BM Güvenlik Konseyi’nden ‘Filistin Devleti’ önerisine red

Ürdün, İsrail ve ABD’nin itirazlarına rağmen BM Güvenlik Konseyi’ne barış sürecinin çerçevesini çizen ve 2017 sonuna kadar İsrail ordularının Batı Şeria’dan çekilmesini öngören Filistin tasarısını sundu. Salı gece yarısı yapılan oylamada ise karar taslağı gereken oyu sağlayamadı.

Selin SEVİNDİREN Dünya
31 Aralık 2014 Çarşamba

Ürdün’ün BM temsilcisi ve aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK)  tek Arap temsilcisi olan Dina Kawar, 22 üye Arap delegenin de desteğini verdiği Filistin Devleti’nin kuruluşunu öngören kararname taslağını pazartesi gecesi 15 üyeli Güvenlik Konseyi’ne sundu. En az dokuz üye ülkenin taslağı onaylaması durumunda ABD’nin kuvvetle muhtemel veto hakkını kullanması bekleniyordu. Salı gün boyunca oylamanın yapılıp yapılmayacağı belirsizliğini korudu. Ancak BMGK salı gece yarısı oylamayı yapmak üzere toplandı.

Oylama sonucu

Sekiz BMGK üyesi; Rusya, Çin, Fransa, Ürdün, Çad, Lüksemburg, Arjantin ve Şili oylamada taslağa onay verdi. ABD ve Avustralya taslağa red oyu verirken, İngiltere, Ruanda, Nijerya, Litvanya ve Güney Kore çekimser kaldı. Taslağın geçmesi için gereken dokuz oya ulaşılmaması üzerine, ABD de veto hakkını kullanmak zorunda kalmadı. Nijerya’nın ve Güney Kore’nin son anda ABD’nin baskısıyla çekimser kalarak oylamanın kaderini değiştirdiği bildirildi.

Oylama sonucuna istinaden Filistinli üst düzey diplomat Saeb Erekat, tasarının reddinin uluslararası hukuka bir darbe olduğu ve BMGK’nin sorumluluklarını yerine getirmediği yorumunda bulundu. ABD’nin BM temsilcisi Samantha Power ise sonucun, sürdürülemez bu statükonun zaferi olarak algılanmaması gerektiğinin altını çizerek daha ziyade bir uyarı alarmı olduğunu söyledi. İsrail’in BM temsilcileri ise  BMGK’nin doğrudan uzlaşmadan her fırsatta kaçan Filistin Yönetimi’ne daha fazla müsamaha göstermemesi çağrısında bulundu.

Gerek kalsaydı ABD veto edecekti

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Filistin kararnamesinin İsrail’in güvenlik ihtiyaçlarına cevap vermediğinin ve ihtiyari zaman sınırlamaları koyduğunun altı çizilmiş, İsrail’in mart seçimlerinin beklenmesini tercih ettikleri açıkça ifade edilmişti.  Pazar günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry son bir girişimde bulunarak Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’ı sunumun ertelenmesi için ikna etmeye çalışmış, başarısız olmuştu. Kulislerde Kerry’nin Filistin Yönetimi’ni ekonomik yaptırımlarla tehdit ettiği de konuşuluyordu.

Nisan ayında çıkmaza giren barış görüşmelerinin ardından, İsrail bu tarz tek taraflı ve zaman çizelgesi dayatan bir tasarının oylanmasının çatışmayı daha da derinleştireceğini savunmuştu. Batı Şeria’dan çekilmesi durumunda ise İsrail, doğu sınırının savunulamaz hale geleceğini ileri sürüyordu. Doğrudan görüşmeler dışında hiçbir öneriyi dikkate almayacaklarını defalarca dile getiren İsrail Başbakanı Netanyahu pazartesi günü yaptığı sert açıklamalarda “uluslararası camia bu öneriyi reddetmezse biz reddederiz, güvenliğimizi tehlikeye atacak her türlü şarta karşı koyarız,” demişti.

Yeni taslak ne içeriyordu?

İki hafta öncesine göre bazı değişiklikler içeren kararname taslağında, 1967 savaşı öncesi sınırlar temel alınarak 12 ay içinde nihai statü adıyla anılan ana farklılıkların uzlaşmayla çözülmesi çağrısında bulunuluyordu. 31 Aralık 2017 itibariyle İsrail ordularının üçüncü bir tarafın gözetmenliğinde Batı Şeria’dan çekilmesi ve Filistin Devleti’nin egemenliğini resmen ilan etmesi öngörülüyordu. Eski taslakta Kudüs İsrail ve Filistin’in ortak başkenti olarak yer alırken, pazartesi sunulan taslakta Filistin’in başkenti net olarak Doğu Kudüs olacak deniliyordu. İsrail’in yerleşim yerleri inşasına son vermesi ve Filistinli mahkumları serbest bırakması ise taslağa eklenen diğer bölümler olarak göze çarpmıştı. Mülteciler konusu ve su sorunu ise diğer konu başlıkları arasındaydı.

Hamas taslaktan memnun değildi

Hamas’ın askeri kanadı İzzetin El Kassam Tugayları, resmi internet sitesinde BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan tasarının Filistin davasının özüne aykırı olduğunu ve kanuni haklarından feragat etmeyeceklerini ilan etmişti. Hamas’ın üst düzey liderlerinden Musa Abu Marzuk ‘sözde’ Birlik Hükümeti’nin Gazze’nin yeniden inşası için verdiği sözleri tutmadığını ve Gazze’nin kontrolünü asla Filistin Yönetimi’ne bırakmayacaklarını söyledi.