Arkadaşlar hazır mısınız?

“Şaşıran sen mi yoksa ben miyim bilemedim, öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim” demiş ozan, ‘Batsın Bu Dünya’ isimli eserinde. Şarkısına da “Hazır mısınız” diye sorarak başlamış. 20 Ocak´a fazla bir zaman kalmadı. Trump başkanlık koltuğuna oturacak. Sonrasında neler olabileceğine daha önce bu sayfadaki yazılarımızda ışık tutmaya çalışmıştık. Sağ olsun Başkan da tweet’leri ile yüzümüzü kara çıkarmadı. En son Meryl Streep’e cevaben attığı tweet, ben ne yaptım kader sana dedirtecek gibi görünüyor birçok ülkeye, şirkete, yatırımcıya, insana.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
11 Ocak 2017 Çarşamba

Trump, ABD’nin ve dünyanın alışmadığı ve bilmediği bir başkanlık modeli izleyecek gibi duruyor. Daha önceki yazılarımızda globalleşme bitti, küreselleşme yerine daha küçük ticari çıkar blokları (ekonomik bloklar değil) oluşacak demiştik. İşte Trump’ın Toyota’ya, kendi otomobil üreticilerine attığı son tweet'ler ve hisse senetlerinde oluşan hareketlenmeler. Meksika’yı hedef alan üretim bazlı cümleleri çok net. Meksika ile NAFTA kapsamında elde edilen vergi avantajları ile arabayı ABD’de satarak daha çok kâr edip, ülkeme istihdam yaratmıyor ve vergisini vermiyorsan gümrükte ben senden bu vergiyi tahsil ederim diyor. ABD’li otomobil üreticilerine de Meksika’da fabrika açarsan aynısını sana da yaparım deyince ortalık karışıyor. Şirin görünmek adına sembolik içeride yatırım yapacağız ve Meksika’ya yatırım iptali açıklamaları geliyor. Japon Toyota açıklama yaparak ABD ekonomisine satış noktaları, istihdam ve vergi ile yaptığı katma değeri vurgulayarak iyi ilişkilerinin devamını diliyor. Ve derken, topa Çin ve Japon hükümetleri girdi. Eğer vergi (ve sübvansiyonlar) ile dış ticaret açıklarının yönetimi hedefleniyorsa elini görüyoruz, bir arttırıyoruz ve ticaret savaşlarına hazırız dediler. 2008’den bu yana devam eden kur savaşlarına bir de ticaret savaşları eklenir mi? Trump’ın seçim kampanyası sitesinde ekonomik vaatlerinden ilk üçü arasında Çin’i döviz manipülatörü ilan etmek var. Tayvan’ı da araması bir ön gösterge idi. Nitekim Amerika Birleşik Devletleri Ticaret Temsilcisi olarak, yaptırımların olması gerektiğini söyleyen Robert Lighthizer’ı atadı. Alibaba.com’un CEO’su Jack Ma ile ABD’de 1 milyon kişilik istihdam için buluşması da bir diğer gösterge. Nitekim Yuan, dolar karşısında bu gelişmelerden sonra değer kaybetti. Çin ise ilginç bir şekilde bu gelişmelere rağmen İngiltere ile Brexit sonrası ticaret ilişkilerini gözden geçirebileceğini belirtti. Bu demektir ki Çin, AB gibi ticaret blokları ile daha fazla ticaret yapacak. Bazı haberlerde ABD’nin Çin’e yaptırımlarının Türk tekstil sektörüne olumlu etki yapacağı yazıyor. NAFTA’yı gözden geçirecek Trump’ın, Meksika’dan ihracat yapan Türkiye’nin en büyük ihracat pazarlarından biri olan AB’ye Çin’i zorunlu olarak sürmesi bizim sektörümüze nasıl bir katkı yapacak senaryosunu bir daha incelemekte fayda var gibi. Buradan hareketle dünyadaki bu hareketlenmenin kurlardaki ve ticaret açıklarındaki, dolayısı ile cari açıktaki ve sermaye hareketlerindeki volatiliteye yaratacağı baskıya arkadaşların şimdiden hazırlanması gerekiyor. Zaten oynak olan kur hareketlerinin FED’in 2017’deki olası üç faiz artışı ile üzerine gelen/gelecek bu tarz kararlar ile nasıl bir yön çizebileceğini kestirmek güç değil.

