GALATA adının kökeni

Galata isminin kaynağı ile ilgili değişik varsayımlar mevcuttur. Evliya Çelebi dahil birçok araştırmacının yaygın görüşüne göre bu isim Rumca süt anlamına gelen galaktos sözcüğünden türemiştir. Zira Galata, Bizans’ta mandıralarının bulunduğu, sütçülerinin oturduğu yöre ve sütlü ürünlerin pazaryeri idi.

Naim GÜLERYÜZ Kavram
16 Kasım 2016 Çarşamba

Antik çağda bölge, incirlik anlamına gelen Sykai veya Sykaena veya Sykudis olarak da anılırdı. Gezgin Pierre Gilles, bahsi geçen süt sözcüğünün, incirliklerin meyveleri kopartıldığında akan sütünden kaynaklandığına değinmektedir.

Bir diğer sava göre bu söz İtalyan-Ceneviz dilinde bayır veya denize inen yol anlamına gelen gallada, caladoo sözcüğünden türemiştir.

Değişik bir yaklaşım ise, Katoliklerin Ortodokslar tarafından Galus olarak adlandırılmasından dolayı bir Katolik kasabası olan yörenin, bu isimle anıldığı yönündedir. Anadolu’da Katoliklerin yaşadığı bölgelerin Galatae olarak anılması bu görüşü kısmen desteklemektedir.

Gilles, Bizanslı gramerci Tzetzes’den naklen, Yunanlıların Galatai adını verdikleri Galyalıların komutanı Brennus’un 'karşıya' geçtiğinde yöreye Galatai adını verdiğini de düşünmektedir.

11. yüzyılın ikinci yarısında Yahudiler Galata-Pera’ya nakledilmiştir. Ünlü gezgin Benjamen de Tudela 1176’da İstanbul’u ziyaret ettiğinde yörede Yahudilerin yaşadığını yazmıştır. Eremya Çelebi 7. yüzyılda Tophane’nin sahil kesiminde Yahudilerin oturduğunu, Evliya Çelebi de Galata’daki Yahudi mahallesinde iki sinagogun mevcut olduğunu belirtir.

1894’de 500 kadar Yahudi ailenin yaşadığı Galata semti, kentin değişik yörelerinde meydana gelen yangınlar sonrası daha modern mahallelerine yerleşmek isteği gibi demografik etkenlerle, özellikle Hasköy ve Balat’tan gelenlerin eklenmesi ile büyük ölçüde bir Yahudi yerleşim bölgesi olarak gelişti. 1950’li yıllara kadar devam eden bu durum, genellikle gelir düzeyi düşük birçok ailenin 1947-1949 yıllarında İsrail’e göç etmeleri ve daha varlıklı olanların Taksim, Nişantaşı ve Şişli gibi kuzey semtlerine taşınmaları ile değişti.  Ancak, yıllar boyunca yoğun Yahudi yerleşimi sonucu bu bölgede birikmiş sinagog ve hayır kurumlarının bir kısmı yörede mevcudiyetlerini halen devam ettirmektedirler.

Kaynak: Naim A. Güleryüz, İstanbul Sinagogları, Ajans Class, İstanbul. 1992