Noah: Gökkuşağı neden görünür?

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
2 Ekim 2013 Çarşamba

Midraş tufan neslinin günahını şöyle açıklamaktadır: “Suda yok olma yönünde lanetlenmişlerdi. Çünkü eşleriyle çoğalmak veya onları memnun etmek için değil, sadece zevk için evleniyorlardı.”

Midraş benzeri bir duruma geçen hafta okuduğumuz “Bereşit” peraşasında da değinir. O neslin iki kadınla evlilik yaptığını belirten Midraş birinci eşin çoğalmak diğer eşin ise sadece cinsel tatmin için kullanıldığını belirtir. Çoğalmak için alınan eşin dul kadın gibi bakımsız ve çirkin bir şekilde oturduğunu anlatan Midraş diğer kadının kısırlaştırıldığını sürekli bakım yaptığını ve sadece cinsel tatmin için kullanıldığını yazar.

Midraş bunları belirtirken iki konuda insanın aklına sorular gelmektedir. Yukarıda izah edilen şekilde yaşamak bu gün bile insanların “sapkınlık” olarak nitelendireceği bir yaşam tarzıdır. Ancak bu suçtan çok daha vahim ve insanı yıkıma götürecek suçların varlığı da bir gerçektir. Bu “sapkınlık” ise bundan bin beteri de vardır. O halde neden Midraş yok olma sebebi olarak bu suçu öne çıkarmaktadır.

Midraş’ın tezat teşkil ettiğini düşündürecek ikinci nokta ise Tora’da yazılı bir cümleden gelir. “Dünya şiddetle doluydu” (Bereşit 6/11) cümlesi dünyanın yok olma sebebini “şiddet” olarak belirtmekte ve yukarıda izah etmeye çalıştığımız “cinsel ahlaksızlık” konusundan söz etmemektedir. Kısacası dünyayı yok edecek bir günaha sebebiyet verecek günah olarak “şiddet” verilirken ya da çürümüşlük, sapkınlık, hırsızlık gibi davranışlar bu denli sert bir ceza için mantıklı sayılabilecek nedenlerken Midraş neden asıl sorunu kişilerin kendilerine iki eş seçmeleri olarak açıklamaktadır. Bunu anlamak için Rabi Yisahar Frand’ın öğretilerine bakacağız.

Aslında Midraş burada tezat oluşturmamaktadır. Midraş kök, temel sebei açıklarken pasuk da bu sebebin meydana getirdiği etkileri ve durumu anlatmaktadır. Bir tufan nesli oluşmuştur. Bu nesil yok edilme cezası ile karşı karşıya kalmıştır. Bilgelere göre bu sonuçların nedeni “hayattan sadece zevk al” düşüncesinden kaynaklanmaktadır.

Tufandan 1500 yıl önce Lemeh adlı kişi biri çoğalmak diğeri ise zevk almak için iki eşle evlenmiştir. Bu o zamanlarda suçların belki de en ağırı değildi. Ama bu suç bir yaşam felsefesinin göstergesiydi. Zevk arayışı kontrolsüz bir şekilde gelişecek olursa sonuçta ortaya çıkacak nesil bir “tufan nesli” olacaktır. İşte yine Midraş burada devreye girer ve şöyle der:

“Ye, iç mutlu ol. Keyfini çıkar. Zevk peşinde koş. Bu an için bu gün için yaşa.” İnsanlar zevk arayışını bile hırs ile yaptığı zaman ortaya çıkan sonuç Tora’nın satırlarında açıkça yazılıdır. “Dünya Aşem’in önünde yozlaşmıştı.”

Gerek fiziksel dürtüler gerek alkol gerekse uyuşturucu gerekse de “hemen ve şimdi” felsefesi şeklinde olsun; sadece, bencillik ve anın keyfini çıkarma konularıyla ilgilenen bir kültürün sonuçta ne hale geldiğini anlamak için etrafımıza dikkatlice bakmak yeterli olacaktır. 

Tufan sonrasında Tanrı bir kez daha dünya neslinin yok edilmeyeceğinin bir göstergesi olarak “gökkuşağı”nı ortaya çıkarır. Dr. Twersky’nin açıklamalarına göre erdemli nesillerin yaşadığı zamanlarda gökkuşağı hiç görünmemiştir. Çünkü bu zamanlarda insanlara bir kez daha “mabul” olmayacağının işaretinin verilmesine gerek kalmamıştır.

Ancak günümüzde zaman zaman bu işaret ortaya çıkmakta ve bizleri uyarmaktadır. Acaba bizler Tanrı’nın yolundan bu kadar uzaklaşmış bir nesil miyiz? Bizim yollarımız düzelemeyecek kadar bozuk mu? Birçok bilginin görüşüne göre ne mutlu ki daha umut tamamen tükenmiş değil. Ancak pek hayra alamet olmayan bazı işaretlerin varlığı da inkâr edilemez.

Çağımızda daha birkaç sene öncesine kadar cezalandırılan davranışların yavaş yavaş yasal olmaya başladığını görmekteyiz. Bunun ilk ve en çarpıcı örneği kumar oynamak ve oynatmaktır. Hatta bunu bir turizm malzemesi olarak kullanan ülkeler mevcuttur. Uyarıcı bazı ilaçların kullanımı birkaç yıl öncesine kadar yasak iken günümüzde tabiri caiz ise teşvik edilir hale gelmiştir.

Evet, gökkuşağı çağımızda zaman zaman ortaya çıkmakta ve Tanrı’nın sözünün güvenilirliğini teyit etmektedir. Ancak esas olan bizlerin davranışlarını değiştirmesi ve yollarımızı düzeltmesidir. Yani gökkuşağı hala mesaj vermektedir marifet olan bu mesajı anlayabilmektir.