Tanrı´ya dönüşün gücü, Elul ayı ve kırk benzersiz gün

Yahudi takvimindeki son ay olan Elul, bir içe dönüş, Tanrı’ya dönüş ve insanın kendisiyle hesaplaşma dönemidir.

Nazlı DOENYAS Kavram
12 Ağustos 2015 Çarşamba

16 Ağustos Pazar = 1 Elul 5775

 

Roş Hodeş (Ay Başı) Elul’den başlayan kırk günlük özel dönemde kişi, sene içindeki davranışlarını gözden geçirir, samimiyetle bir durum değerlendirmesi yapmaya çalışır, eksik ve hatalı olduğu noktaları tespit etmeye bunları tamamlamaya niyet eder, ‘teşuva’ yapar, “Ulu Günler, Roş Aşana ve Yom Kipur’a tüm benliğiyle hazırlanmaya başlar.

 

Rabi Jonathan Sacks der ki, “Kişinin hata yaptığını kabul etmesi kolay bir şey değildir, insan beyni, yaptığını kendi kendine doğrulamak için mantıklı gözüken düzinelerce sebep bulmaya çalışır. Ama bir an gelir, kendimize karşı dürüst olacak cesareti toparlarız. Ve eğer  ‘gerçekten’ kendimizle dürüst olursak, kalbimizin içinde, mükemmel olmadığımızı, her zaman doğru olanı yapmadığımızı biliriz.”

 İşte o an, içimizdeki Tanrı parçasıyla temasa geçtiğimiz andır. O anın içinde yaptığımız hataları kabullenebilir, itiraf edebiliriz ve o an Tanrı’nın, bizim idrak edemeyeceğimiz sonsuz sevgisi ve affediciliği ile bizi sarmaladığını, bizimle beraber ağladığını hissedebiliriz. Bu özel anı yaşadıktan sonra, bir daha bizi Tanrı’dan uzaklaştıran o hatayı tekrar etmeyi düşünemeyiz.

 ELUL AYININ  ÖZEL YAPISI

 Elul ayı döneminde içe dönüşün özellikle vurgulanması, Elul ayının benzersiz yapısı ile bağlantılıdır. Roş Hodeş Elul’den (bu sene 15-16 Ağustos) başlayarak Yom Kipur’a (bu sene 23 Eylül) kadar süren kırk gün, Moşe Rabenu’nun, Sina Dağına üçüncü ve son kez çıkıp kaldığı kırk güne tekabül eder. Moşe’nin dağda kaldığı bu kırk gün boyunca Yahudiler dua ederek, içlerine dönüp kendileriyle hesaplaşarak, teşuva yapıp Tanrı’ya dönerek kendilerini manevi anlamda kuvvetlendirir ve şofar çalarak Tanrı'nın merhameti için yalvarırlar. Bu şekilde Moşe’nin ilk kez dağa çıktığı zaman yaptıkları gibi bir günah işleme ihtimalini ortadan kaldırırlar. Bu kırk günün sonunda Moşe, ikinci On Emir tabletleri ile Sina Dağından indiğinde, (Yom Kipur’da), Yahudiler, Tanrı’nın onları altın buzağı günahından dolayı affettiğini anlar.

 Her Yahudi, aynen atalarının yaptığı gibi, kırk gün boyunca kendisiyle hesaplaşır, sene içindeki manevi gelişimini gözden geçirir, hatalarını fark etmeye, kabullenmeye çalışır ve affetmesi için Tanrı’ya yakarır ve O’na yakınlaşmanın yollarını arar.

Kişinin bu dönemdeki en güçlü yardımcıları, Teşuva (Tanrı’ya, özümüze dönüş), Tefila (Tanrı'ya bağlanmak) ve Tsedaka’dır (Tanrı'nın bize bağışladıklarını adeletli bir şekilde dağıtmak).

‘ELUL’ İSMİNİN  ANLATTIKLARI

 Tora’da ‘birinci ay’ olarak bahsedilen ‘Nisan’ ayından saymaya başlandığında Elul, senenin altıncı ayıdır. Dünyanın ve insanoğlunun yaradılışının yıldönümü olan Roş Aşana ile başlayan Tişri ayından itibaren sayıldığı zaman ise, Elul ayı senenin on ikinci ve son ayıdır.

 Geri dönüş: Yahudi takvimindeki bütün ayların bir manası olduğu gibi, Elul isminin bir anlamı ‘Geri dönmek’tir. Bu ‘Geri dönüş’ hem 70 yıllık Babil sürgünü sonunda İsrail topraklarına dönen Yahudileri, hem de pişmanlık duyup Tanrı Yolu’na dönen İsrailoğulları’nı simgeler.

