Dört Özel Şabat- Dört Özel Peraşa: Şabat Zahor

Dört özel Şabat vardır ki, ne bir bayrama, ne Roş Hodeş’e, ne Hanuka, ne Purim’e denk gelmeseler bile, bu günlerde her Şabat okunan haftanın peraşasına ek olarak o özel Şabat’ın peraşası da okunur. Roş Hodeş Adar’dan önce (veya tam Roş Hodeş Adar’da) başlayan ve Şabat Şekalim, Şabat Zahor, Şabat Para ve Şabat Ahodeş’ten oluşan bu dörtlü seri, Pesah Bayramı’na hazırlık yolunda; Nisan ayının başlarına kadar uzanır

Nazlı DOENYAS Kavram
25 Şubat 2015 Çarşamba

Purim’den önceki Şabat; bu yıl 28 Şubat Cumartesi-Şabat Zahor-Hatırlama Şabat’ıdır.

Bu Şabat’ta;  Amalek’in Mısır Çıkışı’nda Yahudi halkına yaptığının hatırlanması 1(zahor),hiçbir zaman unutulmaması2 mitsvasının verildiği peraşa okunur.

Her nesil, çocuklarına, Amalek’in İsrailoğulları'na Mısır’dan Çıkışı'ndan sonra, en zayıf oldukları anda, saldırdıklarını3 anlatmakla yükümlüdür.

Tanrı korkusu, zayıf olanlara ve yabancılara karşı davranışlarda kendini gösterir. Amalek, ‘Tanrısız’ın prototipidir, her nesilde zayıfa sırf zayıf olduğu için saldıran, arkada kalanları düşürüp yok eden, Tanrı korkusu taşımayan bir kimliği temsil eder.

"Zahor-Hatırla’, peraşasının okunması, Tora’nın ‘Taase-yap’ mitsvalarından; ‘Unutma’ da ‘Lo Taase-yapma’ şeklindeki mitsvalarındandır. Bu mitsvalar, her zaman her yerde, hem kadınlar, hem de erkekler için geçerlidir. Bu nedenle bayanların da bu Şabat sinagoga gelip peraşayı dinlemeleri çok önemlidir.

Amalek-Purim

Amalek her nesilde, farklı kişiliklerle mevcuttur. Yahudileri yok etmeye kararlı olan Aman da, Amalek’in soyundan gelir. Bu yüzden, Purim’den önceki Şabat, Amalek’in unutulmaması, hatırlanması mitsvasının yazılı olduğu peraşa okunur.

Ester ve Mordehay zamanında olduğu gibi, Tanrı’nın olaylarla olan bağlantısını her zaman açık olarak görmek mümkün olmayabilir. Amalek de hayatın akışı ve tarihin tesadüfî olduğunu savunur. Bunun tam tersini kanıtlayan Purim’in ana teması, her şeyin Tanrı’nın kontrolü altında meydana geldiği gerçeğidir. Olayların akışı sırasında her zaman Tanrı’nın Eli’ni görebilmek mümkün olmayabilir. Doğal bir tesadüf gibi görünen durumlar bile, aslında Tanrı’nın sevgi dolu gözetiminin ‘haşgaha’nın neticesinde oluşmaktadır. Purim, daimi İlahi gözetimin, açık mucizeler yerine nasıl doğal olayların arkasında yer aldığını gösterir. Direkt olarak idrak edemesek de; Tanrı; ‘Hester Panim-Gizli Yüzü’ ile olayları İlahi planı doğrultusunda her an her şeyi kontrol ederek hayatı bütünüyle yönetir. Yahudiler topraklarından uzakta sürgünde olsalar da, görünüşte Tanrı’nın Varlığı’nı tam olarak hissedemeseler de, Tanrı her an onların yanındadır, onları her an korur, her an kollar ve hayatlarının en ufak detayını bile onların iyiliği için düzenler.

