Satır aralarında gözden kaçanlar

Bu yazıyı yazdığımız dakikalar itibarı ile Türkiye saati ile 8 Kasım’a girmiş bulunuyoruz. Sayfamız ve haberimiz baskıya girdiğinde ABD’de seçim günü başlamış olacak. Bu sayfayı okuduğunuz gün ise yeni başkan belli olacak. Kazanını tahmin etmenin zor olduğu bir seçim. Ve ABD medyasındaki haberlere göre de en sert/zor seçim. Çok yazıldı çizildi ancak bazı haberler satır aralarında çok öne çıkamadı. Bu haberimizde biraz onlara değinelim.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
9 Kasım 2016 Çarşamba

Seçimin son günlerinde Demokrat Aday Clinton toplantılarında ünlülerle sahne almaya ağırlık verdi. Katy Perry Philadelphia’da, Le Bron James Cleveland’da, Beyoncé Ohio’da Clinton’a sahnede eşlik etti. Jon Bon Jovi ve Bruce Springsteen de Clinton Ailesi’nin ve Barack-Michelle Obama’nın katılımı ile yine meydanlarda şarkıları ile seçmenlere seslendiler. Seçmenlere ‘Trump’ı seçmeyin’ diye mesaj veren Madonna, suratına yumruk atmak isteyen Robert de Niro, Trump’a karşı olduğu için Twitter’da saldırıya uğrayan Miley Cyrus ve diğerleri. Tüm Hollywood iş adamına karşı sanki yanına NBA’yi de almışlar. Aslında sanat ve spor dünyasının ikonları siyasal pazarlamada Clinton’ın kampanya ekibi tarafından daha sık kullanıldı. Fakat burada El Cezire’de 5 Kasım tarihli bir haberi1 ve aralarda ismi pek bilinmeyen web sitelerinde geçen haberleri hatırlatmak gerekiyor. Buna göre, Clinton’ın seçim kampanyası mitinglerine katılım özellikle temmuz, ağustos, eylül aylarında Trump’a göre genelde çok düşük gerçekleşti. Hatta bazı seçim fotoğraflarında görünen kalabalıklar için photoshop kullanıldığı iddia edildi bazı/bu sitelerde. Sanat ve spor camiası bunun için mi kullanıldı bilinmez ama net olan şu ki bu seçimlerde New York Times, Business Insider, Huffington Post gibi haber mecraları açıkça Trump karşıtı tutumlarını haberleri ve yorumları ile gösterdiler. Sosyal medyada, medyada ve sanat, spor camiası ile ekonomistler arasında açıkça Trump’a karşı olanların kaygılandıkları konu, Trump’ın kampanya sürecinde verdiği kritik demeçleri ve söylemleri. Twitter mesajlarının aldığı tepki nedeniyle, son haftalarda hesabının denetimini kampanya ekibinin aldığına dair haberler yer aldı. Potus (Başkan Obama) Clinton’a destek amaçlı seçim konuşmasında “Twitter hesabına sahip çıkamayan bir kişinin nükleer kodlara da sahip olmaması gerekir” dedi. Bunları söylerken Barack Obama’nın üvey kardeşi Malik Obama, yine Twitter hesabından, 6 Kasım’da erken oy kullanarak desteğini Trump’a verdiğini yazdı. New York Times hesabından tivit edilen kendi haberine göre ise 2016 seçimleri siber silahların bu kadar yoğun kullanıldığı ilk seçim. Ki Trump taraftarları da seçimin hileli olduğunu savunuyor.

Son anketler ne diyor?

