İstanbul’da sonbahar...

Arada güneşli günler yaşasak da, yağmurlu günler sıklaşıyor, yazdan kalma günler ise seyrekleşiyor! Ülkemizin bulunduğu coğrafi konum nedeniyle farklı bir hava durumu beklemek yersiz olurdu. Bu havaların trendlerine kısaca göz atalım.

Yaşam
13 Ekim 2016 Perşembe

Her şeyin beklentilerle paralel gitmesine rağmen sonbaharla kimileri neşeleniyor, kimileri de kızgın! Eğer sonbahara kızanlardansanız ve yaza veda edemiyorsanız, bu ayın favori TATİL aktivitesi olan (1) hafta sonluğuna Göçek’e mavi yolculuğa gitmeyi atlamayın derim! Kasım ayına kadar denize girilebiliyor. Oraya kadar gitmişken, “burada hâlâ yaz bitmedi” gibi bir post da atmazsanız ayıp olur.

Yok eğer Teoman gibi “Çok güzel hâlâ, İstanbul’da sonbahar...” diyorsanız, ne kadar yağmurda eriyecek kadar şeker olmasanız da, dışarıda geçireceğiniz zamanlar azalacak, istatistikler böyle söylüyor, üzgünüm. Bu durumda evde daha çok vakit geçireceksiniz. Madem öyle biraz da DEKORASYON tüyosu vereyim dedim. Ev dekorasyonunda (2) pirinç aksesuarlar, altın sarısı detaylar çok moda... Birkaç aksesuarı değiştirip, kendinize yeni yastıklar alarak evinizin havasını komple değiştirebilirsiniz.  (3) Yastıklarınızı geometrik desenli veya üzeri mesajlı seçerseniz, oldu bu iş. Bir de tabii çapraz ayaklı puf... Gördüğünüz gibi, göz açıp kapayıncaya kadar evinizi sonbahara hazırladım.

Güzel dekorasyona karşı oturdunuz... Ne yapıyoruz peki şimdi? Belgesel kanallarını kapadıysanız ve yeni bir DİZİ peşindeyseniz fazla bekletmeyeyim sizi. Çağatay Ulusoy’un başrolünü oynadığı (4) İçeride isimli dizi yılın dizisi olacak gibi... İlk bölümlerden çok ses getirdi. Henüz izlemedim ama merak etmiyor değilim. Yabancı dizilerde ise geçen ayki tavsiyelerimden farklı bir trend olmadı. Yine de dizisiz kaldıysanız sizi kırmayayım. The Night Of ve 2. sezonu başlayan Mr. Robot’ u tavsiye ettiler. Deneyebilirsiniz.

Bestseller köşesine gittim ama dişimi doyuracak tatta bir KİTAP bulamadım ama Haruki Murakami’nin 17 yıl sonra Türkçeye çevrilen kitabı (5) ‘Sputnik Sevgilim’i edinebilir, keyifle okuyabilirsiniz! Bense tercihimi Sahilde Kafka’dan yana kullandım.

Yeteri kadar evde oturduysanız şimdi dışarı çıkma zamanı... Sıra geldi MODA’ya. Havanın serinlemeye başladığı bu sonbahar günlerinde üzerinize (6) bomber ceket almak iyi bir fikir gibi gözüküyor.  Ayakkabıya gelince, Stan Smith’lerin bir üst versiyonuna geçiyoruz ve (7) aşağı yukarı aynı kalıba sahip fakat önünde George Hogg püskülleri bulunan bir model arıyoruz. Muna veya daha da püsküllü olsun derseniz Josefinas modellerine göz atabilirsiniz. Hava çok ıslaksa, spor ayakkabı kurtarmaz diyorsanız postal tarzı bir bot edinebilirsiniz.

