Üniversiteler ekonomik değer yaratan kurumlara dönüyor

Dünya çapında değişen eğitim sistemleri, üniversiteleri de etkisi altına aldı. STEM yaklaşıma ek olarak sanatın da sisteme entegre olması, iş dünyası ile teması arttırmak, uluslararası kurumlarla işbirlikleri, üniversitelerin değer yaratan öğrenciler yetiştirmesi yolunda atılan adımlardan bazıları… Tüm bu yenilikleri Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Tekinay ile konuştuk.

Virna BANASTEY Gençlik - Eğitim
22 Haziran 2016 Çarşamba

Fevziye Mektepleri Vakfı Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Tekinay, değişen teknolojik gelişmeler ışığında eğitim sisteminin değişeceğini, üniversitelerin buna uyum sağlamak için donanımlı bir akademik kadro ve altyapıya sahip olması gerektiğini belirtiyor.

Prof. Dr. Şirin Tekinay, yenilikçi yaklaşımı ve dünyada el ele giden eğitim ve girişimcilik alanlarındaki projeleriyle birçok kez gündem olmuş biri isim. Işık Üniversitesi’nde Rektör ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde profesör olarak görev yapan Tekinay, ABD’de 20 yıllık bir kariyerden sonra 2008 yılında ülkemizin ilk Araştırma ve Teknoloji’den sorumlu Rektör Yardımcısı olarak döndü. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanlığı yaptı, Türkiye, Avrupa ve Dünya Mühendislik Dekanları Konseyleri’nin üyesi. Tekinay’ın dokuz patenti ve 100’ün üzerinde makalesi bulunuyor.

İş dünyasının son dönemdeki en önem verdiği kavramlardan STEM’e yeni bir yaklaşım getirerek, rektörü olduğu Işık Üniversitesi’nde hayata geçiren Prof. Dr. Şirin Tekinay, yeni neslin liderlerinin STEAM eğitimiyle yetişeceğinin belirtiyor. Dünyadaki eğitim gündeminin en önemli kavramı olan STEM; Science-Fen, Technology-Teknoloji, Engineering-Mühendislik ve Mathematics-Matematik alanlarının baş harflerinden oluşuyor ve bu alanların birbirine entegre edilmesi anlamına geliyor. Tekinay’ın bu alanlara eklenmesinde öncülük ettiği Art-Sanat alanıyla STEAM yeniden anlam buldu.

Tekinay ile gelecekte eğitimin nasıl şekilleneceğini, iş dünyasının bundan nasıl etkileneceğini konuştuk:

 Gelecekte bizi neler bekliyor?

Dünya yeni kuşak üniversitelere doğru gidiyor; üniversitelerin yapısı değişiyor. Üniversiteler sadece bilgi üreten değil bunu aktaran ve toplumsal değer yaratan bir hale dönüşüyor. Bu değişimin farkında olmalıyız. Bizim de bilgiyi değere dönüştüren üniversitelere ihtiyacımız var. Gündelik yaşantımızın her yönünü etkileyen teknolojik değişimler, bilgi üretim merkezi sayılabilecek üniversiteler ile ülkelerin kalkınmasını sağlayan sanayinin zorunlu birlikteliğini gündeme getirdi. Bu zorunluluk sonucu çıkan üçüncü nesil üniversiteler, son 20 yılda üniversitelerin bilgi birikimini teknolojiyle birleştirerek sanayi dünyasına katkı sağlamayı amaçlıyor.

 STEM bildiğimiz bir kavram ama siz onu STEAM olarak uyguluyorsunuz. Biraz anlatır mısınız?

Dünya eğitim gündeminin en önemli kavramı olan STEAM; Science-Fen, Technology-Teknoloji, Engineering-Mühendislik, Art-Sanat, Mathematics-Matematik alanlarının baş harflerinden oluşuyor ve bu alanların birbiriyle bütünleştirilmesi anlamına geliyor. Bu alanlara eklediği art-sanat alanıyla STEAM yeniden anlam buldu. ABD’nin ve Avrupa Birliği’nin 21. yüzyılda liderlik iddiasını sürdürmek için STEAM alanlarına yaptığı yatırımlar bilinirken, Türkiye’de de iş dünyası bu kavramın öneminin farkında. Bu kavram gelecekte de önemini koruyacak.

