Şimon Peres: Şahinden barış güvercinine

Geçtiğimiz günlerde Şimon Peres ile ilgili milyonlarca şey söylendi ancak çok azı Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmed Halife’nin Twitter’daki 22 kelimelik paylaşımı kadar Peres’i ifade ediyordu.

Dünya
6 Ekim 2016 Perşembe

“Huzur içinde uyu Şimon Peres, bir savaş adamı ve aynı zamanda bugün Ortadoğu’da yakalanması zor olan barışın yaratıcısı”  yazan Şeyh Halid, İsrail’in 9. Devlet Başkanı Peres’in ölümünün ardından yorum yapan ilk Arap lider oldu.

Paylaşımı sadece 107 karakterden oluşmasına rağmen Halid, Peres’in İsrail’in kuruluşundan da öncesine dayanan uzun ve büyük kariyerini özetlemiş oldu. Böylelikle tüm dünya liderlerinin Peres’e son görevlerini yerine getirmek için İsrail’e gitmelerinin de sebebini açıklamış oldu.

Peres sadece bir ‘savaş adamı’ olsaydı, aynı kendisi gibi İsrail’in kurucularından olan ve 2012’de hayatını kaybeden İzak Şamir gibi cenazesine tek bir yabancı bakan ya da siyasetçi katılmazdı.  Aynı şekilde Gazze’den çekilmesine rağmen Ariel Şaron’un da cenazesine sadece 20 yabancı siyasetçi katılmıştı ve bunların hiçbiri devlet başkanı ya da başbakan değildi.

Peres’i tüm dünyada bu kadar popüler kılan sürekli olarak barışı aramasıydı. Adeta bir Don Kişot gibi, şimdi uzakta görünen yeni bir Ortadoğu için barışı aramıştı. ABD Başkanı Barack Obama’ya da Kaliforniya’dan Maine’e tüm ülkede Peres için bayrakları yarıya indirme kararı aldıran bu sürekli barış arayışıydı. 

Şeyh Halid’in belirttiği gibi önemli olan barışın gecikmesi ya da sağlanması değil. Önemli olan tüm dünyanın gözünde barış için çaba gösterilmesi: Önemli olan varılacak nokta değil, yolculuğun kendisi.

İsrail’in geçmişte Abba Eban ya da Tzipi Livni gibi yurt dışında kendi ülkelerinde olduklarından daha popüler olan liderleri oldu. Ancak Peres farklıydı. Eban, Peres’in aksine yurt dışındaki imajını kendi ülkesinde sürdürememişti.

Oslo rüyasından hiç vazgeçmediği, bugünkü koşullarda bile Filistin sorununun çözülebileceğine inandığı için yurt dışında takdir edilse de Peres kendi ülkesinde fazla saf görüldü ve sokaklarda devam eden terörizm gerçeğinden dolayı da bir hayalin peşinde gittiği için küçümsendi. Ancak sonunda, yurt dışında aldığı tüm övgüler İsrail halkının ona olan bakışını büyük ölçüde etkileyerek değiştirdi.

İsrail’in ulusal kahramanlarından bir kısmı şahinden barış güvercinine dönüştü: İzak Rabin, Ezer Weizman ve belli bir dereceye kadar Şaron. Peres bu kahramanlar listesinde ilk sırada geliyor.

2000 yılında Church of God -Vision adlı bir yayın kuruluşuna verdiği röportajda Peres, “Değiştim çünkü şartlar değişti. İsrail’in tehlikede olduğunu düşündüğüm dönemde korkunç bir şahindim. İsrail’i savunmak ve güçlü kılmak için her şeyi yapmanın görevim olduğunu düşünüyordum. Buna mecburdum. Ancak tercihimizi barıştan yana kullanabileceğimizi hissettiğim an değiştim, çünkü barış bir amaç. Savaş bir mecburiyet, barış ise hedef” diye konuşmuştu.

 

Arap toplumu liderlerinden Peres ailesine taziye

İsrail’deki tüm Arap toplumunu temsil ettiğini iddia eden Birleşik Arap Listesi Şimon Peres’in cenazesini protesto etmişti. Ancak törenden iki gün sonra, en az 20 Arap liderden oluşan bir heyet Yafa’daki Peres Barış Merkezi’nde, Peres’in ailesine taziye ziyaretinde bulundu.

İsrail İslami Hareketinin de içinde bulunduğu birçok organizasyonu barındıran Birleşik Arap Listesi, Şimon Peres’in cenazeden bir gün önce, hiçbir üyesinin törene katılmayacağını duyurmuştu.

