Bir ekol son buluyor

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
18 Şubat 2015 Çarşamba

Heybeli ve Burgaz’ı bilmiyorum ama yıllar öncesinde, Büyükada’da yaz aylarında Yahudi cemaatinden birileri vefat ettiği zaman adanın bazı elektrik direklerine veya bir ağacın üstüne birer el ilanı yapıştırıldı. Gelen geçen ‘kim ölmüş’ diye bakardı. En çok hatırladığım yerler, Şimdiki Prenses Oteli’nin köşesindeki direk ve Çarşı’nın içinde kasap dükkanının önünde duran heybetli ağaçtı. Kimileri ilamın önünde durur, son noktasına kadar okurdu. Kimileri ise yan gözle vefat edenin adına bakar, yoluna devam ederdi. Bu psikoz, yüksek sesle ifade edilmemiş daha birçok ayrıntı gibi çoğumuzun bilinçaltına yer etmiştir.

***

Son zamanlarda,  belki de tesadüf, kendimi elektrik direkleri / koca gövdeli ağaçlar gibi hissediyorum. Kiminizin tanıdığı, kiminizin adını bile duymadığı yitirdiklerimiz hakkında yazıyorum. Yazıyorum çünkü onlar bu dünyada bir iz bırakıp gittiler. Yaşları ilerlemiş de olsa hep genç yaşadılar. Tıpkı geçen hafta kaybettiğimiz Leyla Behmoiras gibi. Kırk yıl önce evine bir çay daveti için gittiğimde kapıda karşılama tarzı, çok önemli bir kişiyi buyur eder gibiydi. Oysa Leyla her geleni aynı güleryüzle karşılardı. Bu geleneği yıllar sonra da değişmedi. Yüksek tavanlı salonu her daim kalabalığa ve kültürel sohbetlere açıktı. Toplumda sosyal çalışmalarda her zaman faal, her zaman vericiydi. Genç kızlık günlerini bilenler Leyla Benzonana’yı Dame de Sion’un köşesinde bekleyen Eli Behmoiras’la buluşmasını gülümseyerek anlatırlar. Sonraları evlenen çift her zaman için örnek oluşturdular. Buraya kadarı çok doğal.

Leyla’yı farklı kılan neydi? O dönem için kızlar evlenene kadar babalarının soyadını, sonra da eşlerinin soyadını alırlardı. Leyla evlendikten sonra tabii ki Behmoiras soyadını aldı. Ayrıca da doktor beyin eşiydi. Ancak birçok konuda, sadece ‘Leyla’ olarak kişilik sahibi oldu.

Biz onu tanıyanlar kaybına üzülüyoruz. Ama en çok da bir ‘ekol’ün son bulmakta olduğuna üzülüyoruz.

Leyla insanlara çok değer verirdi. Sanırım adını en çok yaşatacak kişiler, canı kadar sevdiği torunları olacak.

Huzur içinde olsun.