 Bir üniversitede öğretim kadrosu çok büyük önem taşır…

Öğretim kadrosuna baktığımız zaman çeşitlilik öne çıkıyor. Tecrübeli, dinamik, deneyimli, genç hocalarımız var. Dünyanın ve ülkemizin pek çok ileri gelen üniversitesinden gelen deneyimli bir öğretim kadromuz var. Anglosakson, Uzak Asya, Avrupalı bunların hepsinden deneyimler edinip gelen ve deneyimler edinip gelmeye devam eden bir öğretim kadrosu bu. Uluslararası birçok öğretim üyemiz de, sektörde çalışıp gelmiş deneyimli hocalarımız da bulunmakta. Sektörle bağlantılı projeler yapan, sektörlere proje yapan, sektörle birlikte projeler üreten hocalarımızı bize katkısı büyük. Bu isimlerin varlığı öğrencilere staj olanağı ve mezun olduklarında iş olanağı sağlamak açısından çok değerli.

 Dünyanın önde gelen üniversiteleriyle işbirlikleriniz var. Bunlardan söz edelim biraz da...

Güçlü uluslararası bağlarla dünya sahnesine hazırlanan öğrenciler yetişiyor. ABD, Kanada, Avusturya, Almanya, Fransa gibi çok sayıda üniversitenin bulunduğu 30 ülkeden 90’ın üzerinde kurumla işbirlikleri mevcut. Hızlandırılmış yüksek lisans olanaklarıyla dünya üniversiteleri ile sıradan değişim programlarından öte, ortak projelerde öğrencilerin ve öğretim üyelerinin buluştuğu çalışmalar yapılıyor. En başarılı öğrenciler ödül olarak New York’ta, Kore’de, Hong Kong’da dünya sıralamasında en önde yer alan üniversitelerin misafiri oluyor. Çok uluslu dünya devi şirketler sponsorumuz. Yeni sayısal devrimi onlarla el ele ülkemize getiriyoruz.

İŞ DÜNYASIYLA YAKIN TEMAS ÖNEMLİ!

 Üniversiteler ve sanayi arasında ilişki önem kazandı son zamanlarda…

Üniversite ve sanayi arasında ilişkili etkin ve nitelikli, gerçekçi ve sonuca ulaşabilen işbirlikleri var ve bu bağ git gide kuvvetleniyor. Işık, temel ve uygulamalı alanlarda araştırma yapabilecek işbirlikleri ile öğrencilere staj/iş imkânları gibi destekleri sağlıyor. Öğrenciler için yaratıcı düşünme, yenilikçi fikirler üretme ve bu fikirleri geliştirerek yenilikçi girişimlere dönüştürme yetkinliklerini arttırmak amaçlı gerçekleşen stratejik işbirlikleri var. Yeni akademik yıl itibariyle yapılan işbirlikleri; Repkon, Kagider, InnoCampus, IBM, Arçelik, Ford Otosan, BP Castrol... Kuluçka Merkezleri kuruyoruz. Ön Kuluçka Merkezi, Kuluçka Merkezi daha sonra transfer ofisini kurarak toplumun hizmetine sunacağız.

 Yaşam boyu eğitimle yenileşim derken neyi kastediyorsunuz?

Uluslararası yaz okulu, beş haftalık inovasyon ve girişimcilik kampı, ülkenin ilk birkaç YapLab’ından birini kurmamız, astronomi eğitim kampımız, uluslararası ve disiplinler arası seçmeli derslerimiz, bilim ve sanatın el ele verdiği tasarım kamplarımız, bazı somut planlarımızdır. Bu hedeflere üniversitemizin mezunları, yetiştirdiği nitelikli insan gücü, bölgemizden, ülkemizden, uluslararası platformdan el ele çalıştığımız Işık dostlarımızla yürüyeceğiz. En sonunda 21. yüzyılın aranan iyi insanlarını tüm gereklerle donatmak ve yaşam boyu eğitimle yenileşimi sürdürmek, kurucu vakfımız gibi 130 yıllık görevimiz.

 YapLab’lardan biraz daha detaylı söz edebilir misiniz?

Türkiye’nin ilk yaplab’larından birini kuruyoruz. Buna kısaca “Halka açık, yapıcı hareketi destekleyen, bilgisayar kontrollü üretim hane” diyoruz. Kısaca “deneme, yanılma, tasarım, hızlı prototipleme” olarak özetleyebiliriz. Bu kavrama normalde fablab deniliyor. Ama biz bunu yaplab olarak kullanıyoruz. Şöyle ki yaptığımız, deneme, yanılma yaratıcılığını hızlıca prototipe dönüştürme. Bunun için laboratuvarlarımızda üç boyutlu yazıcılarımız var. Bu yaz bunu yaplab haline getirip uluslararasına entegre olacağız. Bu dünya çapında bir hareket ve biz bunun öncüsü olacağız.