Le Pen: “Avrupa’da 2017 yılında milliyetçilik rüzgârı esecek”

Fransız aşırı sağcı lider Le Pen, aşırı sağcı grupların katıldığı bir konferansta, Brexit ve Trump’ın ABD’deki seçim zaferinin ayak izlerini takip ederek Avrupa kıtasının da yakında ‘uyanacağını’ iddia etti.

Dünya
25 Ocak 2017 Çarşamba

Fransa’nın cumhurbaşkanı adaylarından Marine Le Pen, cumartesi günü Almanya’nın Koblenz şehrinde Avrupalı sağcı grupların bir araya geldikleri bir toplantıda yaptığı konuşmada, 2017 yılında bölgede pek çok ülkede yapılacak seçimlerin sonuçlarının bir değişim rüzgârı getireceğini belirtti.

Brexit oylaması ve Donald Trump’ın başkanlık yarışındaki başarısından cesaret alan aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi lideri, yakın zamanda Fransa, Almanya ve Hollandalı seçmenlerin de statükoyu reddedeceklerini dile getirdi. Le Pen konuşmasına, “ 2016 yılında Anglosakson dünyası uyanışa geçti. Eminim ki, 2017 yılında da Avrupa kıtasının insanları uyanacaklar. Bu artık olacak mı değil, ne zaman olacak diye düşündüğümüz bir konudur,” diye devam etti.

Avrupa’nın alternatif zirvesi olarak tanıtılan Koblenz toplantısına göçmen karşıtı Almanya İçin Alternatif (AfD) Partisi’nden Frauke Petry,  Hollanda Anti-İslam Partisi’nden Geert Wilders, Avusturya Özgürlük Partisi Genel Sekreteri Harald Vilimsky ve İtalya Anti-Avrupa Birliği Kuzey Ligi’nden Matteo Salvini gibi isimlerin katıldıkları bildirildi.

Konferans, seçim kampanyası boyunca milliyetçi tavırları ve Amerika’yı bir numaralı önceliği yapacağı sözüyle zafer kazanan Trump’ın törenle göreve gelmesinden bir gün sonra gerçekleşti.

Koblenz’deki konferansa katılanlar, Trump’a duydukları hayranlığı dile getirerek, kendilerinin de Trump gibi halkın yönetime karşı olan öfkesi ve göçmen endişelerinin dalgasını arkalarına alarak politika dünyasını sarsmayı umut ettiklerini belirtti.

Konferans, katılan partilerin ortak yanlarını öne çıkarabilecekleri bir ortam olarak gösterilmeye çalışılsa da German Marshall Fund adlı kuruluşun siyaset analisti Timo Lochocki katılan partilerin bağlarını kuvvetlendirmekten başka hiçbir şey kazanamayacaklarını ve bu yüzden de toplantının sadece iyi bir halkla ilişkiler adımı olduğuna dikkat çekti. Lochocki, “Bu büyük oranda, medyanın ilgisini çekmek için yapılan bir harekettir. Seçmenlerin bu partilere oy vermelerinin sebebi tamamen milli duygular olup, iddia edildiği gibi uluslararası aşırı sağcı grupların işbirliği değildir,” dedi.

Avrupa’nın en bölücü siyasetçilerinin biraraya gelmeleri Almanya’da tartışma yaratırken Koblenz’deki yetkililer merkez siyaset partileri, dernek ve solcu gruplardan oluşan bir koalisyonun organize ettikleri geniş kapsamlı protestolara hazırlıklı olduklarını açıkladılar.

Öte yandan Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in Fransa’daki seçimler öncesinde Le Pen ile görüşmeyi reddettiği ve Merkel’in basın sözcüsünün, Fransız aşırı sağcı Le Pen’in politikasıyla Alman politikasının hiçbir ortak noktası olmadığını açıkladığı da gelen haberler arasında.

Le Pen ise cevabını Twitter üzerinden vererek, “Almanya’ya Almanya’nın geleceği olan AfD Partisi ile görüşmeye gidiyorum, geçmişi olan Angela Merkel’in konservatif CDU Partisi ile görüşmeye değil” diyerek tavrını koydu.

Avro karşıtı bir parti olarak yola çıkan AfD Partisi, zamanla Merkel’in, 2015 yılından beri bir milyondan fazla sığınma hakkı isteyen kişinin Almanya’ya gelmesine yol açan, liberal göçmen politikasına karşı durarak destek topladı.

Eylül ayında gerçekleşecek seçimler öncesi anketlerde yüzde 11-15 arasında bir oy oranı çıkan partinin, 1945 yılından beri Alman Parlamentosu’na girebilen ilk aşırı sağcı parti olma şansı yüksek görünüyor.