Genelde medyada yer alan anketler ve haberler Clinton’ı hep önde gösterdi. ABD’deki Müslüman ve Yahudi kesimin oyları genelde Trump’a gidecek şeklinde basındaki haberlerden bir sonuç çıkarmak mümkün. Nitekim Tampa’da her yer kırmızı. Florida’daki seçimin sert geçeceğinin bir göstergesi bu durum. Salıncak eyaletlerde Kuzey Karolina, Ohio, Virginia, Florida başkanı belirlemek adına seçici kurul üyelerinin çoğunlukta olduğu eyaletler. 270 seçici kurul üyesini alan başkanlığı da alacak. Son anketlere bakıldığında Kuzey Karolina’da, Ohio’da ve Florida’da Trump önde. Ancak anketler bazında da farklılıklar var. Konu anketlere gelmişken önceki başkanlık seçimlerinde en yakın tahminde bulunan Investor Business Daily, TIPP Tracking’e göre 7 Kasım itibarı ile adaylar arasında Trump yüzde 43 ile iki puan öndeydi. Washington Üniversitesi’nden tarih profesörü Allan Lichtman geliştirdiği metodoloji sayesinde 1984’den beri tüm başkanları bilmiş. Analizi çarşamba sabahı itibarı ile Trump’ı gösteriyor. Trump’ın seçilme şansını arttıran durumlar yeni neslin, Afrika kökenli ABD’lilerin oylamaya az katılımı veya beyaz yakalıların oylarda kendisine dönmesi. Erken oylarda katılım Clinton lehine yüksek ancak FBI’ın kararını ilk açıkladığı haftaya denk geldiğini unutmamalı. Pazarlama ve yönetim biliminde üstat ABD pazarında ise Trump adaylığını koyduğu 2015 yazından bu yana medyada Sanders ve Clinton’dan daha fazla yer almış durumda. Bu aslında kitlelerin onu istediğini, adeta İngiltere’de Kraliyet Ailesi’nin haberlerindeki gibi gizliden gizliye bir sempati ile follower’lık olduğunu teyit ediyor. Yine basında yer alan haberlere göre keskin bir şekilde ayrılan iki tarafın destekçileri artık Facebook’ta birbirlerini arkadaşlıktan çıkarsalar da sosyal medyadaki bu kapışmanın diğer tüm medyayı beslediği gerçek. Clinton belki seçimin galibi çıkabilir ama Trump diğer tüm konularda açık ara kazanan. Bu vesile ile Obama’nın ikinci başkanlığını, Euro/Dolar paritesindeki 1,10 denge seviyesine kadar olan %25’lik geri çekilmeyi, ECB’nin 1 trilyon Euro üzerindeki varlık alımını, FED’in dünyaya dilediği sabrı, geçen yaz borsalardaki ani ve hızlı geri çekilmeyi kâhin Roubini’den ve diğerlerinden farklı bir şekilde çok önceden bilen İstanbul Ekolü köşemiz bakalım bu sefer Trump’ı bilecek mi? Trump adaylığını daha ilk koyduğunda Cumhuriyetçilerin tek adayı olacağını yine önceki yazılarımızda bilmiştik ancak bu kadar açık desteğe rağmen Clinton’ın yerine başkan seçilirse bu sayfadan bir kehanet rekoru kırmış olacağız. Belki Trump başkan olmayı son anda kaçıracak (veya son anda alacak) fakat net olan, Senato ve Kongre ağırlıklı olarak Cumhuriyetçilerde. Bu satırları okuduğunuzdaki piyasaların ilk tepkisi orta uzun vadede ne olacak diye merak edenler için, o zaman hızlıca diğer soruya geçelim.

 

Piyasalardaki  (y)a(nı)lgı doğru mu?

Seçim vaatleri ve söylemleri genelde sert olur. Kaldı ki, Trump muhafazakâr tarafın, Cumhuriyetçi kanadın adayı. Politika ise seçildikten sonra bir denge yönetim işidir. Ancak, seçimle ilgili belki de gösterilen veya vurgulanmak istenen boyut Trump’ın seçilmesinin sonuçlarının olumsuz olacağı. Genel olarak piyasalarda böyle bir algı yaratılmış durumda. FED’in helikopter parasına karşı olan Trump Yellen’i değiştirmek isteyebilir diye piyasalarda bir kaygı var. Seneye ABD Hazinesi’nin borç stoku 20 trilyon doları aşacak. Tabii, Kongre ve Senato bütçeye izin verirse. Cumhuriyetçilerin ağırlıklı olduğu bu mekanizmalarda Clinton başkan seçilirse işi zor. Aslında FED’in bilançosu ve Amerikan Hazinesi’nin borçları için çözüm önerisi sunan da bir tek Trump. Öte yandan her iki adayın ekonomik vaatlerinde Trump’ın vergi reformu nedeni ile Hazine üzerine daha fazla yük getireceği2 Time tarafından öngörülürken, Wall Street Journal3 ekonomik canlanma için kısa vadede daha etkili olacağını savunuyor. Çin’le olan ekonomik ilişkiler açısından bakıldığında, Clinton’ın kampanya sitesindeki söylem ve vaatler Trump’ınkinden çok yumuşak ya da yapıcı değil. Wall Street’e yönelik, bankacılara ve borsacılara şeffaflık, hesap verilebilirlik açısından reformları zorunlu tutacağını yazan Clinton’ın ekonomik programında, sadece ABD finansal piyasalarını değil, dünyadaki finansal kurumları da derinden etkileyecek bir söylem söz konusu.