Purim olayları, Birinci Bet Amikdaş’ın yıkılışından sonra meydana gelir. Bu dönemlerde Yahudilerin işledikleri birçok günah neticesinde, Tanrı artık açık ve görülür şekilde mucize yapmayı bırakır, mecazi olarak Yüzü’nü gizler. Artık Tanrı’nın Varlığı’nı açıkça göstermesinden mahrum olan Yahudiler, kendilerini Cennetteki Babaları tarafından terk edilmiş hissederler.

Onlarla ilgilenen, onları seven kimse yokmuşçasına sürgünün sert şartlarına, putperestlerin zalimliğine ve şansın kaprislerine korunmasız olarak maruz kaldıklarını düşünürler. Oysaki Purim olayları onlara, gerçeğin bunun tam tersi olduğunu gösterir. Tanrı bu aralar Yüzü’nü gizliyor olsa da, onları hiçbir zaman terk etmemiştir, hiçbir zaman da terk etmeyecektir. Yahudiler, Purim olayları ile Tanrı’nın yönteminin ne olduğunu anlarlar. Aynen bir babanın her zaman çocuğunun yanında durması gibi, Tanrı da sendelediklerinde onları tutup desteklemek için her zaman onların (O’nun çocuklarının) yanında olacak ve Yahudilere hem tek tek hem de bir bütün olarak daima ve her an yol gösterecektir.

 

Amalek-kimdir

Tanrı’nın nesiller boyunca savaş içinde olacağı 4ve ismini göklerden ve yeryüzünden sileceğini5 söylediği Amalek’in kim olduğu hakkında farklı yorumlar bulunur.

Bereşit kitabında Amalek’in ailesinden söz edilir6. Esav’ın oğlu Elifaz’ın odalığı olan Timna, Elifaz’a Amalek’i doğurur. Timna, aslında bir prensestir. Talmud’a7 göre Timna; Avraam Yitshak ve Yaakov ailesine katılmak ister. Farklı yorumlara göre, atalarımızın ‘Bet Din’i8, ilerde Amalek’in ondan doğacağı için veya Timna’nin bu arzusunun, Tanrı yoluna girip kendini Tanrı hizmetine adamak amaçlı değil şahsi çıkar amaçlı olduğunu anladıklarından dolayı bu isteği reddeder. Bunun üzerine Timna, herhangi bir millette prenses olacağına, Avraam’ın soyunda odalık olmayı tercih eder ve bu şekilde prensesliğe sırt çevirerek sırf Avraam, Yitshak ve Yaakov’un ailesine dâhil olabilmek için Esav’ın oğlu Elifaz’ın odalığı olmayı seçer. Kimi yorumcular, şayet Timna Avraam’ın ailesine kabul edilseydi, Amalek’in doğmamış olacağını savunur.

Daha sonraki nesillerde meydan gelen olayların anlatıldığı Megilla Ester'deki Aman'ın da Amalek'in soyundan gelidği söylenir.

Amalek, bu köklere sahip olan ve İsrailoğulları’na karşı kalıtsal bir nefret taşıyan eski bir Orta Doğu milletidir. Amalek halkının her fırsatta Yahudilere saldırması için hiçbir sebebe bile gerek yoktu. Konu, toprak konusunda anlaşmazlık, provokasyon, güçlerini veya savaşçı olarak itibarlarını arttırmak veya savaş ganimeti toplamak da değildi. Bu onlar için, Tanrı’nın halkını yok etmeye yönelik içsel patoloik bir ihtiyaçtı. Bir sebebe bağlı olmadığından, bu nefretle mücadele edebilmek için diplomasi, eğitim, okul müfredatının gözden geçirilmesi gibi çözümler de anlamsız kalırdı. Bu nefret sonradan öğretilmiş değil, içlerine işlemiş ve kökleşmiş bir nefretti. Amalek halkı dünyada olduğu sürece hiçbir Yahudi güvende olamazdı.

