Doktorla Randevu Zamanı

Metin BONFİL Köşe Yazısı
1 Ekim 2014 Çarşamba

Hasta kendini iyi hissetmemektedir. Sebebini tam olarak bilemez.  Bir dostunun tavsiyesi ile doktorun yolunu tutar.

-  Öksürün…

- Öhhö... Öhhöööö!

- Derin nefes alın…

- (Fiiiiiyyyyy…!)

- Bir daha derin nefes alın..

- (fiiiiiiiiiiiiyyyyyyy!)

-…

- Nedir durum doktor?

- Valla kronik cari açık…  Zaman zaman tıkanma hissi oluyor mu?

- Evet… 2008’de epey tıkandım.  Ondan önce zaman zaman koşuyordum. Ondan sonra da... 2012’ye kadar hiç problemim olmamıştı.  2005’ten bu yana hep koştum diyebilirim. 

- Son senelerde nasıldı?

- 2013 Mayıs’ından sonra durum değişti.  Baya zorlanmaya başladım.  Eski gücüm kalmadı.

- Evet, vücudunuzda bariz bir ağırlaşma görünüyor.  Kan değerlerinize de etki ediyor.  Sanayi büyümeniz yavaşlamış.  Döviz değerlerinizde ciddi bozulma var. Enflasyon yüksek. Faiz değerleriniz de yükselmiş ve inmemiş.

- Aldığım hormonlardan olabilir mi?

- Ne hormonu?

- Biliyorsunuz, ihtiyaçlar çok.  Bu nedenle her ay maaşımı tüketici kredisi ile takviye ediyorum. Güç veriyor. 2005’ten beri artan bir oranda kullanıyorum.

- Evet, o da sizde anlık rahatlama hissi yaratıyor. Şöyle düşünün: adaleniz yeterince güçlü değil, kilonuz fazla, ama bu hormonlarla yine de 20 katlı bir binayı koşarak çıkabiliyorsunuz.  Hormonu keserseniz çıkmakta zorlanacaksınız, kesmezseniz de kalbinize zarar verecek. 

- Evet, son zamanlarda azaltıyorum zaten.

- Stres durumu?

- Nasıl? Anlamadım tam Doktor Bey?

- Stres var mı diyorum, hayatınızda?

- Olmaz mı? Bir kere evdeki durumlar çok stresli. Gerginiz yani. Açıyorum televizyonu, her akşam bir bağırma bir bağırma. Ne hata ettim bilmiyorum; gül gibi geçiniyorduk birbirimizle, ne olduysa kutuplaştık aniden.

- Hmm…

- Bir de komşularla olan durum da berbat. Apartmana kimin girip çıktığı belli değil.  Hırsızlık, adaletsizlik, gırla. Ben çalışıyorum, onlar harcıyor.  Bütün bunlar da huzursuzluk yaratıyor haliyle.

- Anlıyorum…

- İşimi kaybetmekten de korkuyorum. Malum, her tarafta yeni inşaatlar var. Yüksek binalar, yeniden yapılandırma ve sair, iyi gidiyorduk.  Şimdi bu inşaatlar durursa ne olacak? Sağ olsun, yabancı ilgisi inşaat işlerini bir süre daha canlı tutacak ama sonra?

- Valla, her zaman bir sürpriz olabilir. Her şey yolunda gidiyor zannedersin… Paat! Bir bakmışın acayip olumsuz bir olay başımıza gelir.  Tam karamsar olursun, deniz bitti dersin, aniden güller açar sanki her yerde. Duygusalız ya…

- Aynen…

- Zor zamanlar gelebilir. Tasarrufun var mı?

- Nerdeee? Tüm zamanların en düşük tasarruf oranına düştüm. Kiradayım. Biliyorsunuz, yediklerimiz içtiklerimiz hep ithal. Isınmak için yandaki binadan boru çektik, her ay parasını vermez isek anında keserler buharı. Borçla borç kapatıyorum. Sağ olsun yabancı dostlar bana güvenmeye devam ediyorlar. Var ya, güvenleri bir sarsılsa, vay halime.

- Kırılgansınız yani…

- Karekter olarak mı? Anlamadım Doktor Bey?

- Yok, yok, mali bünye anlamında. Kırılgansınız.

- Evet maalesef. Ne yapacağız şimdi?

- Durumunuz hassas bir dengede. Tıbben kritik diyelim. Eğer bir kaç yıl daha böyle giderse bunun sosyal yansımaları olur. Prestijiniz zarar görür. Çocuk var mı?

- 3 tane. Ellerinizden öper.

- Maşallah. Onlara yatırım yapın. Onların lisan bilen, dünyaya entegre, modern, çalışkan, rekabetçi, yaratıcı ve üretken olmaları için elinizden geleni yapın. Siz borçlu olabilirsiniz ama onlar sizin tasarrufunuz. Bu kırılganlık bizim neslimizde bitecek gibi durmuyor. Ama hepimiz onların neslinin daha iyi olacağına inanmak istiyoruz.

- Doğrudur.

- Size gelince, sizi de şimdilik müşahede altında tutacağız. Evde huzuru, apartmanda barışı yakalayabilmişseniz, yabancılar size güvenmeye devam ederse, evlatlarınızın kendilerini hür hissedecekleri bir dünya yaratabilmiş iseniz, merak etmenize gerek yok.

- Allah razı olsun Doktor Bey…