Meksika duvarına sınır öreceğini ve bedelini Meksika’dan tahsil edeceğini söyleyen Trump aslında sınırlarını mültecilere kapatacağını söylerken Avrupalı birçok liderin benzer söylem, eylem ya da düşüncelerinden farklı değil. Aralarında Nobel Ödüllü ekonomistlerin de bulunduğu 307 ekonomist 2 Ekim’de, Trump’ın ekonomi politikalarının ABD’ye daha çok hasar vereceğini ve kendisini desteklemeyeceklerini belirten bir duyuruya imza attılar. Gerçi 26 Eylül’de 305 ekonomist Clinton için benzer bir duyuruya imza atmıştı ama örneğin bu haber CNN’de Trump’ın haberi kadar yer bulmadı. Trump karşıtlığı küresel piyasalarda da genelde karşılığını buldu. FBI bir hafta içerisinde iki farklı karar açıklayarak küresel piyasalarda büyük bir volatilite yarattı. Piyasalar yazımızın yazıldığı an itibarı ile genelde yukarıda, altının onsu düşüşe geçti. Dow tekrar 18.000 puan üzerine çıktı. Ancak CNBC’de yer alan bir haber4 geçmişteki başkanlık seçimlerine ve Kasım-Aralık dönemlerine bakarak Clinton’ın seçilmesi durumunda borsalar için daha olumsuz olacağını iddia ediyor. Her durumda Aralık’ta FED’in faiz artışı geldiğinde borsalarda bir geri çekilme olacak. Üstelik CNN’deki ankette5 yer aldığı gibi Clinton’ın izleyeceği dış politika Trump’a göre daha şahin. Trump Ortadoğu’da pasif kalacağını, Rusya, Kuzey Kore ile yapıcı yaklaşımlarda bulunacağını söylerken Clinton tersine daha müdahaleci görünüyor. Trump’ın konfor alanlarını zorlayıcı değişim söylemleri karşı tarafta iticiliğini öne çıkarıyor. Clinton seçimlerden galip çıkarsa söylediklerinden çok insanların duymak istediklerini kendisiyle özdeşleştirdiği için bu olacak. İlişkilerde ise gerçekleşen ile hayal edilen arasındaki fark kalp kırıklıklarını arttırır. Fransa’da yapılacak seçimlerde Sarkozy bu yüzden daha çok aranır durumda. Brexit mi? Yüksek mahkemenin demokrasisine rağmen diğer kadın Başbakan Mart 2017’de Brexit sürecinin başlayacağına çok emin.

Özetle, kim seçilirse seçilsin kırk satır mı kırk katır mı yoksa kırk yıllık hatır mı, hep birlikte göreceğiz.

 

 

1http://www.aljazeera.com/blogs/americas/2016/11/hillary-clinton-donald-trump-rallies-161104233413813.html

2http://time.com/money/4540359/clinton-trump-budget-priorites/?xid=tcoshare

3http://www.wsj.com/articles/donald-trumps-tax-plan-would-boost-economy-in-short-run-but-not-long-term-analysis-finds-1476726625?mod=e2twe

4http://www.cnbc.com/2016/10/31/clinton-win-could-be-worse-for-nov-dec-stock-market-than-trump-economist.html

5http://edition.cnn.com/interactive/2016/politics/global-headaches/