Nazi yağmalamasına karşı direniş

George Clooney’nin ‘HAZİNE AVCILARI’ sanat eserleri yağmalanması filmleri zincirinin son halkası

Viktor APALAÇİ Sanat
2 Nisan 2014 Çarşamba

George Clooney, John Frankenheimer’in ‘Tren’inden 50, Joseph Losey’in başyapıtı ‘Mr. Klein’den 38 yıl sonra, Nazilerin işgal ettikleri ülkelerde gerçekleştirdikleri sanat eserleri soygununu anlatıyor. II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerce yağmalanan sanat yapıtlarının kurtarılmasını üstlenen ‘Hazine Avcıları’nın öyküsü, ‘insan hayatının mı sanat eserlerinin mi daha değerli olduğunu’ sorguluyor. Ele aldığı konunun ilginçliğine ve müthiş bir oyuncu kadrosunun varlığına rağmen, heyecan vermeyen, sıradan senaryosu ve temposuz anlatımıyla film beklentilere cevap veremiyor. Ne yazık ki Clooney, filmografisinin en sönük yapıtına imzasını atıyor

Nazi işgali altındaki Fransa’da, Robert Klein adlı bir fırsatçının kaçmaya hazırlanan Yahudi koleksiyoncuların ellerindeki sanat eserlerini yok pahasına satın almasını anlatan ‘Monsieur Klein’ (ki bizde ‘Kaderini Arayan Adam’ gibi saçma bir isimle gösterilmişti) bir Joseph Losey başyapıtıydı. 1976 tarihli bu filmde Alain Delon tarafından canlandırılan Robert Klein bir adaşı tarafından korkunç bir tuzağa düşürülüp, Nazilerin kucağına oturtuluyordu.

Joseph Losey’den 12 yıl önce, yine Amerikalı bir yönetmen, John Frenkenheimer, aynı coğrafyada, müzelerden, galerilerden toplanmış sayısız sanat eserinin Naziler tarafından Almanya’ya gönderilmek üzere trenlere yüklenmesini ‘Tren/The Train’ adlı siyah-beyaz filmle anlatıyordu.

Burt Lancaster, Paul Scofield ve (M. Klein’de oynayan) Jean Moreau gibi usta oyunculardan oluşan kadro, Fransız direnişçilerin Almanların sanat eseri kaçakçılığına karşı giriştikleri amansız mücadeleyi anlatıyordu.

Ressam olma talebi Viyana Sanat Okulu tarafından iki kez reddedilen Adolf Hitler, işgal ettiği ülkelerden çalınacak paha biçilmez eserleri, Avusturya’nın Linz şehrinde kurmayı tasarladığı ‘Führer Müzesi’nde teşhir etmeyi planlıyordu. Bu iş için sağ kolu Göring’i görevlendirmişti.

Amerikalı sanat tarihçisi, kariyerini sanat eserlerinin korumasına adamış, Harvard Üniversitesi çalışanı kıdemli Albay George Stout, Nazilerin yağmalamasına dur diyecek bir ekibi oluşturma iznini, dönemin başkanı Roosvelt’ten aldı. İçlerinde hayatlarında ellerine silah almamış bir grup müze yöneticisi, mimar ve sanat tarihçisinden oluşan yedi kişi, Normandiya çıkarmasının ardından Fransa’ya ayak bastı. Rotschild gibi ünlü Yahudi koleksiyonerlerin ellerinde bulunan sanat eserlerinin Batı uygarlığı ve kültürünün hazineleri sayılan, çeşitli müze ve galerilerin hazine değerindeki eserlerin yerlerinden alınıp çalınarak Almanya’ya taşınmasını engellemek isteyenlere bu grup da dâhil oluyor.

Amerikalı teğmen Frank Strokes liderliğinde, kendilerine Monuments Men (Anıt Askerleri) diyen ekip, on askerin desteği ile Nazi yağmasına karşı direndi.

BİR İNSANLIK MİRASI

Tarih meraklısı ve sanat aşığı işadamı Robert Edsel, Bret Witter ile yaptığı araştırmaları bir kitaba taşıdı. Aktör-yönetmen George Clooney, yapımcı ortağı Grant Heslov ile yazdığı senaryo ile ‘Hazine Avcıları’nı beyazperdeye taşıdı. Konu ilginç. Ama hemen söyleyeyim Clooney’de, benzer bir konuyu evvelce işleyen Joseph Losey’in veya John Frankenheimer’in dehası yok.

Matt Damon, John Goodman, Bill Murray, Cate Blanchett, Jean Dujardin, Bob Balaban, Donald Jeffries gibi müthiş bir uluslararası oyuncu kadrosunun varlığına rağmen (başrolü de üstlenen) George Clooney, elindeki zengin malzemeden doyurucu bir film çıkaramıyor.

