Renkli tarihin yansıması: Edirne

Edirne konumu ve tarihi itibari ile çok kültürlü bir yaşama sahipti. Roma döneminde 2. Tapınağın yıkılmasından sonra bir kısım Yahudiler Edirne’ye göç etmişti, dolayısı ile Edirne’deki Yahudi yaşamının 2000 yıllık bir tarih olduğunu söyleyebiliriz.

Sara KOHEN Şalomist
30 Ağustos 2016 Salı

Türkiye’nin en kuzeybatı noktasında olan Edirne şehrinin tarihi MÖ 1400’lü yıllara kadar dayanır. Sırası ile Odrisler, Akalar, Makedonlar kontrolünde kalan bölge Roma İmparatoru Hadrian’ın MÖ 123-124 yıllarında şehri ziyareti ile Hadrianopolis ismini almıştı. Konum itibari ile Tunca ve Meriç nehirleri arasında kalan şehrin hem Yunanistan hem de Bulgaristan ile sınırları bulunuyor. Edirne 1361-1371 yılları arasında Murat Hüdavendigar Han (I. Murat) tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılıp Bursa’dan sonra ikinci başşehir yapıldı. 1453’te İstanbul’un fethi ile önemini nispeten kaybetse de, Balkanlara açılan kapı ve padişahların gözde şehirlerinden biri olması sebebiyle ticari ve idari bir merkez olma özelliğini uzun yıllar korudu.

Edirne konumu ve tarihi itibari ile çok kültürlü bir yaşama sahipti. Roma döneminde 2. Tapınağın yıkılmasından sonra bir kısım Yahudiler Edirne’ye göç etmişti, dolayısı ile Edirne’deki Yahudi yaşamının 2000 yıllık bir tarih olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda Bulgar, Rum ve Katolik cemaatlerinin varlığı kayıt edilmiştir. En önemlisi bu çok renkli kültürel hayat içinde Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar arasındaki uyumlu ve sıcak ilişkiler idi.

1361 yılında Sultan I. Murat Edirne’yi fethettiğinde bu şehirde Roma-Bizans döneminden beri yaşayan Yahudiler bulunmaktaydı. Daha sonra İspanya’dan 1492’de  göç eden Yahudiler Osmanlı topraklarında  Edirne’ye de yerleşmiş ve nüfus hızla artmıştı. 19. yüzyılın sonlarında Edirne’de sinagog sayısı 13 civarındaydı. 1905-1906 yıllarında Yahudi nüfusu 23.839 kişi idi. Yıllar içinde gerçekleşen yangınlar, depremler, salgınlar ve Balkan Savaşı, Edirne’deki nüfusun azalmasına sebep olmuşsa da, esas büyük göçler, 1934 Trakya Olayları, 1942-43 yıllarındaki 20 kur’a Nafia Askerlik ve Varlık Vergisi sonucu Edirne’de yaşayan ailelerin zor duruma düşmesi, evlerini, dükkanlarını, eşyalarını yok pahasına satmak zorunda kalmaları sonucu gerçekleşmişti. Edirne Yahudilerinin büyük bir bölümü İstanbul’a ve II. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan İsrail Devleti’ne yerleşti. Günümüzde Edirne’de  yalnız bir Yahudi ailenin yaşadığı söyleniyor.

Fotoğraflarda, şehrin görülmesi gereken noktaları, Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” olarak adlandırdığı Selimiye Cami’yi, Avrupa’nın en büyük sinagoglarından biri olan Edirne Sinagogunu, Eski Cami (Ulu Cami)’yi, Osmanlı döneminden kalma Edirne’nin tarihi evlerini, II. Bayezıd Külliyesini ve Meriç Köprüsünü görmek mümkün.

  Sara Kohen’in objektifinden Edirne:

 

Resim galerisi için linke tıklayınız