Raşî’nin yorumuna göre; Amalek, ‘mikre-tesadüf’ü simgeler. Amalek, Tanrı’nın Varlığı’nı, Tanrı’nın evrenle etkileşimini inkâr eder, gelişen olayların Tanrı’nın İsteği ve Planı doğrultusunda değil, tamamen tesadüf ve rastlantılar sonucu olduğunu iddia eder.

Aynı zamanda ‘Amalek’in harflerinin nümerik değeri,  ‘safek-şüphe’ ile eşittir.

Amalek, spiritüel anlamda asılsız, temelsiz, sebepsiz, mantıksız şüphenin özünü temsil eder ve işte bunlar, Yahudi milletinin ve Yahudiler’in hayattaki misyonunun ezeli düşmanıdır. Bu yüzden Amalek’in, Tanrı’dan uzaklaşmamıza, Tanrı’nın yanımızda olup olmadığına dair içimize girmeye çalışan, ‘şüphenin’ adını tamamen silmek, yok etmek gerekir.

Zohar; Amalek’i Satan ve ölüm meleği olarak, farklı yorumcular Amalek’i Yetser Ara ve birçok farklı şekilde tarif eder.

Günümüzde Amalek

Rabbi Aron Moss'un yorumuna göre, zaman içinde Amalek halkı, etrafındaki halka karıştı ve asimile oldu. Bu durumda milli kişilikleri de eridi ve doğuştan içlerinde var olan nefretin etkisi de bu şekilde seyrelmiş oldu.

Buna karşılık Rabbi Joseph Dov Soloveitchik, Amalek’in var olduğunu ve her nesil farklı isimlerle ortaya çıktığını belirtir.

Amelek'in Yahudi nefreti seyrelmişse bile, Amalek'i yeryüzünden silme mitsvası her zaman her yerde ve herkes için geçerlidir.

Yine farklı bir yoruma göre, günümüzde Amalek yabancı bir millet değil, içimizdeki düşmandır. Her birimizin içinde pusuya yatıp bekleyen bir Amalek vardır. Gerçeklik ve iyilikle dalga geçen, aşağılayan, içimizdeki o küçük ses, ahlaklı şekilde davranan kişilerle dalga geçme eğilimi, başkalarını mutlu etmek için bir şeyler yapanlara şüphe ve alayla yaklaşma, kendimizin veya başkalarının içtenliğinden kuşkulanmak; bunlar günümüzün Amalek’idir ve ruhumuzla öldürücü bir savaş içindedir. Eğer izin verirsek, şüphecilik ve alaycılık kendimizi geliştirmemiz için yaptığımız her girişimi öldürecek, karakterimizi arıtmaya ve ruhumuzu ortaya çıkarmaya yönelik her hareketimizi kısıtlayacaktır. Buna karşı yapılacak tek şey, bu alaylara cevap vermeden, mantık yürütmeden, hiçbir tartışmaya girmeden Amalek’i iyiliğimizle, dürüstlüğümüzle, ahlakımızla yok etmektir. Hiçbir sebep olmadan iyilik yapmak, açıklama vermeden nezaketle yardımda bulunmak, arkadaşımızı sebebe bağlı olmadan sevmek, tutsak ruhumuzu özgürleştirecek, Amalek’i yok ederek içsel savaşımızın kahramanı olmamızı sağlayacaktır.

Amalek’i yok etmek

Purim’de Aman’ın ismi her geçtiğinde kaynana zırıltısı oyuncakları ile gürültü çıkarmak, ayakları yere vurmak, taşların üzerine Aman’ın adını yazıp birbirine sürterek yazıların silinmesini sağlamak, Amalek’i silip yok etmeyi simgeler.

Bunun yanında sofer9’ler, özel kalemlerini denemek için Amalek, Aman veya Zereş (Aman’ın karısı) yazıp sonra üstünü karalayarak Amalek’in yok edilmesi mitsvasını yerine getirirlerdi.

