Seçimlere hazır mısınız?

25. meclis ve 63. hükümeti seçmek için 7 Haziran’da sandık başına gidiyoruz. Tercih damgasını basmadan önce bir kılavuz niteliğindeki bu yazı ile Türkiye’de seçim sistemini, rakamlarla ve grafiklerle geçmiş seçim sonuçlarını ve olası 2015 genel seçim sonuçlarını irdeliyoruz

Selin SEVİNDİREN Toplum
3 Haziran 2015 Çarşamba

Yönetimde istikrar mı, temsilde adalet mi?

Demokrasilerde seçim sistemleri birbirinin zıt yönünde çalışan fakat aynı derecede önemli iki unsurun dengesine dayanmalı. Bunlar temsilde adalet ve yönetimde istikrar. Sistemin temsilde adalet yaratması partilerin kazandıkları oy oranına yakın oranlarda mecliste sandalye sahibi olması anlamına geliyor. Sistemin yönetimde istikrar sağlaması ise hükümet kurabilmek için çoğunluğun sağlanabilmesi ve krize neden olmadan programların uygulanmasına imkan verilmesi şeklinde tanımlanıyor. İster istemez bu  bağlamda ne yardan vazgeçerim ne serden şeklinde ikisinden de fedakarlık yapmak istemeyen sevgiliye benziyor demokrasiler. 

Türkiye’de oylar çoğunluk sistemine kıyasla temsilde daha adaletli bir dağılım sağlayan D’Hondt sistemi ile hesaplanıyor. Fakat bir yandan da yönetimde istikrar sağlanması açısından 12 Eylül darbesinin ardından 1983’ten beri yürürlükte olan yüzde 10 baraj kısıtlaması karşımıza çıkıyor. Yine ülkemizde oyların eşitlik ilkesine aykırı gelen ‘+1 Milletvekili Kuralı’ uygulanıyor.

D’Hondt sistemi

D’Hondt sistemi Belçikalı hukukçu ve matematikçi Victor D'Hondt tarafından 1878'de tasarlanmış, nisbi (oransal) temsil sistemi olup halen Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere 27 ülkede kullanılıyor.

D’Hondt sistemine bir örnek verelim. Bir seçim bölgesinden 5 milletvekili çıkarılacağı varsayılsın. Dört ayrı partinin aldıkları oy sayısı da aşağıdaki gibi olsun. Partilerin aldıkları oylar, seçim bölgesinden 5 milletvekili çıktığı için birden beşe kadar olan sayılara bölünür; sonuçlardan en büyük ilk beşinin karşılık geldiği partilere milletvekilliği verilir. 23.250 ve 11.625 A partisine, 15.000 B partisine, 10.000 C partisine ve 8.000 D partisine ait. Sonuçta A partisi iki, diğer partiler birer milletvekili çıkarıyor.

 

1984 kanununa göre yerel seçimlerde belediye başkanlığı seçimleri çoğunluk sistemine göre yapılıyor. Ankara’da Melih Gökçek ve Mansur Yavaş’ın son dakikaya kadar süren kıran kırana yarışını hatırlayın.  Genel seçimlerde kullanılan D’Hondt sisteminin doğası gereği bu kadar rekabet görmesek de o ile seçilecek son milletvekili pozisyonu için bazen bu durum ortaya çıkabiliyor. Son kalan milletvekilliği için birbirine eşit rakamlar bulunduğu takdirde, bunlar arasında kura çekiliyor.

2015 seçimlerinde MHP’nin Bursa, Kütahya ve Kayseri’de geçen seçime göre oyunu yalnızca yüzde 1 arttırması, bu illerden seçilecek milletvekili listesine son sıradan AK Parti yerine MHP’nin adayını sokması şeklinde sonuçlanabilir. İzmir ve Adana ise durum aynen CHP-AK Parti için geçerli. O şehirlerde kazanan son milletvekilleri CHP’nin oyunu yüzde 1 arttırması durumunda CHP’den olabilir. Dolayısıyla bu şehirlerde diğerlerine göre daha iddialı seçim kampanyalarına tanık olunması beklenen bir durum.