“İsrail Arap toplumu ve Bölgesel Arap Konseyleri adına Şimon Peres’in matemde olan ailesini ziyaret etmek ve başsağlığı dilemek için geldim” diyen Sakhnin Belediye Başkanı Mazen Ghanem, Birleşik Arap Listesi’ne bağlı üyelerin protestosunun, İsrail-Arap toplumunu temsil etmediğini belirtti.

Ghanem, cenazeyi protesto edenler için, İsrail-Arap toplumunu temsilen değil, kendileri adına eylemde bulunduklarını söyledi ve “Biz, Arap toplumunu temsilen buradayız. Tarih yazan insanlar vardır. Şimon Peres, barışa ve eşitliğe inanıyordu. Peres Barış Merkezi bu insanın büyüklüğü hakkında her şeyi söylüyor” dedi.

Shiblinin Bölgesel Konseyi Başkanı Naim Shibli de, “Peres büyük bir adamdı. Bir barış adamı ve bin yıllık geleceğe öngörüyle bakabilen bir adamdı” diyerek Birleşik Arap Listesi üyelerini eleştirdi.

Şimon Peres’in kızı Tzvika Walden de, ziyarete gelen heyet üyelerine teşekkür etti ve onları ‘cesur insanlar’ olarak niteledi. “Birlikte yaşayamayacağımıza inanan insanlar var. Ancak beraber yaşayabiliriz” diyen Walden, babasına hitaben, “Sensiz, bizim burada yaşamamız mümkün olmazdı. Hepimiz daha iyi bir geleceğe inanıyoruz” dedi.

 

Netanyahu-Abbas tokalaşmasına  iki taraftan da eleştiri geldi

İsrail Adalet Bakanı Shaked, Başbakan Netanyahu’yu, Peres’in cenazesinde Filistin Yönetimi Başkanı Abbas’ın elini sıktığı için eleştirdi. Böylece bu kısa selamlaşmayı eleştirenler kervanına biri daha katılmış oldu.

Cuma günü Kudüs’te gerçekleşen Şimon Peres’in cenazesine Filistin lideri Abbas,  Filistin toplumundan gelen sert eleştirilere rağmen katıldı. Törende Abbas ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun kısa süreli el sıkışması ise birçok kesimin eleştirilerinin hedefi oldu. 

İsrail Adalet Bakanı Ayelet Shaked Ordu Radyosuna şöyle konuştu: “Abbas’ın gelmiş olmasına saygı duyuyorum, ancak hatırlamalıyız ki bu kişi aynı zamanda nefreti yayıp insanları kışkırtıyor.  Bunun da düşünülmesi gerekir.” Shaked cenazeye katıldığı halde, dört Filistin üst düzey yetkilileriyle cenazeye katılan Abbas’ın elini sıkmadığını da belirtti. 

Cuma günü, dünya liderleri son uğurlamalarını yapmak için Mount Herzl’deki cenazede toplanırlarken, Shaked ve Abbas kibarca selamlaştılar. Abbas ayrıca, aralarında Devlet Başkanı Reuven Rivlin’in de bulunduğu diğer İsrailli liderlerin ellerini de sıktı.

Günün ilerleyen zamanlarında Yahudi Evi Partisi lideri Naftali Bennett, Netanyahu ve diğerlerini Filistin başkanı ile el sıkıştıkları için eleştirdi. Facebook sayfasına, “İsrailliler Abbas’ın elini sıkmak için neden sırada bekliyorlar anlayamıyorum; Abbas bugün İsraillilerin öldürülmesini teşvik edip Filistinli suçluların/katillerin ailelerine aylık ödenek veriyor” şeklinde yazdı.

Aralarında Şimon Peres’in ölümünü istemiş Hamas sözcüsünün de olduğu birçok Filistinliden gelen eleştirilere rağmen El Fetih Partisi Abbas’ın cenazeye katılımını destekledi. Parti sözcüsü Abbas’ın cenazeye katılmak ile ilgili hiçbir pişmanlık duymadığını belirtti.

Cenazeden önce bir Filistinli yetkili bu ziyaretin İsrail’e, Filistinlilerin barış konusunda ciddi olduğuna dahi ‘güçlü bir mesaj’ gönderdiğini belirtti. 

Abbas cenazede, ABD Başkanı Barack Obama, Netanyahu, Rivlin ve İngiltere Prensi Prens Charles ile ön sırada oturdu. Yanında Avrupa Konseyi Başkanı Donalt Tusk ve Macar Başbaşkanı Viktor Orban vardı.

