Matot - Farklı mıyız? Yoksa…

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
16 Temmuz 2014 Çarşamba

Matot peraşası içinde Bene Yisrael’in Midyan halkından yaptıklarının intikamını alması ile ilgili bir bölüm vardır. Hiçbir ilgileri olmamasına rağmen Midyan halkı Moav kralı Balak ve Bilam ile hareket etmiş ve Bene Yisrael’i büyük zararlara sokmuştur. Tanrı bundan dolayı Midyan halkının cezalandırılması hükmüne varmıştır. Tanrı tarafından verilen emirde yapılacak olan savaşın amacı Midyan’dan Bene Yisrael’in intikamı şeklinde ifade edilmektedir. Ancak Moşe halka bu emri iletirken Midyan’dan alınması gereken intikamın Tanrı’nın intikamı şeklinde olacağını söylemektedir. Midraş Tanhuma bu konuda Tanrı’nın Moşe’ye savaşın amacının Bene Yisrael’in intikamını almak olduğunu söylediğini ancak Moşe’nin buna itiraz ettiğini öğretir. Moşe savunmasını şöyle yapar: “Eğer bizler brit’e dâhil olmayıp da putperest olsaydık, mitsvaları yerine getirmekten kaçınsaydık Midyan halkı bizlerden nefret edip bize zarar vermeyecekti. Bizler Tora ve prensiplerine uyduğumuz için onlar bizlerden nefret ettiler. O halde bu intikam aynı zamanda Tanrı’nın intikamıdır.” Hasidik üstatlar bu savaşın Tanrı onuruna yapılan bir savaş olduğunun altını çizerler.

Tarih boyunca Bene Yisrael her zaman farklı olduğu için zan altında bırakılmış ve saldırıya uğramıştır. Pesah zamanı matsa yiyen Yahudiler matsa yapımına Hıristiyan çocukların kanını karıştırdıkları iftirası ile ‘kan iftiralarına’ maruz bırakılmış ve bunun sonucunda da zarar görmüşlerdir.

Temizlik ve gıda kurallarına dikkat eden Bene Yisrael Ortaçağ’da toplumlara büyük zarar veren veba salgınlarından korunmuştur. Ancak toplumlar bu salgınlarda zarar görmeyen Bene Yisrael’i büyücülükle suçlayarak onlara zarar vermişlerdir.

Burada herkesin aklına gelen ortak soru Bene Yisrael Tora ve mitsvalara uymakla zarar görecekse neden ‘diğer toplumlar gibi’ olmasınlar? Eğer bu onların zarar görmelerini engelleyecekse farklı olmaktansa diğer toplumlara benzemek işin en kolay yanıdır.

Tarihte birçok lider bu yanlışa düşerek emansipasyon ve asimilasyonu savunur. Bu savunma bazen o kadar ileri gider ki liderler bu olmadan Bene Yisrael’in yaşayamayacağını ileri sürerler. Hâlbuki bu konuda yanıldıklarını çok geçmeden anlayan bu liderler çareyi başka çözümlerde ararlar. Tanrı’nın verdiği emir çok açıktır. “Onların kurallarınca gitmeyin.” Çünkü başka toplumların kurallarınca yürümek bizleri Tanrı’dan uzaklaştırır ve yok olmamıza neden olur. Bene Yisrael’in Tora ve mitsvalardan uzaklaşması yok olması anlamına gelir. Zaman içinde yaşanan bazı zorluklar yaşamımızı zorlaştırsa da Tora ve Yahudi yaşam tarzından ödün vermek kendi kendimizi yok etmek anlamına gelir ki içinde bulunduğumuz zamanlarda görülen bundan çok da farklı değildir.

Ben Ametsarim haftalarında okunan Yirmiyau peygamberin Aftara’larında bu defalarca vurgulanmaktadır. Bizler yaptığımız yanlışların bedelini bazı sıkıntılara katlanmak suretiyle öderiz. Ancak Tora’dan ve Yahudi yaşam tarzından uzaklaşmamız halinde geri dönüşü olmayan bir yola gireriz ki bu yolun sonu da aydınlık olmaktan çok uzaktır.