BEHUKOTAY: “Kanunlarımca yürüyün”

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
14 Mayıs 2014 Çarşamba

“Eğer kanunlarımda yürür ve emirlerimi korursanız, onları yaparsanız; yağmurlarınızı zamanında vereceğim.” (Vayikra 26/4)

Şema duasını okurken ikinci bölümde “venatati metar artsehem beito – toprağınıza zamanında yağmur vereceğim” şeklinde bir ifade vardır. Bu ifade ve Tora’da yağmur ile ilgili birçok yerde yağmurların zamanında verilmesinin önemi gözümüze çarpar. Çünkü zamanında yağmayan bir yağmur yarar yerine zarar getirecektir.

Tora açıklamaları konusunda başvurulacak belki de ilk kaynak Raşi’nin açıklamalarıdır. Raşi ‘zamanında’ ifadesini “insanların genellikle pek de dışarı çıkmadıkları saatlerde; örneğin Şabat gecelerinde” şeklinde açıklamaktadır. Çoğumuzun evde geçirdiği Şabat geceleri “ne kadar güzel yağıyor” ifadesini rahatça kullanabileceğimiz bir zamandır. Bir başka deyişle Şabat gecesi yağan yağmur ‘bereketlidir’ ve evimizde olduğumuz için bizlere de bir zararı yoktur. Hâlbuki hafta sonu yağmurlu olduğunda insanlar özellikle günümüzde “planlarının alt üst olduğu” ifadesini sıklıkla kullanırlar. Çocukluğumda sıklıkla ifade ettiğim bir rahatsızlıktır bu durum. Pazartesi ile perşembe arası hava genellikle güneşlidir. Perşembe ‘parçalı’, cuma ise ‘çok bulutlu’ bir gökyüzü hakimdir. Hafta sonu ise ‘sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış’ kaçınılmazdır. Pazar akşama doğru ise hava yeniden açar.

Rabi Yisahar Frand’ın başvurduğu Bet Av adlı kaynak yağmur olayına farklı ve derin bir bakış getirir. Tarıma dayalı bir ekonomide çiftçi hafta boyunca eker, biçer, çapalar yorulur ve çaba harcar. Bu çabası yağmur olmadığı zamanlarda boşa giden bir emektir. Yağmur çiftçinin hiçbir ey yapmadığı Şabat akşamı yağarsa Tanrı çok güzel bir mesajla çiftçiye seslenmektedir. “Sen gereğini yaptın. Şimdi sıra Bende. Senin çalışmaman gereken ve çalışmadığın bu zamanda Ben ‘zamanında’ yağmurunu veriyorum. Emeğin boşa gitmeyecek zamanında ürününü alacaksın.” Çiftçi kendine güvenmek sureti ile üzerine düşeni yapmıştır. Tanrı’ya inanmış, güvenmiş Tanrı emrini yerine getirebilmek için Şabat çalışmaya ara vermiştir. Tanrı da ona en gereksinim duyduğu zamanda yağmur vermiş emeğinin boşa gitmemesi için gerekeni yapmıştır.

Her ekonomi tarıma dayalı değildir. Birçoğumuz yağmur ile doğrudan ilgili olmayan işlerde çalışıyoruz. Ancak çiftçiye verilen mesaj aslında hepimize verilmiştir. Tanrı’nın emrettiği zamanda işi durdurarak O’nun emrini yerine getiriyoruz. Tanrı bizim boşalttığımız zamanda bizzat Kendisi işi tamamlamak için devreye girmektedir. İşimizin kendimize ait olmayan bölümü tam da onu boşalttığımız zamanda Tanrı tarafından tamamlanmakta, O işimize bir ortak gibi katılmaktadır. İşimiz ne olursa olsun kural her zaman aynıdır. “Kanunlarımca yürüyün.”  

Peraşamızın ilerleyen satırlarında Tanrı, sözünü dinlediğimiz durumda veya başımıza gelecek büyük felaketlerden sonra bile ‘yüzünü bize döneceğini’ ifade etmektedir. ‘Ufaniti’ sözcüğünü ‘vav’, ‘pe’, ‘nun’, ‘yud’, ‘tav’ ve ‘yud’ harfleri ile yazmak mümkündür. Baal Aturim bu sözcükten bir ‘remez – ipucu’ elde eder ve ‘ufanay’ yani yüzüm sözcüğünü diğer iki harften ayırır. Geriye kalan ‘yud’ ve ‘tav’ harfleri nümerik değer olarak 410 sayısına eşittir. Baal Aturim bu durumu 410 sene boyunca Tanrı’nın yüzünün Bene Yisrael’e dönük olduğunu ve Şehina’sını içinde barındırdığını ifade eder. Bu zaman da Birinci Bet Amikdaş’ın ayakta durduğu zaman kadardır.

İkinci Bet Amikdaş’ta nelerin aksak olduğuna bakarsak Tanrı’nın ikinci tapınak süresince Şehina’sını orada barındırmadığını anlarız.   Gemara Masehet Yoma 21/B’ye göre birincide olup da ikincide olmayan beş şey ‘Aron Aberit’ – ‘Kaporet’ – ‘Keruvim’, yağmur yağdığında bile sönmeyen ateş, ‘Şehina’, ‘Ruah Akodeş’  ile ‘Urim ve Tumim’ olarak bilinir.

Tanrı zamanı gelince final Geula’yı getirecek ve Bet Amikdaş bir kez daha kurulacaktır. Bizler de Maşiah’ın günlerinde Şehina’nın varlığından haz duyarak görevlerimizi yerine getirmeye devam edeceğiz. Bunun için de gerekli olan şey yine bellidir. “Kanunlarımca yürüyün.”