Doğuda ise HDP’nin oyları büyük bir orana sahip. İkinci sıradaki parti ise AK Parti. Bu illerde CHP ve MHP önemli bir varlık gösteremiyor. Dolayısıyla HDP barajın altında kaldığı takdirde D’Hondt sistemine göre AK Parti’nin oylarını ne kadar bölsek de yine de, CHP ve MHP’nin 1. Bölme rakamlarının üstünde kalıyor. Kısaca HDP’nin barajı geçememesi durumunda doğuda milletvekilliklerinin hepsi AK Parti’ye devrediliyor.

Baraj uygulaması

Genel seçimlerde ülke genelinde, seçim yapılan çevrelerin tümünde geçerli oyların yüzde 10'unu geçmeyen partiler milletvekili çıkaramazlar. Yukarıdaki örnekte D Partisinin ülke genelinde barajı geçemediğini farz edelim. Bu durumda resimden çıkacak D Partisi, milletvekili koltuğunu A Partisine (7.750 oy) devreder. Bu durumda A Partisi 3 milletvekili, B Partisi ve C Partisi ise birer milletvekili çıkarır.

2011 genel seçimlerinde 43 milyon toplam oy içinde, 13 milyon 200 bin seçmenin iradesi baraj yüzünden mecliste temsil edilmedi. Oyların yüzde 50’sine yakınını alan AK Parti, sandalyelerin ise yüzde 60’ını kazandı. 2002 seçimlerinde durum bundan çok daha vahimdi. Barajı yalnızca iki parti geçebildiği için toplam 32,7 milyon oy içinde, neredeyse yarısı, 15 milyon 800 bin oy çöpe gitti. AK Parti yüzde 34,3 oranında oy almış fakat milletvekili koltuklarının yüzde 66’sını kazanmıştı.

+1 Milletvekili Kuralı

Sistemimize göre milletvekillerinin illere dağılımı hesaplanırken önce her bir ile bir milletvekilliği veriliyor. 550’den 81 çıkarıldıktan sonra geri kalan 469 milletvekilliği nüfus oranlarına göre illere dağıtılıyor. Oran ne olursa olsun her bir ile eğer bir milletvekili düşmüşse bir milletvekilliği daha ekleniyor. Kısaca her il minimum iki milletvekili çıkarıyor.

2011 yılı genel seçimlerinden bu çarpıcı örnek ile Ardahanlı bir vatandaşın oyunun İstanbullu üç vatandaşın oyuna eşit olduğunu göreceksiniz.

 

İstanbul il nüfusu: 13.255.685

Milletvekili sayısı: 85

Bir milletvekiline düşen nüfus: 155.949

 

Ardahan il nüfusu: 107.455

Milletvekili sayısı: 2

Bir milletvekiline düşen nüfus: 53.727

 

Türkiye 2011 nüfusu 74.724.269. Ardahan nüfusunun ülke bütününe oranı yüzde 0,14. Bu oranı meclis koltuklarına uygularsak aslında 550 milletvekilinin 0,77’sine denk geliyor. Her bir ile 1 milletvekili baştan verildiği için, 0,77’nin 1’den aşağıda olması fark etmiyor. Birçok il için yapıldığı düşünülünce bu yuvarlamalar bile başlı başına adaletsiz olurken, bir de +1 milletvekili kuralından dolayı Ardahan iki milletvekili çıkarıyor. Bir milletvekiline düşen nüfusu iki il için karşılaştırdığımızda ise 2011 seçimlerinde üç İstanbullunun oyunun bir Ardahanlının oyuna eşit olduğunu görüyoruz.

