İsrail’den üç önemli hastalığa çığır açıcı tedaviler

İsrail tarihi boyunca doktorlarıyla, bilim insanlarıyla ve araştırmacılarıyla sayısız tıbbi gelişmelere imza attı. Son aylarda AIDS, Alzheimer ve ALS konusunda ard arda gelen başarılar küresel çapta sevinç uyandırdı.

Kültür
16 Kasım 2016 Çarşamba

AIDS

Test edilen  ilaç, vücudun geri kalanına zarar vermeden HIV’den etkilenen hücrelerin kendini imha etmesini sağlıyor.

Kudüs İbrani Üniversitesi tarafından geliştirilen ve Rehovot bölgesinde bulunan Kaplan Tıp Merkezinde testleri yürütülen yeni ilaç ile HIV ve AIDS hastalarına yeni bir umut ışığı doğmak üzere.

İlaç, hastanede tedavi gören on AIDS hastasından kan örneklerinin yerleştirildiği test tüplerine yerleştirildi. Sekiz günde kan örneklerinde bulunan HIV virüsünün yüzde 97 oranında azaldığı gözlemlendi.

İbrani Üniversitesinde Abraham Loyter ve Assaf Friedler tarafından geliştirilen ilaçta, proteinin küçük hali olan Peptid adı verilen etkin bir bileşen bulunuyor.

Bu Peptid sayesinde, enfekte olan hücreye virüsün DNA’sından tek bir kopya yerine birçok kopya giriş yapıyor, bunun sonucunda hücre kendini imha ediyor.

HIV tedavisi için vücutta yayılan enfeksiyonun geçişini yavaşlatan birçok ilaç kullanılıyor ama virüs tamamıyla yok edilemiyor. Bu ilaçlar, doktorların AIDS’i ölümcül bir hastalıktan ziyade kronik bir hastalık olarak görmesini sağladı.

Loyter, bu yeniliğin, önceki girişimlerden  daha başarılı olduğunu ekledi. Loyter, Channel 2’ye “Biz hücreleri yıkıyoruz; vücutta bu virüsü bulunduran hiç hücre kalmadı ve bir gün bu virüsün tekrar uyanma ihtimali olmayacak” dedi.

 

ALZHEİMER

Nörodejeneratif bir hastalık olan Alzheimer ile bağlantılı gen farelerde değiştirilebildi.

Tel Aviv Üniversitesi bünyesinde çalışan bilim insanlarının Alzheimer hastalığını iyileştirmeye yarayan bir buluşları olduğunu açıkladı.

Profesör Daniel Michaelson liderliğindeki araştırmacılar bu yıkıcı nörodejeneratif hastalıkla bağlantılı olan APOE3 geninin yapısını farelerde değiştirmeyi başardı. Bu genin iyi huylu hali APOE3 adını alırken, hastalıklı olanı APOE4 adını alıyor ve kurbanların yüzde 60’ında bulunuyor.

Üniversiteden gelen bir açıklamaya göre, kötü huylu olan APOE4  geninin iyi huylu olan APOE3’e dönüşebildiği yeni bir mekanizma ve yaklaşım geliştirildi. Üniversite ile Kaliforniya merkezli ticari şirketi Artery Ltd.’nin beraber yürüttüğü  araştırmaların sonuçları geçtiğimiz ay Journal of Alzheimer Disease dergisinde yayınlandı. Michaelson, “APOE4, yeteri kadar incelenmemiş, çok önemli bir hedef,” dedi fakat hastalığa çare bulmak için yapılan girişimlerin sadece tek bir boyuttan ibaret olduğunu ekledi. Alzheimer’ın bütün yönlerini kapsayan bir tedavi  biçimi olduğunu zannetmeyen Michaelson “Gerçekten hedefi vuran sihirli tek bir kurşundan bahsedemeyiz” açıklamasını yaptı. Deney sırasında araştırmacılar tedavi öncesinde  şaşırmış, tutarsız davranışlar sergileyen farelerin tedaviden sonra yapay bir gölün ortasında bulunan batık adayı bulabildiklerini gözlemledi.

 

ALS

Üzerinde kök hücre tedavisi denenen hastaların yüzde 90’ında iyileşme görüldü.

Üzerinde kök hücre tedavisi denenen hastaların yüzde 90’ında iyileşme görüldü. Kudüs’te bulunan Hadasa Ein Kerem Hastanesi araştırma bölümü ile Brainstorm Hücre Terapi şirketi ilk kez ALS hastalığına tedavi yolunu açtı. Denemelerinde hastaların yüzde 90’ı gelişme gösterdi. Dört yıl süren denemelerde 26 ALS (Amyotrophic Lateral Sclerosis diğer adıyla Lou Gehrig hastalığı) hastası yeni ve ezber bozan bir teknoloji ile tedavi edildi. Deneysel uygulamada hastanın ilik kemiğinden alınan ve laboratuvarda özel tekniklerle değiştirilen kök hücreler yeniden omurilik sıvısına zikrediliyor. Teknolojinin adına NurOwn deniyor.

Hadasa Ein Kerem Hastanesinden Multiple Sclerosis Merkezi direktörü Dr. Dimitrios Karussis, “Deneye katılan hastalarımızın yüzde 90’ında iyileşme tespit ettik. Motor becerileri bu kimselerde geri geldi. Ellerini kullanmada gelişme gösteren hastaların nefes alması da iyileşti” dedi.

Massachusetts Üniversitesi Tıp Merkezi, Massachusetts General Hastanesi ve Minnesota’daki Mayo Clinic’de tekrarlanan deney aynı başarıya ulaştı. NurOwn tedavisi gören 24 hasta, kontrol grubunda placebo tedavi gören 12 hastaya nazaran iyileşme gösterdi.

Sıradaki deneylerde hastalar sadece bir kez değil, birkaç kez NurOwn tedavisi görecek. Şimdilik ALS’nin tedavisi bulundu demek için çok erken; yine de ALS hastaları ve yakınları için büyük bir umut doğdu denilebilir.