Arda Turan ve Aziz Sancar: Topluma örnek olmak

Rudi DİRİMAN Köşe Yazısı
13 Ocak 2016 Çarşamba

İnsanları yönetmek, iş hayatında motive edebilmek için genelde topluluğa ileriye yönelik bir hedef konur. Bu hedef doğrultusunda gelecekten beklentilerini yüksek tutmak, her zaman toplum psikolojisi tarafından pozitif fayda vermiştir.

Bunu örneklendirmek gerekirse, Aziz Sancar, Türkiye’de yaşayan her vatandaş için umut ışığı olmuştur. Mardin’in Savur ilçesinde doğup büyüyen bir insanın, ABD’de üniversite okuyup burada doçentlik yaparak 2015 yılında Nobel Kimya Ödülünü alması, her insana hayatta yapabileceklerini tekrar tekrar sorgulatmıştır. Özelikle, Türkiye topraklarından çıkan birisinin, aslında bilimin, bilginin, eğitimin ve çalışmanın insanı nerelere getirebileceğini göstermiştir.

Arda Turan’ın kariyer gelişimi de aslında, futbol dünyasında olan herkese çalışarak ve yetenekle nerelere gelebileceğinizi gösteriyor. Arda, Bayrampaşa’dan Galatasaray altyapısına geliyor, Ali Sami Yen’de top toplayıcılık yaparken. Galatasaray forması hayaline tam kavuşacakken Manisaspor’a kiralık olarak gönderiliyor…  Burada aslında kariyerinde ilk yol ayrımı yaşanıyor, Manisaspor’da gösterdiği başarı ile tekrar Galatasaray’a geri dönüyor ve hayalini kurduğu formayı giyme imkânı buluyor.

Galatasaray’da 2005-2011 yılları arasında gösterdiği performans aslında standart bir futbolcu için başarı olarak kabul edilebilir. Fakat Arda Galatasaray taraftarı tarafından ıslıklanarak İspanya’ya gönderilmişti. Bunun nedeni ise Arda Turan’ın vadettikleri ve çeşitli nedenlerden dolayı bunların gerçekleşmemiş olmasıdır.

Sonuç olarak aslında Arda Turan Galatasaray’dan ayrıldığında taraftar bir konuda mutabıktı bence… Sonuç odaklı taraftarlar, başarısızlığın nedenini Arda Turan olduğunu düşünüyordu. Ve gitmesinin Galatasaray için faydalı olduğunu düşünüyordu. Diğer bir taraftar grubu ise Arda Turan’ın buradaki kaos yüzünden kendi potansiyelini ortaya çıkaramadığını, gitmesinin onun için en iyisi olduğunun farkındaydı.

Arda’nın bir sonraki kariyerindeki kırılma, Galatasaray’dan Athletico Madrid’e gittiğinde oldu. 2010’da Ali Sami Yen’in kapanışında bıraktığımız, sakat, ağır Arda Turan gitmiş sanki Athletico’ya farklı bir Arda Turan transfer olmuş gibiydi, Arda bir kez daha üstüne koyarak kendini geliştirmeyi başarmıştı.

Şimdi Arda Turan, kariyeri için farklı bir sınav veriyor. Şimdi kendini daha da geliştirmesi ve çıktığı en üst seviyenin üstüne koyması gerekiyor. Bunu yaparken de Manisa’dan Galatasaray’a nasıl geldiğini, çok sevdiği Galatasaray tribünlerinden tepki aldığında nasıl gitme kararı verdiğini ve Athletico Madrid’e transfer olduğunda kendisini nasıl geliştirdiğini hatırlaması yeterli olacaktır. Sonuçta daha önce birçok kez bunu yaptı…

Aziz Sancar gibi Arda Turan da bu ülkedeki futbol severlere romantik bir hikâye yazıyor. İnsanların, yetenekleri dâhilinde, çalışarak nerelere gelebileceğini gösteriyor. Hikâyenin buradan sonraki en güzel bölümü, Arda Turan Barcelona’da oynayarak, hayatını maddi anlamda çok fazla değiştirmeyecek olmasına rağmen kendini ispat etmek daha başarılı olmak için çalışıyor olmasıdır.

Çünkü dünyanın en iyi futbolcuları ile dünyanın en iyi takımında oynama hissinin hiçbir maddi karşılığı yoktur… Ve bir gün ıslıklanarak gönderildiği tribünlerden ayakta alkışlanarak karşılanacaktır…