Şık bir şeyler arıyorsanız (8) diz üstü, upuzun çizmeler bu sene revaçta. Giyeni biraz basit göstermesine karşın vücut hatlarını olduğundan güzel göstermede bu çizmelerin üzerine yok! Bir tane edinebilirsiniz... Üzerinize de 'robe de chambre' bir palto eklerseniz, neredeyse içinize ne giydiğinizin bir önemi bile yok... Çantaya gelince... (9) Yandan asmalı, çok da büyük olmayan çantalar çok moda... Hem taşıması kolay hem de çok şık! Daha spesifik olmak gerekirse Yves Saint Laurent’in Sunset Monogramları bir harika! Makyajınızı da unutmayalım... Christian Louboutin’in rujları ve ojeleri de en az ayakkabıları kadarı kadar mükemmel! Saklayamayacağım, rujların dizaynıyla aşk yaşıyorum! Biraz paraya kıyıp çantanıza (10) Louboutin bir ruj atarsanız, dudaklarınızla erkekleri, imajınızla da kadınları büyüleyebilirsiniz. Bu sezon çantanızın olmazsa olmazı ise her yerde satılan (11) renk renk ponpon anahtarlıklar. Benimki lila, siz ne renk seçtiniz? Yok artık, henüz almamış olamazsınız değil mi?

Çizgiler, ekoseler, puantiyeler, çiçek desenleri, animal printler, hayvan figürleri, kalp ve yıldız desenleri ve kaz ayağı birleşip; ağaçların yeşil yapraklarını sarartmaları ile birlikte,  sahneden çekilen yeşil yaprak deseninin yerini doldurmaya çalışacaklar.

NİŞAN – DÜĞÜN sezonu bitti... Ama benden söylemesi, (12) montöründe de küçük taşlar olan tektaş modelleri –durmadan “taş” dedim ama model çok taşlı...-  şu sıralar çok in! Ayrıca çocuk bekliyorsanız ve tektaşınızı büyütme fikriniz varsa bu modeli göz önünde bulundurun derim. Nikâh şekerinin yerini ise tamamen sukulentler aldı diyebilirim... Yeteri kadar düğüne, nişana davetliyseniz, kim bilir belki de bir botanik bile açabilirsiniz!

Son olarak DİJİTAL DÜNYA’ya göz atalım. Instagram için; illa şunu paylaşın, bu hashtag’i koyun diyebileceğim, öne çıkan bir şey yok bu ay... Üzgünüm gerçekten! Ama size mutlaka takip etmeniz gereken bir hesap söyleyebilirim. @varböyletipler’i takip edip,  gerçekten çok eğlenebilirsiniz.

Bu aralar Twitter’ı en gözde trendi ise (13) ansızın gelen bir kişiye hazırlıksız yakalananlar  Bir anda gelen bir kişi karşısında sunumsuz yakalanıp alelacele bir şeylere kurdele bağlamak üzerine bir trend... Saçmalık demeyin, bir süre sonra telefon ekranına başlayıp sesli gülmeye başlıyorsunuz.

Bir de müjdem var! Zara’nın online’ı açıldı. Artık o karışıklıkta kıyafet aramak, kabin sırası beklemek durumunda değilsiniz... Türk insanına bu durum çok avantajlı gelmiş olacak ki, ilk günlerin sonuçlarına göre Türkiye online alışverişte ikinci sırayı aldığına dair de bir söylenti duydum.

Bana gelince hepimizin içerisinde olduğu tüketim çılgınlığını çok tasvip etmediğim için,  pek alışveriş yaptığımı söyleyemeyeceğim. Gözüme kestirdiğim şeyler olmuyor değil ama şimdilik sonbaharı, ürünlere değil aktivitelere yatırım yaparak geçirmeyi planlıyorum... Dolabımı değil, bedenimi, zihnimi ruhumu doyurmanın peşindeyim. Şahane kıyafetler yerine, bol bol spor, konserler, gösteriler, yaratıcı yazarlık atölyesi, seramik kursu gibi şeyler ile tatmin olmayı tercih ediyorum.