Metropollere göre küçük yerleşimlere fayda sağlayan bu seçim sistemi seçmene göre değil de nüfusa göre oran kullandığı için bir dezavantaj da yaşlı şehirler için geçerli. Nüfusu genç olan şehirlerde bir oy daha değerli. 2011 seçimlerinde 596.809 seçmenin (toplam nüfus: 1.022.532) bulunduğu Van 8 milletvekili, 665.608 seçmenin (toplam nüfus: 838.324) bulunduğu Muğla ise 6 milletvekili çıkardı. Van’ın nüfusu Muğla’dan daha çok fakat seçmen sayısı daha az, kısaca Van genç bir şehir ve bu sayede o ilde bir seçmenin oyu Muğla’dakine göre daha değerli.

Yurtdışı oyları ne kadar etkili?

Yurtdışı oyları, seçim sonuçlarından bir gün sonra, partilerin aldıkları oylar şehirlere nasıl dağılmışsa aynı oranda şehirlere dağıtılıyor. Bir ilin meclise soktuğu son sıradaki milletvekili son anda diğer bir partiye kayabilir. 2015 seçimlerinde yurtdışı oyları HDP'nin ülke barajını geçmesi için etkili olabilir. Bu yıl yurtdışı seçmen sayısı 2.867.658. (Yurtiçi seçmen sayısı 53.765.231) 30 Mayıs’ta sona eren oy kullanma sürecinde yalnızca 744.543 seçmenin sandık başına gittiği belirtildi.

İki büyük soru işareti

1-   Başkanlık sistemi yolu açılacak mı?

AK Parti 7 Haziran seçim bildirgesinde yeni sivil bir anayasa yapma ve yönetim modeli olarak başkanlık sistemine geçiş hedefini koydu. Başkanlık tartışması 2010 referandumundan sonra dillendirilmeye başlanmış, 2014 yılında ise Recep Tayyip Erdoğan’ın halk tarafından cumhurbaşkanı seçilmesini takiben iyice alevlenmişti.  AK Parti arzuladığı gibi parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmek için, 367 oy alırsa doğrudan Anayasa’yı değiştirebilir ya da 330 milletvekili kazanması durumunda tek başına Anayasa değişimini referanduma sunabilir. Neden Cumhurbaşkanını meydanlarda görüyoruz? Cumhurbaşkanının beş sene süreyle iki kez seçilme hakkı var. Bir sonraki dönem de cumhurbaşkanı olmak için halka kendini seçtirmek zorunda olan cumhurbaşkanının siyaseten aktif olması ve bunun için geniş yetkiler talep etmesi aslında bir yerde doğal oluyor. Kısaca, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinden sonra yeni bir tanıma kavuşan mevki, mevcut sistem ile çakışıyor. 

 2-HDP barajı aşacak mı?

Son anketlere göre Türkiye’deki seçmenlerin yüzde 30’undan fazlası HDP’nin barajı geçmesini istiyor. Fakat HDP’nin yüzde 10’luk barajı geçip geçmeyeceği hâlâ belirsizliğini koruyor

Kürt siyaseti oyu, son 12 senedir her seçimde aynı seviyelerde, yüzde 5-7 aralığında kalıyor. Ülkemizde Kürt nüfusu 14 milyon civarında, seçmen sayısı ise 7,5 milyon kişi dolaylarında. Konda Araştırma Merkezi Genel Müdürü Bekir Ağırdır, son zamanlara kadar 10 Kürt seçmenin beşinin AK Parti’li, dördünün HDP'li olduğunu; ama son yapılan kamuoyu araştırmalarında göre bu dağılımın şimdi 3 AK Parti’li, 6 HDP’li şeklinde olduğunu, kırılma noktasının da Kobani’deki İŞID mücadelesi ile birlikte Kürt milliyetçiliğinin muhafazakâr kimliğin önüne geçmesiyle olduğunu belirtti. 

