Türkiye’nin ilk şehir planlamacısı Aron Angel

Türkiye’nin ilk şehir planlamacısı Aron Angel’i 30 Kasım 2010 tarihinde 94 yaşında kaybettik. Hiç eksik etmediği papyon kravatı ve yüzündeki tebessümle daima insanların, toplumun ve cemaatinin uzmanlık alanı içindeki sorunlarına çözüm getirmeye hazır bir kişi idi.

Naim GÜLERYÜZ Kavram
23 Kasım 2016 Çarşamba

Aron Angel’i anarken – Yaşamından Kesitler

Türkiye’nin ilk şehir planlamacısı Aron Angel’i 30 Kasım 2010 tarihinde 94 yaşında kaybettik. Hiç eksik etmediği papyon kravatı ve yüzündeki tebessümle daima insanların, toplumun ve cemaatinin uzmanlık alanı içindeki sorunlarına çözüm getirmeye hazır bir kişi idi.

2006 yılının sıcak temmuz-ağustos günlerinde, on iki uzun seans formatında tamamlayabildiğimiz ilginç yaşam öyküsü röportajını noktalarken son sözü şu olmuştu: Sağlığım el verdikçe çalışmak, bildiklerimi ve deneyimlerimi beni dinlemek isteyen herkesle paylaşmak niyetindeyim.

Ben de, kendisini rahmetle anarken, bir ‘tesadüfler zinciri’ olan renkli yaşamdan bazı alıntıları, fırsat buldukça sizlerle paylaşmaya çalışacağım. 

1. Sultan’ın Özel Diş Hekimi: Avramo Bivas

Sultan Abdülaziz 1860’larda İtalya Kralı Viktor Emanuel II tarafından İtalya’ya davet edilmişti. Bir gece misafir edildiği sarayda müthiş bir diş ağrısıyla uyanır. Durumu haber alan Kral derhal, sarayın yakınında ikamet eden özel dişçisi Avramo Bivas’ı saraya getirtir. Diş Hekimi Bivas müdahalesiyle Sultan’ın acısını giderir. Sultan, İtalya’nın değişik kentlerini ziyaretten sonra tekrar Roma’ya döndüğünde yine bir iki kez Bivas’ın tedavileriyle rahatlar.

Dönüş günü Kral Viktor Emanuel, Sultan’ı uğurlarken “Ziyaretinizden pek memnun kaldım. Gördüğünüz hoşlandığınız şeylerden arzu ettiğinizi size candan takdime hazırım” dediğinde Sultan’ın tek bir cevabı vardır: Dişçiniz.

Bir ay sonra Avramo Bivas ve tüm ailesi artık İstanbul’da, Saray’a yakın bir yerde kendilerine tahsis edilen muhteşem bir konağa yerleşmişti bile.

Avramo Bivas, Türkiye’nin ilk şehircilik uzmanı (urbaniste) Yüksek Mimar Aron Angel’in annesinin dedesinin babasıydı. Bivas adı ailede bir simge olarak kalmış, kızlar da evlendiklerinde babalarının veya dedelerinin ününü devam ettirmek için Bivas soyadını muhafaza ederek nüfus kütüklerine eşlerinin soyadıyla beraber tescil ettirip kullanmışlardır.

Kaynak: Naim A. Güleryüz’ün Aron Angel’le röportajı (Temmuz-Ağustos 2006)