Mumların ışığındaki sır Hanuka

Yahudi takvimindeki en sevilen ve en geniş kitlelerce kutlanan bayramlardan olan Hanuka’nın ilk mumu 25 Kislev akşamı (bu yıl 24 Aralık akşamı) yakıldı. 31 Aralık Cumartesi, bayramın sekizinci ve son akşamı, Hanukiya’daki tüm mumlar yakılıyor.

Nazlı DOENYAS Kavram
28 Aralık 2016 Çarşamba

Sayıca çok az ve deneyimsiz olan Yahudilerin, güçlü Selevkos ordusuna karşı zaferi ve Tapınağın tekrar Tanrı hizmetine açılışı sırasında bir gün yetecek miktardaki yağın sekiz gün boyunca yanması mucizelerinin yansımaları, her yıl dünyanın dört bir yanındaki Yahudilere ilham vermeye devam eder.

Savaş zaferi mucizesi; Tanrı gerçeği ile dürüstlük ve doğruluk yolunda hareket edildiğinde, bu yolda çaba gösterilip harekete geçildiğinde olasılıkları yalanlarcasına her şeyin mümkün olabileceği mesajını verir. Hayat tehlikesi olmadığı ve gerekli olmadığı halde gerçekleşen yağ mucizesi ise, Tanrı’nın Sevgisi’ne, her an yanımızda olduğuna, günlük hayatta fark edemediğimiz, yağın yanması gibi doğal diye adlandırdığımız mucizeleri, Tanrı’nın aslında bizim için sürekli gerçekleştirdiğine dikkat çeker.

 Her mitsvanın olduğu gibi, Hanuka’nın da kendine özgü kuralları ve gelenekleri bulunur. Bu kural ve geleneklere yakından bakıldığında, Hanuka mumlarının güzel ve mutlu görünümlü olmanın yanında bize bir şeyler iletmek istedikleri farkedilir. Bu mesajların bazılarını R. Yisrael Rutman şöyle özetliyor:

Paylaşma Mitsvası

Eğer bir kişinin sadece kendisi için Hanuka’nın sekiz gecesine yetecek kadar yağ ve fitili varsa ve maddi imkânları olmayan komşusunun ise hiçbir gece için yağ ve fitili yoksa bu kişi kendisine Hanuka’nın son gecesine sekiz fitil ve yağ kalmayacak olsa bile kendininkileri komşusu ile paylaşmalıdır. Bunun sebebi, mumları/kandilleri her gece bir adet attırarak son gece sekiz muma ulaşmak, hiddur- mitsvanın güzelleştirilmesi olarak bilinir, mitsva aslen, her ev için her gece tek bir mum yakarak da yerine getirilebilir. Kendimiz ile birlikte başka bir kardeşimizin de mitsvayı aslen yerine getirebilmesini sağlamak, onun hiçbir şeyi yokken bizim mitsvayı güzelleştirmemizden daha iyidir.

Asimilasyon zamanı

Hanuka mumlarının yakılışı, başta gün batımında dışarda kapının önünde veya avluda yerine getirilmek üzere tasarlanmıştı. Bu şekilde işten eve dönenler, sokaktakiler bayram ışıklarını görebileceklerdi. (Daha sonraları çeşitli sebeplerden dolayı Hanukiyalar evlerin içinde, ama yine dışarıdan görülebilecek şekilde pencerelerin önüne veya kapı girişlerine yerleştirilmeye başlandı.)

Haşmonaylar zamanında, İsrail topraklarındaki Yahudiler arasında Yunan kültürünün etkilerinden kaynaklanan yoğun asimilasyon artarak devam ediyordu. Yahudi bilgeler savaş kazanıldıktan, yağ mucizesi gerçekleştikten sonraki yılda Hanuka Bayramı’nı takvime dâhil ettiklerinde Hanuka mumlarının, -Pirsume nisa- mucizeyi ilan etmek, herkesin Tanrı’nın, halkı için gerçekleştirdiği mucizelere şahit olabilmesi, bizim mucizelere olan inancımızı ve gerçekleşen kurtuluş için Tanrı’ya şükran duyduğumuzu göstermek için, dışarıdan görülebilecek şekilde yerleştirilip yakılması gerektiğini belirttiler. İlan etme, sergileme yönüyle Hanuka benzersiz bir bayramdır. Hanuka mumlarının yakılması ve Hanuka kutlamaları sadece Haşmonaylar için veya sadece Bet Amikdaş’ın sınırları içinde gerçekleşen bir kutlama değildi. Bu neşeli mumlar, tüm Yahudilere kendi geleneklerini, kendi özlerini fark edebilmeleri için ilham veren, herkesin içinde var olan Yahudilik kıvılcımlarını alevlendirecek küçük sevgi ışıkları olarak parlamaya devam etmektedir.