Trump’ın özet  ekonomik hedefi

Trump yönetim kadrosunda ağırlıklı Wall Street yatırım bankacılarını istihdam etti. Tüm bu göstergeler yatırım, sermaye, istihdam üzerine bir oyun kurguladığını gösteriyor. ABD borsalarında ise şirketlerin gelir tablosundaki olumlu gelişmelere ek olarak istihdam, ekonomik büyüme hızı, sanayi kapasite kullanım oranları, düşük vergiler ile bir ivmelenme hedefliyor. Dolayısı ile artan faiz oranlarının sermaye maliyetine olumsuz etkilerini sermaye piyasası ile gidermeyi hedefliyor. Yine yorumumuzu katarsak iş adamı işi biliyor. Yapabilir mi, onu ise zaman gösterecek. Bu gerçekleşirse daha önce işaret ettiğimiz bir süre yüksek faiz ve yüksek borsa endeksleri kehanetimizin de tuttuğunu göreceğiz. Kamu bütçesindeki açıkları da Hazine kâğıtlarını daha önce dile getirdiği gibi yapılandırabilirse “Make America Great Again” kampanya mottosu kısa vadede tuttu anlamına gelir ki, dünyada karşısına aldığı ekonomilerde bir sorun olmaz ise bu kendisine ikinci başkanlık dönemini getirecektir. Ancak, bu senaryoların dış ticaret açıkları veren, dış borç stokları yüksek olan, rezervleri yetersiz ya da yeterli gibi görünse de ABD 30 yıllık tahvillerine bağlı olan, ticaret bloklarının yeniden yapılanmasından ve bölgesel gelişmelerden olumsuz etkilenecek ekonomiler üzerinde ciddi yan etkileri olacaktır. Bir sonraki yazımızda Trump’ın devraldığı ekonomik verileri anlatıyor oluruz. Özeti ise, eski bir siyasi deyimle “Enkaz devralıyor.”

Ülkemizde ne yapılmalı?

Öncelikle ticaret blokları ile var olan anlaşmaların gözden geçirilmesi lazım. AB ile zaten bu süreç gümrük birliği açısından işliyordu. Brexit sonrası İngiltere gibi diğer pazarlar ile şimdiden stratejik görüşmelere başlanması gerekiyor. Ancak daha da önemlisi yerli üretim. Yerli malı yurdun malı haftası ve bilinci canlandırılmalı. Örneğin inşaat sektörünü ele alırsak, klimalar, çelik kapılar, asansörler, vinçler, pervazlar, çelik, parkeler genelde ithal. Tarım sektörünü örnek alırsak, traktörler, tohumlar, gübreler, hayvanlar, yemleri, mazot, yağ, kesim ve ambalaj makineleri, nohut, kuru fasulye ithal. Bu kadar döviz maliyete karşılık üretim TL ile fiyatlanınca aradaki fark ancak ihracatla kapatılabilir. Orada da kur oynaklığı ile fiyat tutturmak, pazar bulmak zor olunca dolar faiz artışına karşılık içeride reel faizde bir fark yaratılamadığında sermaye hareketliliği negatif etkilenir ve içerideki tasarruflar da yeterli olmayınca kur yukarıya baskılanır. Otomatik katılım sisteminde ise A tipi fonlara yatırım cezbedilmediğinde ve sermaye piyasalarının gelişimi için KOBİ’lere yeterli kurumsallaşma ve halka arz (süreç) teşviki sağlanamadığında, girişimcilik teşvikleri ile ancak tüketim boyutlu ekonomik aktiviteler canlandırılır. TÜBİTAK’ın açıkladığı dijitalleşmede sanayimiz 2.0 ve 3.0 arasında tespiti ile Endüstri 4.0’a geçiş hızlandırılamadığı taktirde yukarıdaki örnek sektörlerdeki üretimlerde dışa bağımlılığımız devam eder. Bu ise, esnafa getirilen kredi kolaylıkları ve afları ile aşılabilecek bir durum değildir. Esnafa sağlanan tüm kolaylıklar piyasadaki durgunluğu aşmak içindir. Atılım yapmak içinse daha kurumsal, büyük, yenilikçi, teknolojik yatırımlara, yerli ve verimli üretime, tasarruf ve finansal okuryazarlık bilincine, sermaye piyasalarına ihtiyaç bulunmaktadır.

Son söz, işleyen demir ışıldar.