 Dua: ‘Elul’un İbranice yazılışındaki Alef, Lamed, Vav, Lamed harfleri,  Kral Şlomo’nun yazmış olduğu derin anlamlı Şir Aşirim-Ezgiler Ezgisi’ndeki bir bölümün kısaltması olarak yorumlanır. “Ani LeDodi, VeDodi  Li- Ben Sevgilime aitim, Sevgilim de bana”(Şir Aşirim:6:3). Duanın bir ezgi olması ve duanın Tanrı’ya bağlanabilmek için en etkili yollardan biri olduğu vurgulanır.

 İyi, güzel davranışlar ve Tsedaka: Ester’in Kitabı-Megillat Esther 9:22’de “...birbirlerine yemek sunmalarını... ve yoksullara armağanlar vermelerini buyurdu” bölümünün İbranicesinde dört kelimenin ilk harfleri Elul sözcüğünü oluşturur; 'ish lerei’eihu umatanot la’ev-yonim’. Birbirimize yaptığımız iyi ve güzel davranışlar, aramızda bir sevgi bağı oluşmasını sağlar. Ayrıca tsedaka ile Tanrı tarafından bize verilenleri adaletli bir şekilde, bunu yapmak bizim görevimiz olduğu için dağıtırız. Yargılanmaya hazırlandığımız yılın bu kritik döneminde yaptığımız bu iyi davranışlar, hem görevimizdir, hem kendimizi iyi hissettirir, hem de liyakatlerimizi arttırır.

 Teşuva: Devarim 30:6 pasuğunda şu dört kelimenin harfleri de Elul kelimesini oluşturur. “…et levavha ve’et levav... Tanrın Aşem, kalbini ve soyunun kalbini engellerden arındıracak”.(Devarim 30:6) İbraniceden tam çevrildiğinde ise, ‘kesip atacak’, ya da ‘sünnet edecek’ anlamını taşır.

 Kalbin ‘sünnet edilmesi’, teşuvayı ifade eder. Çünkü kalbimizin üstünü örten ve bizi uyuşuk, umursamaz, Tanrı’ya hizmet etmekte isteksiz kılan güç, ‘yetser ara-kötü dürtü’dür. Biz de, teşuva yapıp ‘yetser ara’yla savaşmaya ve Tanrı’ya dönmeye, Tanrı’ya gereken şekilde hizmete hazır olduğumuzu belirtip, Tanrı’dan bizim için bu örtüyü kesip atmasını, bu ‘sünnet’i gerçekleştirmesini ve bize güç vermesini dileriz.

 Tora: Kazara katil olan kişilerin barınabilmeleri için yapılan sığınma şehirlerinden bahseden pasuktaki kelimelerin baş harfleri de Elul kelimesini oluşturur. “ …inah le’yado vesati lah - …ona Tanrı rast getirmişse, sana katilin sığınabileceği bir yer sağlayacağım.” (Şemot 21:13)  Kazara katil olan kişiler gibi, kazara Tanrı’nın İsteği’ne karşı gelmiş kişiler için de Elul ayı; takvimde, zaman içinde bir ‘sığınma şehri’ sağlar. Bilgeler, Tora kelimelerinin de Elul gibi birer sığınma yeri olduğuna dikkat çeker. (Talmud Makkot 10a). Elul bize iç muhasebemizi yapacağımız, kendi içimize, özümüze geri döneceğiniz kutsal bir sığınak sağlar. Bu ayda, artık bundan sonra kazara bile Tanrı’nın yolundan sapmamaya, günah işlememeye ve bu şekilde ruhumuzun saflığını korumaya niyet ederiz.

 Kurtuluş: Şemot 15:1 pasuğundaki dört kelimenin tersten okunuşu da Elul’u oluşturur. “L’Hashem va-yamru leimor ashira - Şöyle söylediler: Tanrı için şarkı söyleyeceğim." İsrailoğulları’nın Kızıldeniz yarıldığında söyledikleri bu şarkı, kurtuluşu simgeler.

ELUL AYI’NI   ‘YAŞAMAK’

 Elul ayını tam olarak yaşayabilmek, takvimdeki bu fırsat dönemini en iyi şekilde değerlendirebilmek için:

I) Tanrı-Kral aramızda

Hasidik Üstad Rabbi Schneur Zalman, Elul ayından, ‘Kralın aramızda’ olduğu bir zaman olarak bahseder. Kral (Tanrı), bu ay boyunca sarayında ve protokollerde değil, isteyen herkesin ulaşabileceği kadar yakında, halkının arasındadır. Tanrı, bu dönemde herkesi hoşgörülü bir ifadeyle ve ‘güler yüzle’ karşılar, ona dönen her kulunun tek tek duygularını, düşüncelerini, kaygılarını ve isteklerini bilmek ister. Bu Tanrı’ya ulaşmak isteyenler için benzersiz bir fırsattır.

