VAYEŞEV- Asıl görevi keşfetmek

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
10 Aralık 2014 Çarşamba

“Vayaşev sar aaşkim al maşkeu… veet sar aofim tala kaaşer patar laem Yosef – sakilerin başı görevine geri döndü… Fırıncı ise Yosef’in yorumladığı gibi asıldı.” (Bereşit 40/21-22)

İlk bakışta rüyalar tetkik edildiğinde aslında birbirlerine çok fazla benzemektedirler. Fakat Yosef ikisine radikal derecede farklı iki yorum getirmiştir. Bizler Yosef’in tabirlerinin tamamen Tanrısal bir öngörü ile yapıldığını ve rüyaların içeriğinin aslında çok da fazla önemi olmadığını bilmemize rağmen neden Tora bu iki rüyayı bütün detayları ile bizlere vermektedir?  

Rabi Elhanan Wasserman bu iki rüyaya daha yakın bir inceleme ile bakıldığında ikisi arasında çok büyük bir farkın olduğunu paylaşır. Bereşit 40/11’de sakinin rüyasının detayları yazılıdır ve rüyada saki Paro’nun kadehini elinde tuttuğunu, üzümleri aldığını, sıktığını Paro’nun kadehine koyduğunu ve kadehi Paro’nun eline verdiğini anlatmaktadır. Saki rüyada son derece aktiftir. Hâlbuki fırıncı rüyasında başının üzerinde üç hasır sepet olduğunu en üst sepette fırın işi çeşitlerin olduğunu ve kuşların da bunları yediğinden söz etmektedir. Sakinin rüyasındaki aktif konumuna rağmen fırıncı hiçbir şey yapmamakta yani inaktif konumda durmaktadır. Rabi Wasserman aradaki farkın bu olduğunu bizlere öğretir. Yosef aradaki bu farkı görmüş ve buna göre rüyayı tabir etmiştir. Eylem içinde olmak yaşama eylemsizlik de ölüme delalet eder.

 Rabi Wasserman’ın öğretisi gereğince bizler aktif olduğumuz sürece yaşıyor sayılmaktayız. Ancak bu eylemler üretici eylemler olmalıdır. Saki rüyasında görevini tam olarak yerine getirmiş ve eylemlerini bu doğrultuda gerçekleştirmiştir. Fırıncı ise eylemsizdir. Pasiftir. Elbette en üst sepet hamur işi ile doludur ama bu iş başkaları tarafından yapılmıştır. Bir üretim sergileyen eylemler hayata işaret etmiştir.

Sakinin görevini yerine getirdiğini düşünerek hatırlamamız gereken hepimizin bu dünyaya keşfetmemiz gereken bir ödevle geldiğimizdir. Devarim kitabı 11/22’de yazılı olan “eğer sizlere emrettiğim bütün emirleri dinleyecek ve yerine getirecek olursanız, Tanrı’yı sevecek, O’nun yollarında yürüyecek ona yapışacak olursanız” cümlesi aslında ödevimizin ne olduğu hakkında bir ipucu vermektedir.

Rabi Dr. Twerski bu noktadan hareketle asıl görevimizin Tanrı’nın yolunda yürümek olduğunu bizlere öğretmektedir. Tanrı’nın yolunda yürümek bize Tanrı’ya karşı sonsuz bir güven duymamızı ve yaşamımızı daha anlamlı kılmamızı sağlayacaktır. Roş Aşana ve Kipur dualarında Tanrı’ya yapışmanın; yani O’nun her zaman yanında yürümenin yaşam kaynağı olduğu Devarim kitabında 4/4’de bir  cümle olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Veatem adevekim B’Ad… E.loehem – hayim kulehem ayom – siz Tanrı’ya yapışan hepiniz bu günde hepiniz hayattasınız.”