 

Bir baba ve dost olarak  Şimon Peres

“Şimon Peres’e kalmış olsa, mezar taşının üzerine ‘Zamanından önce öldü’ yazılmalıydı.”

Peres’in oğlu Yoni, babasının Kudüs’te bulunan Herzl Tepesi’nde gerçekleşen cenaze töreninde yaptığı konuşmada, yılmaz bir lidere veda etmek üzere bir araya gelen dünya liderleri ve İsrailli diplomatlara bu anekdotu da aktardı.

Yaşadığı en iyi günün yarın olduğunu sıkça dile getirmiş Peres’i anlatırken onun daima göz önünde yaşamasına rağmen kendisini çekingen biri olarak gördüğünü de söyleyen Yoni konuşmasında, “Aslında sevgili babacığım, ben de böyle hissediyorum. Bizi erken terk ettin. Daha yapabileceğin çok şey vardı. Bizim daima derin ve özel bir bağımız oldu. Babam her zaman yanımızda olamamasına rağmen, uzaklarda dahi olsa, bizlere hep sevgi dolu ve ilgiliydi. Zor zamanlarımda bana destek oldu, ben de onun eşsiz içsel kuvvetine karşın yine de yaşadığı zor anlarında yanında olmaya ve yardım etmeye çalıştım. Babam tüm insanlara son derece hassas ve şefkatli bir insandı. Egosunun esiri olmaz, herkese eşit davranır, daima ilgili, nazik ve destekleyici olmaya özen gösterirdi” diyerek duygularını paylaştı.

Peres’in kızı Tzvika Walden da yaptığı konuşmada, “Bugün ben iki kişiye veda ediyorum. Biri dünya vatandaşı, halkın ve İsrail devletinin Peres’i. Diğer insanlar o Peres’i anacaklardır. Ben ise birkaç kişisel ve özel anı paylaşmak isterim. Benim veda ettiğim adam, annemin ‘Buzhik’ diye çağırdığı, benim baba, büyük baba ve büyük-büyük baba olarak tanıdığım adamdır. O bizlere yemek yedirmenin yaratıcı yollarını bulan, sandviçlerimizi geometrik şekillerde kesen genç bir adamdı. Babam, bizlerin sağlıkla büyüyebilmemiz için, ağzımızı açtırıp yemek yedirebilmek için düşünebileceğiniz her türlü oyunu oynar, yaratıcılıkta sınır tanımazdı. Bir keresinde bir Fransız lokantasında kulağıma eğilip yemeğin lezzetli olduğunu fakat hiçbir yemeğin annemin yaptığı salatanın lezzetiyle boy ölçüşemeyeceğini söylediğini hatırlıyorum. Ona göre İsrail’de yetişen domates ve salatalıklar en seçkin lezzetlerdi. O, tüm hayatı boyunca aşık bir adamdı. Sadece annem Sonia ve ailemize değil, İsrail halkına ve gelecek umuduna aşıktı. Babam, hayata tutkun bir adam olarak her gün ağardığında görevini tamamlamak isteyen bir aslan gibi güne atılırcasına başlardı. Baba, ömrüm boyunca seni yakalamaya çalıştım. Şimdi tüm sevgimle söylemek isterim ki, o çok hakkettiğin dinlenme vaktin geldi” diyerek babasına veda etti.

Peres’in diğer oğlu Chemi de konuşmasında Doğu Avrupa’yı terk ederken babasının, kendi büyükbabasına verdiği Yahudiliğini koruma sözünü anlatarak, “Çok sevdiğin büyükbabana İsrail topraklarına gelirken verdiğin sözü tuttun. Sen Yahudi olmanın ne demek olduğunu asla unutmadın. Sana söz veriyorum, ben de unutmayacağım” dedi.

Chemi babasının devlet adamı olarak İsrail’e iyi bir gelecek bırakmak ve barış için tüm çabalarından bahsettikten sonra annesi Sonia’ya olan derin aşkını da anlattı. Chemi törende, “Anneme veda ederken söylediğin sözleri kalbimize kazıdık: ‘Seninle ilk tanıştığım gün sana aşık oldum ve seni bu dünyadaki son günüme kadar seveceğim.’ Sizin bu sevginiz bu hayatta bana ve daha sonra eşim Gila ile üç çocuğumuza verdiğiniz en büyük hediyeydi. Annemle birlikte doğduğum günden itibaren bana aşıladığınız aşk, bende, eşimde ve çocuklarımda sonsuza dek yaşayacak. Elveda öğretmenim ve akıl hocam. Elveda, sevgili babam ve büyükbaba. Senin bıraktığın ışıklı yolda yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.