spicer, kısa yazılı açıklamasında kastının Esad-Hitler kıyaslaması yapmak olmadığını belirtti.

Daha sonra CNN kanalına konuşan Spicer, Holokost ya da Hitler’i anımsatan sözlerinin yanlış olduğunu ve kamuoyundan özür dilediğini ifade etti.

Marine Le Pen: “Fransız Yahudilerinin toplama kamplarına yollanmasından Fransa sorumlu değildir”

Fransa’da cumhurbaşkanlığının aşırı sağ görüşlü adayı Marine Le Pen, 1942 yılında binlerce Yahudi’nin sınır dışı edilmesinden ülkesinin sorumlu olmadığını iddia etti.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanan Fransa’da anketlere göre Le Pen, 23 Nisan’da yapılacak ilk turda en fazla oy alacak iki adaydan biri olacak.

Geçen pazar günü kendisi ile yapılan bir röportajda Le Pen’e, 13152 Yahudi’nin Vel d’Hiv Stadyumunda toplanıp, topluca sınır dışı edilmesi konusunda sorular yöneltildi. Bu olay, Kudüs’teki Yad Vaşem Soykırım Müzesinin web sitesinde, “Holokost konusunda, Fransa Dönem Hükümetinin ve halkının sorumluluğunun sembolü” ibaresi ile açıklanmakta.

Le Pen, bu konuda kendisine yöneltilen sorulara, Fransa’nın Vel d’Hiv olayında bir sorumluluğu olmadığı iddiasıyla cevap verdi. Bu tip sorumlulukların, iktidarlara ait olduğunu ve o dönemde Fransa’ya ait bir siyasi yapının iktidarda olmadığını ekledi.

1995 yılında, dönemin Başkanı Jaques Chirac, Fransa polisinin, Nazi iktidarı döneminde Vel d’Hiv olayında aldığı rolü kabullenmiş ve üzüntülerini belirtmişti.

Fransız Yahudi Dernekleri Başkanı Francis Kalifat, bu söylemin Holokost reddine bir yenilik getirmekten başka bir şey olmadığını, Ulusal Cephe’nin gerçek yüzünü gösterdiğini ve Twitter hesaplarının seçim dönemince engellenmesi gerektiğini savundu.

Marine Le Pen’in, birçok kez ‘Holokost Reddi’ sebebiyle mahkûm olmuş babası Jean-Marie Le Pen’in başlattığı bu hareket, antisemitizmi, İslamofobi’yi ve yabancı düşmanlığını teşvik etmesi sebebiyle dikkatleri üzerine toplamıştı.

Parti, Marine Le Pen’in yönetiminde, imajını babası Jean-Marie Le Pen’i partiden ihraç etmesi gibi eylemlerle yumuşatmıştı. Marine Le Pen, bu dönem içerisinde Yahudi seçmenleri etkileyici açıklamalar yapsa da, Yahudi ve Müslümanların dini giyim tarzlarının kamu dairelerinde yasaklanması gerektiği konusunda da açıklamalar yapmıştı.