‘İnsan hayatının mı, sanat eserlerinin mi daha değerli olduğunu’ sorgulamasına rağmen, bildik güldürü öğeleriyle soslandırılmış olmasına rağmen, ele aldığı konunun ilginçliğine rağmen, heyecan vermeyen sıradan senaryosu ve temposuz anlatımı, ‘Hazine Avcıları’nı beklentileri karşılayamayan vasat bir film yapıyor.

Gerçek olaylara dayanması nedeniyle belgesel tadında izlenen bu film, komedi, dram, tarih ve avantür türleri arasında kafa karışıklığı yaşayan George Clooney’in kararsızlığı yüzünden etkileyici olamıyor. Michelangelo’nun ‘Meryem ve Oğlu’ heykeline, Rembrandt ve Rubens gibi ustaların yağlıboya tablolarına, Rodin’in heykellerine, Vermeer’in ‘Astronom’ adlı tablosuna, Leonardo Da Vinci’nin ‘Kürklü Kadın’ına Michelangelo’nun ‘Brüjlü Madonna’sına iltifat eden Naziler, modern sanattan pek hazzetmedikleri için Picasso, Paul Klee, Jean Miro, Max Ernst gibi öncü sanatçıların eserlerini kaçırmaya hevesli görünmediler. Film bu ayrıntıyı ironi ile dile getiriyor.

BELGESEL TADINDA İZLENİYOR

13 farklı milletten, çoğunluğu asker olmayan 350 gönüllü, insanlığın ortak birikiminin korunması, Nazilerin çaldığı sanat eserlerini geri almak için bir araya geldi. Bu görev esnasında iki kişi hayatını kaybetti. Aralarındaki 30 kadını filmde, Nazilerin yağma merkezi olarak kullandıkları Jen de Paume Müzesi görevlisi Rose Valland temsil ediyor. Direniş ordusu militan bir liderin kızkardeşi olan, soğuk, mesafeli ama çekici Rose’u filmde (çiçeği burnunda Oscar’lı aktris) Cate Blanchett canlandırıyor.

Beş milyondan fazla eseri Nazilerden geri alıp, el konulduğu ülkelere iade eden, yaş ortalaması 40 olan ‘Hazine Avcıları’nın sekizini filmde George Clooney, Matt Damon, John Goodman, Bill Murray, Bob Balaban, Donald Jeffries, İngiliz aktör Hugh Bonneville ve Fransa’nın Hollywood temsilcisi ‘Artist’in Oscar’lı oyuncusu Jean Dujardin oynuyor.

0N PARMAĞINDA ON MARİFET 

Kentucky doğumlu, 53 yaşındaki, aktör-yönetmen-senaryo yazarı-yapımcı George Clooney, on parmağında on marifeti olan bir sinema adamı.

Hollywood’un bu gözde bekârı, solcu politik duruşuyla, Birleşmiş Milletler’in yardım kampanyalarında sık sık görünmesiyle, son yılların tüm ödül törenlerinde öne çıkmasıyla tanınıyor.

Günümüz Amerikan sinemasının bu iki Oscar, dört Altın Küre ödüllü sanatçısı son yılların yükselen değeri unvanını hak eden bir performans sergiliyor. Terrence Malick başyapıtı ‘İnce Kırmızı Hat’ (1998), David O’Russell’ın ilk önemli filmi ‘Üç Kral’ (1999), ‘Ocean’s 11’, ‘Ocean’s 12’ ve ‘Ocean’s 13’ filmindeki oyunculuğuyla dikkati çeken Clooney ‘Avukat/Michael Clayton’ (2007), ‘Up the Air’ (2009) ve ‘Senden Bana Kalan/The Descendants’ (2011) ile üç kez Oscar’a aday gösterildi.

Bu ödülü 2005 yılında, Ortadoğu casusluk gerilimi ‘Syriana’ ile En İyi Yardımcı Aktör dalında aldı. Aynı filmle Altın Küre ödülünü de kazandı. Coen Kardeşlerin ‘O Brother Where Art Thou’ (2000) filmiyle En İyi Aktör Altın Küre ödülünü, yapımcısı olduğu ‘Argo’ ile 2013’ün En İyi Film Oscar, Altın Küre, Bafta ödüllerini aldı. George Clooney bu yılın Oscar’larını silip süpüren Alfonso Cuaron’un ‘Yerçekimi/Gravity’sinin senaryo yazarı ve oyuncusuydu.

İlk yönetmenlik denemesini ‘Tehlikeli Aklın İtirafları/Confessions of Dangerous Mind’ (2002) ile yapan Clooney ustalığını ‘Good Night and Good Luck’ (2005) ve ‘Zirveye Giden Yol/The İdes of March’ (2011) ile kanıtladı.

Büyük bir fiyasko olan II. Dünya Savaşı filmi ‘İyi Alman’dan (2006) sonra, ‘Hazine Avcıları’ Clooney’in kariyerinin en sönük, parıltısız filmi.