Estreyikas’lar bir rüya

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
20 Mayıs 2015 Çarşamba

Geçen sene yaklaşık bu zamanlarda Neve Şalom’da bir düğüne katıldım. Tören seyrinde, bir de baktım Teva’nın yan bölümünde İzzet Bana çocuklardan oluşan bir koroyu (Estreyikas d’Estambol) yönetiyor. Çocukların sesi duyulmuyor, müzik daha yüksek, adet üzere konukların kendi aralarındaki konuşmalar da ilave olununca koro pek de hoşuma gitmedi. Meğer ilk kez o gün bir düğünde şarkı söylemişler.

Olaydan bir ay sonra oğlumun düğünü için Neve Şalom Kültür Merkezi Müdiresi Tuna Halfon’la görüşmeye gittim. Tuna Hanım yapılması gerekenleri sıraladıktan sonra, “Estreyikasları ister misiniz?” diye sorunca, “Hayır, teşekkür ederim” dedim. “Ama çok şekerler…” dediyse de ısrar etmedi. Bir açıklama getirmedim.

***

Geçtiğimiz pazar günü iki düğüne davetliydim. Hava güzel mi güzel. Arkadaşlar genelde günden istifade etmek için sabahtan bir yerlere giderler. Normal şartlarda iki gün öncesinde söylenmeye başlarım. “Ay hiç çekilmez… Bir pazar daha gitti” diye. Bu kez hiç öyle düşünmedim. Belki de düğün sahiplerine kendimi yakın hissettiğimdendi.

Üstelik evden çıkarken son derece mutluydum. 19 Mayıs’ı köprü yapıp tatile çıkanlar sayesinde trafikte de hiç takılmadım. İlk düğünün kortej girişini, İzzet Bey’in, “Lütfen hanımlar, lütfen izin verin” nidaları arasında izledikten sonra, üst kata çıkıp oturdum. Birden geçen yıl yine Teva’nın yanında yerini alan koroyu ve İzzet Bana’yı gördüm. Ve Estreyikaslar söylemeye başladı. O kadar mükemmeldiler ki, bir an için inanamadım. Tebriklerden önce İzzet’in yanına gittim. “Bu koro geçen seneki çocuklardan mı oluşuyor?” diye sordum. “Evet, beğendin mi?” dedi. “Beğenmek ne kelime, müthişler” diye cevap verdim.

İzzet Bana hem mutlu, hem de gururlu bir eda ile “Daha da iyi olacaklar” diye yanıtladı.

Sevgili Tuna Halfon her zamanki gibi haklıydı: Estreyikaslar çok şekerler.

***

İkinci düğünü beklemek için bir arkadaşımla yandaki kafede oturduk. Derken iki dostumuz daha masayı paylaştı. Yoldan geçen tanıdıklar, bir bir içeri akın edenler… Haliyle hoş bir ortam oluştu. Bir cümle karşıdan, bir cümle arkadan… ‘Reset’ oldum adeta.

Sonra da koşuşturmadan rahat rahat diğer düğün için ibadethaneye girdik. Uzun zamandır silindir şapka takan bir damatla, uzun duvağının yanı sıra yüzünü tülle örten bir gelin görmemiştim. Damadın Teva’da gelinin yüzünü örten tülü açması beni hep heyecanlandırmıştır. Eskiyi güncele uyarlamak bir hoş seda adeta.

Tanrı hepsinin yolunu açık etsin, hepsinin sevgi ve saygı dolu aileleri olsun.