Bu sene farklı olarak Kürtler seçimlere bağımsız adaylar yerine HDP çatısı altında parti olarak girme kararı aldı. En son 2011 genel seçimlerinde 36 bağımsız milletvekilliği kazanan Kürtler bu yıl da aynı şekilde seçime katılsalar aşağı yukarı aynı sayıda milletvekili çıkarabilecekken yüzde 10 barajının altında kalma riskini göze aldılar. HDP’nin barajı geçip geçmemesi meclis sandalyelerinin dağılımında muazzam etki yaratacak bir unsur. Neden mi? Çünkü partilerin alacağı oy oranlarının milletvekili sayısına yansıması barajın geçilip geçilmemesine göre değişkenlik gösteriyor. 2015 genel seçimlerine has bu özel durumu seçmenlerin kolayca idrak edebilmesi için internet sitelerinde simülasyonlar hazırlanmış. Siz de partilere belli oranlar girip çıkan sandalye dağılımına göz atabilirsiniz. Bir örnekle göstermek gerekirse:

HDP’nin barajı geçemediği simülasyon

 

 

HDP’nin barajı geçtiği simülasyon

 

 

Simülasyonda AK Parti’ye daha az oranda örneğin yüzde 41 civarlarında oy girildiğinde barajı geçen bir HDP, AK Parti’nin tek başına iktidar olmasını engellerken, barajı geçmeyen bir HDP sayesinde AK Parti meclise 320 milletvekili sokabiliyor.

 

Anketlerde son durum

Mayıs ayında yapılan yedi ayrı şirketin yaptıkları anket sonuçlarının ortalamasına bakıldığında partilere grafikteki kadar oy oranı öngörülüyor.

 

Bu oranlar ise AKP için 270, CHP için 141, MHP için 82 ve HDP için 57 milletvekiline denk geliyor. En iyi anket seçimlerin kendisidir diyerek en son İngiltere ve İsrail seçimlerinde anket şirketlerinin gerçeklerden ne kadar uzak sonuçlar yayınladığını hatırlatmak istiyorum. Yine bu konuda Bekir Ağırdır’a kulak verecek olursak bunun sebebi hakiki düşüncesini söylemekten ve ayıplanmaktan çekinen seçmenler. Bekir Ağırdır’ın seçim sonuçları için öngörüleri konforlu çoğunluğunu kaybedecek olan bir AK Parti ve çalışınca oluyormuş diyerek oylarını yükseltmeyi başaracak CHP ve MHP. HDP’nin de barajı aşacağı öngörülüyor. Ola ki AK Parti, meclis çoğunluğu olan 276’ya ulaşmaz ise Bekir Ağırdır’a göre koalisyon için kapısını çalacağı parti MHP olacak.

 Son söz…

Seçim sisteminde gerek D’Hondt sisteminin büyük partileri koruması, gerek yüksek baraj ve +1 milletvekili uygulamaları ‘temsilde adalet’ konusunda Türkiye’yi sınıfta bırakıyor. Siyaset tartışmaları içinde seçim sistemindeki teknik sorunları konuşmaya sıra gelmiyor. Hakkaniyetsizliği önlemek adına yapılabilecek en önemli iş sandıklara gidip oy kullanmak gibi görünüyor çünkü yüksek katılım oranı sonuçları bir derece daha adil kılıyor. 8 Haziran’da tüm insanların daha mutlu uyanacağı bir Türkiye dileklerimle…

2011 Genel Seçim Sonuçları

 

2014 Yerel Seçim Sonuçları

 

 

2014 Cumhurbaşkanlığı Seçim Sonuçları

 

 

 

Kaynaklar:

http://secim.haberler.com/

http://secim.haberler.com/2015/secim-tahminleri/?ak-parti=42.3&chp=27&mhp=16.2&hdp=10&diger=4.27

http://demokrasidenetcileri.org/2014/12/06/turkiyede-barajli-dhondt-sistemi-ve-uygulamasi/

http://www.ysk.gov.tr/ysk/docs/

http://www.anayasa.gen.tr/2839sk.htm

http://www.businessht.com.tr/guncel/haber/1083174-tek-grafikte-tum-anketler

http://www.yerelsiyaset.com/v4/sayfalar.php?goster=ayrinti&id=1054

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/278541/Baskanlik_icin___60_hayir_cikar.html#