Sosyal medya meselesi

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
30 Eylül 2015 Çarşamba

Sosyal medyada, ünlüleri yerden yere vurma işi ayyuka çıkınca bu mecrayı kullanma isteği ve belki de ihtiyacı nereden çıktı diye düşündüm. Sosyal medyaya oldukça geç dâhil olmuş biri olarak bu konuda ahkâm kesmek bana ne kadar düşer diye de ayrıca düşündüm.

Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz: Yazıda ses yoktur. Bu sebeple, yazılan bir cümlede, yazan kişinin nereyi, nasıl vurguladığı çok belli olmaz. Hele de zaten doğru cümle kurmayı çoktan unutmuşsak… Okuyan kişi yazılanı ne kadar doğru anlıyor, dolayısıyla yazan kişi ne kadar doğru anlaşılıyor, buna mutlaka bakmak lazım…

Bir de televizyonda da tartışıyorlar, ünlüysen tuttuğun takımı bile takipçilerle paylaşmayacaksın, hele ki siyasi ya da sosyal eleştirilerini asla beyan etmeyeceksin, diye.

Ben de bunu anlamıyorum. Devir değişti, zaman, insan çok hızlı… Herkes, her mevzuya çabucak ulaşıyor. Devir böyleyken bu insanlar, üstelik hepimizin neredeyse aynı sosyal medya sebebiyle bu insanların özel hayatlarını iğneden ipliğe bilirken onlar düşüncelerini neden yazmasınlar?

Mesela onların paylaştıkları mıdır yoksa okuyucunun paylaşılandan anladığın mı? Sana uyarken düşünceler, her şey tamamdı da uymadığında mı ateş püskürmeyi seçiyorsun karşındakine, üstelik yorumunun yanında kendi fotoğrafın yerine bir martı resmi varken?

Konuşurken nasıl saygılı olmak zorundaysak yazarken de aynı saygıyı korumak zorundayız. Bu, insan olmanın ilk adımıdır. Biz bu saygıyı her anlamda unuttuğumuz için, bütün hafta dizisini iple çektiğimiz, en sevdiğimiz sanatçıları bile yerden yere vurur olduk. Yolda göz teması kurmak için, bir imza almak için can attığımız insanlara, ‘Allah canını alsın’, diyebilir olduk.

Biz öyle bir toplum değildik. Ne zaman kaybettik iyi, saf, sağlam, merhametli ve dürüst taraflarımızı?

Aslında çok iyi bildiğimiz ama hiç tanımadığımız bu insanlara ait sosyal alanlarda onlarla ilgili her türlü yorumu yapma cüretini göstermenin son derece yanlış ve ayıp bir davranış olduğunu düşünüyorum.

Biz kim oluyoruz?

İlla bir şeyler yazacaksak her şeyin bir adabı, yolu yordamı vardır. O yol ve yordama göre anlatırız meramımızı, o zaman kim olduğumuzu anlatırız insanlara… Yoksa hiç kimse olarak kalmak zorundayız, sonsuza kadar…

Magazin, dünyanın her yerinde bir reklam aracı; son derece yıpratıcı bir alan… Son dönemlerde adı geçen ünlülerin, magazine asla ihtiyacı yok. Onlar genç yaşlarında kendilerini topluma yaptıkları başarılı işlerle çoktan sevdirdiler.

Yapacakları kişisel yorumlar, sadece onları ilgilendirir, yaptığımız yorumların sadece bizi ilgilendirdiği gibi…

Yüzlerini biliyor; dizilerini, filmlerini takip ediyor olmamız bizi onların en yakın dostu, ailesi, akrabası yapmaz.

El âlemdir onlar bize aslında… Ancak kibarca yorum yapıp işimize bakmak düşer bize. Sadece ünlüler değil konu. Birbirimize de yorum yazarken bu böyle.

Şimdi bir sosyal medya alanına, beğenmedim, linki ekleneceği konuşuluyor. Asıl o zaman seyredin âlemi!