Eşsiz bir dua

Hanuka mumları yakılırken söylenen berahalar birçok kişi tarafından bilinir. Daha az bilinen ise, yakmayan birinin de söyleyeceği bir beraha olmasıdır: Hanuka yakmayan birisi, mumların yandığını gördüğünde; “atalarımız için yapılan mucizeler için” berahasını söyler. Hanuka bu yönüyle de eşsiz bir bayramdır. Bir mitsva yerine getirmediği halde, biri onun yerine mitsvayı yerine getirmediği halde, sadece başkalarının yaptığı mitsvayı görerek beraha söylenmesi, Hanuka’ya özeldir. Bu şekilde Yahudi bilgeleri dini uygulama seviyesi ve şekli ne olursa olsun tüm Yahudilerin birlik olduğunu vurgulamak ister. Hanuka mumlarının yandığını gören bir Yahudi, içinde bir şeylerin kıpırdadığını hissettiğinde, içini adlandıramadığı ama bir şekil bir yerlerden tanıdık gelen duygular sardığında, kim olduğunu ve köklerini hatırladığında, mitsvanın bu özel boyutu yerine getirilmiş olur ve bu aşamada Tanrı’ya teşekkür duası etmek yerinde olur. (Sukkat David)

Hanuka neden birçok diğer bayramdan farklı olarak hiçbir kısıtlama içermeyen normal günler olarak kutlanır?

Yunan kültürü ve yaşam tarzının temel değerleri dış güzellik, insan vücudunun mükemmelliği, fiziksel zevkler üzerine kurulu bir yaşam, en temel felsefesi ise insanın kendini yüceltmesi ve tanrılaştırmasıdır.

Buna karşılık Yahudi felsefesi ise, ne sadece fiziksele yoğunlaşıp spiritüelliği ihmal eder, ne de Tanrı’ya hizmet edebilmek için inzivaya çekilir. Bunun yerine, Tora yolunda bir yaşam, kişiyi fiziksel dünyayı, tüm günlük aktiviteleri Tanrı Hizmeti’nde kullanıp, bu şekilde yükselterek spiritüel seviyeye getirmek için çalışmaya yönlendirir. Böylelikle amaç Tanrı’ya daha iyi hizmet edebilmekse, bu yolda sağlığımızı korumak ve güçlenmek için yemek yemek ve uyumak bile yükseltilebilir. Hanuka’da Haşmonaylar, Selevkoslar tarafından yayılan ve gittikçe çoğalan maddiyatın gücüne karşı durdular. Tora ideali olan, fiziksel ve gündelik olanı Tanrı Hizmeti’nde yüceltmeyi tekrar gündeme yerleştirdiler. Bu yüzden Hanuka, Şabat ve Yom Tov gibi kısıtlamalar içermeyen sıradan normal günlerde kutlanır. Hanuka’yı sıradan günlerde kutlayarak, Haşmonaylar gibi biz de kutsiyeti ve spiritüelliği günlük hayatlarımızın içine nasıl işleyebileceğimizi düşünür ve bunları hayata geçirme fırsatı buluruz. Elbette ki Roş Aşana veya Pesah gibi diğer tüm kutsal bayramlarımızın bize kattıkları ve içerdikleri güç ile birçok yönden kendimizi geliştirir ve bunları hayatımıza geçiririz. Ama Hanuka’nın sıradan günleri olmadan, spiritüelliğin ve kutsallığın sadece büyük bayramlar ve Yom Tov’larla sınırlı olduğunu zannetme yanılgısına düşülebilir. İnsanın sadece bu Yom Tov günlerinde kendini spiritüel olarak geliştirebileceğini, Tanrı ile ancak bu günlerde yakınlaşabileceği düşünebilir. Bu yüzden Hanuka normal günler olarak gelir ve bize normal bir pazartesi veya salı gününü bile spiritüel gelişim ve Tora ve Tanrı’ya yakınlaşma aracı olarak kullanabileceğimizi gösterir.