Bulma fırsatı varken RAB’bi arayın, Yakındayken O’na yakarın”(Yeşayau 55:6).

II) Teşuva- Tefila-Tsedaka

Elul ayı, gelecek sene için yazgıların kararlaştırıldığı Roş Aşana ve Kipur gibi mübarek günlere bir hazırlık dönemi olarak kabul edilir. Elul ayı boyunca, sürekli içe dönüş ve Tanrı ile bağlantıyı güçlendirme üzerine yoğunlaşılır.

Teşuva (Tanrı’ya, özümüze dönüş), Tefila (Tanrı’ya bağlanmak) ve Tsedaka (Tanrı’nın bize bağışladıklarını adaletli bir şekilde dağıtmak), bu hazırlık döneminin ana temelini oluşturur.

Teşuva ve pişmanlık

Pişmanlık diye tercüme edilen Teşuva, tam anlam olarak aslımıza, özümüze dönüşü simgeler. Pişmanlık, teşuva sürecinin sadece bir bölümünü oluşturur. Teşuva için, önce kişi hata yaptığını fark eder, bundan samimiyetle pişmanlık duyar, bu davranışı terk eder, hata yaptığını itiraf eder ve gelecekte bu hatalı davranışı tekrar etmemeye niyet eder.

Tefila ve dua

Dua olarak tercüme edilen tefila, tam olarak  ‘bağlanmak’ anlamını taşır. Kişi, tefila ile Tanrı’ya bağlanmaya çalışır. Dua, Tanrı’ya bağlanmanın, tefilanın yollarından sadece biridir.

 Tsedaka ve bağış

Bağış, verenin iyilik ve merhametle, hiçbir mecburiyeti olmadığı halde yüce gönüllülükle yaptığı bir hayırseverliktir.

Tsedaka ise, doğruluk ve adalet demektir. Tsedaka vermek, kişinin sorumluluğu ve görevidir. Dünyadaki her şey, sahip olduğumuzu sandığımız her şey, aslında Tanrı’ya aittir. Bunlar, ihtiyacı olanlara adilce dağıtabilmemiz için emaneten bize verilmiştir.

III) Özür dilemek-affetmek

Tanrı’ya karşı yapmış olduğumuz hataların farkına varıp bunları samimiyetle kabul edip, bir daha tekrarlamamaya niyet eder, teşuva yaparız.

Elul ayı, aynı zamanda hayatımızdaki kişilerle aramızda geçmiş kırgınlıklar, yapmış olduğumuz hatalar, sebep olduğumuz üzüntüler için, o kişilerden özür dilemeye başlamak ve bizden de özür dileyenleri affetmemiz için çok uygun bir zamandır. Yahudi geleneklerine göre, Tanrı, başkalarına karşı işlediğimiz günahlarımızı, ancak o kişi bizi bağışladıktan sonra affeder.

IV) Mezuza ve Tefilinlerin kontrolü

Ev ve işyerlerindeki Mezuza ve Tefilinlerin, konu hakkında yetkili biri tarafından kontrol edilerek, iyi durumda oldukları, yazılarının silinmediği ve halen geçerli olduklarının teyit edilmesi tavsiye edilir. (Mate Efrayim 581:10)

V) Selamlaşırken ve mektuplarda iyi dilekler

Bu aydan başlayarak, arkadaşlarla selamlaşırken ve mektup veya e-postalarda yeni yıl için güzel dileklerde bulunulur: “Ketiva Vehatima Tova”-İyi ve hayırlı şeyler kitabına yazılasın ve mühürlenesin.”

VI)  Selihot

Kişinin iç hesaplaşması yapıp pişmanlığını dile getirmesine yardımcı olan Selihot duaları, Elul ayında başlar. Sabaha karşı yapılan Selihot duaları, Kipur sonuna kadar devam eder.

Selihot, Mişna’da (Sözlü Tora) da sözü geçen, pişmanlık belirten af dileme dualarıdır. Dokuzuncu yüzyıla ait olan ve mistik anlamda Midraşik açıklamaları içeren Eliyahu Zuta, Kral David’in, Bet Amikdaş’ın yıkılacağını anladığı zaman yerine getirdiği özel bir dua töreninden bahseder. Kral David; Tanrı’ya, halkının günahlarının nasıl affedileceğini sorduğunda, Selihot dualarını sesli olarak okumalarını, ondan sonra affedilecekleri cevabını alır. Tanrı, David’e ayrıca, bu pişmanlık duasının, Tanrı’nın On Üç Özelliği’nin tekrarını içermesi gerektiğini de anlatır.