12. yüzyılda Mahzor Vitri ve Sefer Hapardess gibi litürjik eserler, Kadiş söylenmesinin, Amalek’in yok edilmesi anlamına geldiği şeklinde yorumlar. Moşe Rabenu; “El, Tanrı’nın Tahtı’ndadır 10” dediğinde, bu simgesel anlatımla Tanrı’nın, Eli’ni Tahtı’nın üzerine yerleştirerek Amalek’le savaş içinde olmaya ant içtiğini söyler3. Fakat burada ‘Taht’ sözcüğü de, Tanrı’nın dört harfli ismi de eksik yazılıdır. Bu da, Amalek var olduğu sürece ne Tanrı’nın, ne Tahtı’nın ne de İsmi’nin tam olmayacağını belirten çok güçlü bir ifadedir.

Kadiş’teki “..Yee Şeme raba mevarah lealam ulalme almaya…-O’nun büyük İsmi sonsuza dek kutsal olsun…” kısmı, Tanrı’nın Görkemi’nin dünyada layığıyla ifade edilebilmesindeki eksikliği ifade eder. Ancak Amalek yok olduğunda Tanrı’nın ismi ve Tahtı yeniden “tam” olacaktır.

Tora, Amalek’i yok etmek için başka bir yol daha gösterir: onlara Tora öğreterek daha önce Timna’nın kalbini kıran dışlanma olayını telafi etmek. Yahudilerin Tanrı ile, bu dünyayı kötülükten temizleyeceklerine dair bir anlaşmaları vardır. Amalek kötülüğün görüntüsü ve simgesidir. Bu sinsi güçler bazen insan şeklini alır ve dehşet verici eylemler yapılır. Bazen bu güçler iyi insanların da kalbini ele geçirir. Bazı zamanlar dünyayı kötülükten arındırmak için bulup yok etme misyonlarına çıkmak gerekebilir. Bazen de kendi kalbimizin içine bakmamız gerekir.

Bununla birlikte dünyayı kötülükten kurtarmak için başka bir yol daha vardır: onun yerine iyiliği koyarak, kötülüğü kökünden yok etmek. Rav Avraham Yitzchak Kook’un sözleriyle: “Tsadikliği11 tam olan kişiler kötülükten yakınmaz, onun yerine dürüstlüğü arttırır. Dine karşı olanlardan yakınmaz, onun yerine inancı arttırır. Cahillikten yakınmaz, onun yerine bilgeliği attırır12 .”

1 “Amalek’in Mısır’dan çıkışınız sırasında yolda sana yaptığını hatırla.” Devarim 25:17

2 “..Amalek’in zikrini göklerin altından sil! Unutma!” Devarim 25:19

3 “Yolda aniden karşına çıkmış, sen bitkin ve yorgunken, sendeki arkanda kalan güçsüzleri öldürmüş, Tanrı’dan korkmamıştı.” Devarim 25:18

4  Tanrı, nesiller boyunca Amalek’le savaş içinde olacaktır.” Şemot 17:16

5 “Amalek’in zikrini göklerin altından kesinlikle sileceğim!”Şemot 17:14

6 Bereşit 36:12-22-29

7 Sanhedrin 99b

8 Bet Din-Dini Konsey- esasında bu müessese, Bet Amikdaş zamanında yerleşmiştir. Yazıda bir dini konsey anlatılmak amacıyla kullanılmştır

9 Sofer-Sefer Tora, Tefilin ve Mezuzaların içlerini yazmak için özel olarak eğitilmiş kişi.

10 Şemot 17:16

11 Tsadik-İçinde Tanrısal ruhun hâkim olduğu, insanlara karşı verici bir gönül taşıyan, dürüst, doğru, adaletli, şefkatli, nazik ve inançlı kişi.

12 Orpelei Tohar,p.39