Yahudi kameraman Emmanuel Lubezki´ye üçüncü Oscar

88. Oscar Ödülleri töreninde Meksikalı Yahudi asıllı kameraman Emmanuel Lubezki, üç yıl üst üste En İyi Görüntü Yönetmeni Oscar’ını kazanma başarısını gösterdi.

Viktor APALAÇİ Sanat
2 Mart 2016 Çarşamba

Gazetecilik mesleğini onurlandıran ‘Spotlight’ filminin zaferiyle sonuçlanan 88. Oscar Ödülleri’nde, Yabancı Dilde En İyi Film dalında sürpriz yaşanmadı. Macar filmi, ‘Saul’un Oğlu’ favorisi olduğu ödülü kazandı. 

Auschwitz’de Nazilerle işbirliğine zorlanan Yahudi tutsak Saul Auslander’in hayatının iki gününe tanık olduğumuz film, alışıldık Holokost yapımlarından ayrı bir yerde duruyor. Altı Oscar ödüllü, George Miller’in ‘Mad Max: Fury Road’u ile üç ödüllü ‘Diriliş/The Revenant’ En İyi Film kategorisinde Tom McCarthy’nin ‘Spotlight’ına yenik düştüler.

En İyi Yönetmen seçilen Alejandro G. Innarritu, dördüncü Oscar’ını almış oldu. Filmin karizmatik aktörü Leonardo di Caprio, altıncı adaylığından bir Oscar çıkarmayı başardı.

  ‘The Room’un En İyi Kadın Oyuncusu, Brie Larson Altın Küre’deki başarısını Oscar’da da sürdürdü. ‘Danimarkalı Kız’ın Alicia Vikander’i ile ‘Casuslar Köprüsü’nin Mark Rylance’ı, En İyi Yardımcı Oyuncu dalının galipleri oldu.

ÖZGÜN HOLOKOST  FİLMİNE OSCAR

İki hafta önce ‘Saul’un Oğlu’nu yazdığım yazının başlığı ‘Yılın Filmi’ idi. Şimdi yanına ‘Ödüle Doymayan Film’ sıfatını da ekleyebiliriz.

Dünya prömiyerini izlediğim Cannes’dan ‘iki ödüllü tek film’ olarak ayrılan Macar filmi, Yabancı Dilde En İyi Film dalında ‘Altın Küre’ ödülü kazanmasından bir ay sonra, aynı kategoride Oscar’ın da sahibi oldu. Bu günlerde ülkemizde de vizyonda olan film, alışık olmadığımız bir tarzda, sarsıcı bir Holokost draması.

İlk filmini yapan genç Macar yönetmen Laszlo Nemes, Auschwitz’de çalıştırılan Sonderkommando Saul Auslander’in hayatındaki iki günü anlatırken, bir babanın oğluna karşı son görevini yerine getirmek için çırpınışını, yüreklere seslenen duygu yüklü bir sinema diliyle anlatıyor.

Ailesinin bir kısmını Auschwitz’de kaybeden 39 yaşındaki yönetmen, sinematografik açıdan çarpıcı ve özgün mizanseniyle, kamerayı sadece Saul’un yakın plandan çekilmiş yüzüne odaklıyor.

Arka planda gelişen olaylar hep flu kalıyor ve Gestapo’nun sert emirlerinden, dehşeti yaşayanların çığlıklarından oluşan ses bandı, izleyiciye olup biten hakkında fikir veriyor.

88. Oscar Ödülleri gecesinin en soğukkanlı, en sakin ödül sahiplerinden biri olan Laszlo Nemes, mütevazı kişiliğini sergileyen kısa bir teşekkür konuşması yaptı.

İlk kez kamera arkasına geçip ilk uzun metrajlı filmini gerçekleştiren bir yönetmene güvenip, filminin finansmanını sağlayan Macaristan’a teşekkürle başladığı konuşmasını Nemes şöyle sürdürdü; “İnsanlığın en karanlık dönemlerinde bile, içimizde insan olarak kalmamızı sağlayan bir ses çıkabiliyor.

Mayıs ayında Cannes’da Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Birliği’nin (FIPRESCI) En İyi Film Ödülünü alırken tanık olduğum konuşmasında, Nemes yine tevazu içinde yaptığı konuşmada, filmin başarısına senaryoyu birlikte yazdığı Fransız Carla Royer’i ortak etmişti. ‘Saul’un Oğlu’ndan önce Macaristan, aday gösterildiği sekiz Oscar yarışmasında, sadece Istvan Szabo’nun ’Mephisto’su ile ödüle kavuşabilmişti. 88. Oscar Ödülleri gecesinin sürpriz filmi, En İyi Film Oscar’ını kazanan ‘Spotlight’ oldu. İdealist araştırmacı bir gazeteci ekibine, 2002 yılında Pulitzer Ödülünü getiren bir haberi, beyaz perdeye yansıtan film, kategorinin iki güçlü favorisi ‘Diriliş’ ve ‘Mad Max: Fury Road’u geride bıraktı. Bu yıl Cannes’da jüri başkanlığı yapacak olan George Miller, teknik dallarda kazandığı altı Oscarlı ‘Mad Max’ ile gecenin ödül rekortmeni oldu.

Kendisini üç Oscar ile takip eden ‘Diriliş/The Revenant’ın yaratıcısı Meksikalı Alejandro G. Innaritu ‘Birdman’den sonra, iki yıl üst üste En İyi Yönetmen Oscar Ödülünü kazanma başarısı gösterdi. “Bu altıncı adaylığında da Oscar kazanmazsa sinemayı bırakır” denilen, filmin aktörü Leonardo di Caprio, Altın Küre’deki başarısını Oscar yarışında da sürdürdü. Kesin favori ‘Room’ filminin aktrisi Brie Larson, Altın Küre’de olduğu gibi Oscar’da da En İyi Kadın Oyuncu seçildi.

Ödül töreninin en çarpıcı isimlerinden biri En İyi Görüntü Yönetmeni seçilen Meksikalı kameraman Emmanuel Lubezki idi. ‘Gravity’ ve ‘Birdman’den sonra Lubezski ‘Diriliş’ filmiyle üç yıl üst üste Oscar kazanma başarısı gösteren sanatçı oluyordu.

Alicia Vikander (Danimarkalı Kız) ile Mark Rylance’ın (Casuslar Köprüsü) En İyi Yardımcı Aktris ve Aktör Oscarları almaları sürpriz olmadı.

Gecenin en çok alkışlanan ismi, 88 yaşında üretkenliğini sürdürüp Oscar’a ulaşan İtalyan besteci Ennio Moricane idi. Yürümekte zorlanan sanatçı, 2007’de aldığı Onur Oscar’ından sonra, ‘The Hateful Eight’ ile ikinci ödülünü alırken, İtalyanca duygusal bir teşekkür konuşması yaptı.