Grand Theft Auto V

17 Eylül’de piyasaya sunulan Grand Theft Auto V adlı video oyunu tam bir game changer. Bu yazıyı yazana kadar benim video oyunları dünyasıyla pek alakam yoktu, halen de pek yok. Ancak, dikkat buyurunuz, bu oyun lanse edildiği ilk günde 800 milyon dolar, 3. günde de 1 milyar dolar ciroya ulaştı.

Metin BONFİL Köşe Yazısı
2 Ekim 2013 Çarşamba

Geçen ay beşincisi lanse edilen GTA oyununun eski versiyonunu daha önce görmüştüm. Yoldan araba çeviren ve içindeki şoförü kolundan tutup dışarı atan şehir eşkıyalarının silahlı ve bol adam öldürmeli bir oyundu. İlgilenmedim. Sıra dışı değildi o kadar. Oysa benim hoşuma giden, İngilizcede ‘game changer’ denilen türden konuları araştırmak. Ortaya çıkmasından önceki vasat rekabetten sıyrılıp açık ara liderliğe oynayacak türden oyuncular... Liderler, oyunun kuralını yeniden belirleme gücüne ulaşanlar ilginç gelir bana.

Bu köşede zaman zaman yazdığım konular arasında facebook (Ekim 2009) gibi, THY (Aralık 2009) gibi konuları seçmem de bu sebeptendi.

17 Eylül’de piyasaya sunulan Grand Theft Auto V adlı video oyunu tam bir game changer. Bu yazıyı yazana kadar benim video oyunları dünyasıyla pek alakam yoktu, halen de pek yok. Ancak, dikkat buyurunuz, bu oyun lanse edildiği ilk günde 800 milyon dolar, 3. günde de 1 milyar dolar ciroya ulaştı. Şu ana kadar tarihte bu kadar süratli bir şekilde milyar dolar ciroya kavuşan bir ürün olmamış hiç. Popülaritede GTA ile başa güreşen diğer bir video oyunu Call of Duty bundan 10 ay önce lanse edildiği ilk günde 500 milyon dolara çıkarak rekor kırmıştı. Ancak, 1 milyar dolarlık ciroya ulaşması 15 gün sürmüştü. Avatar filmi ise aynı ciroya 19 günde ulaşmıştı.

GTA V oyununu piyasaya süren Take-Two Interactive şirketi bu oyunu tam 5 senede geliştirmiş ve bu defa 250 milyon dolar para harcamış (bir önceki versiyonunun maliyeti 100 milyon dolardı). Oyunun yolunu gözleyen milyonlar vardı demek hiç abartılı olmaz. Satışın 3. günde 750 milyon dolarlık karı yakaladı bu oyun. Bu iş kesinlikle ilgimi çekti diyebilirim.

Meğer hiç tahmin etmediğim boyutlarda imiş oyun endüstrisi. Genç okurların ‘good morning after supper’ diyeceğini bilsem de, benim neslimin PacMan ve Atari’den sonra iş hayatına girip video oyunları endüstrisinin son 20 yılını kaçırdığını yeni fark ettim. Ama artık bu iş ciddi bir sektör oldu ve istihdam ve para kazanma olanakları da o denli geniş.

Önce bir iki arka plan bilgisi: 2012 yılında global video oyun pazarı büyüklüğünün 15 milyar dolar mertebesinde olduğu tahmin ediliyor (Hollywood filmleri yıllık bilet satışı 11 milyar dolar). Türkiye’deki pazar ise 500 milyon dolar civarında. Ciddi rakamlar bunlar.  Şimdiye kadar 1 milyar dolar ciroyu aşan bazı oyunlar şöyle: Super Mario ($1.2 milyar), Wii Play ($1.25 milyar), GTA IV ($1.4 milyar), Mario Kart ($1.4milyar), Call of Duty: Black Ops ($1.5 milyar). Bir de World of Warcraft var ki, bu oyun 2004’ten bu yana 10 milyar doların üzerinde ciro yaratmış. Oyunu oynayanlar yıllık aidat vermekte oldukları için her sene sadece bu aidatlardan 1.5 milyar dolar gelir elde etmekte. Ayda 120 milyon dolar kira gibi gelir elde ediyor yani. Müthiş!

Video oyunlarının büyük kısmı oyun konsollarında kullanılmak üzere satılıyor. Bu pazarda Microsoft’un X-Box360’ı ve SONY’nin Play Station 3’ü hakim konumdalar. Halihazırda 160 milyon kadar konsol olduğu tahmin ediliyor. Kısa süre sonra Play Station 4 ve XBox 720 çıkacak. Donanım olarak çok güçlü olmaları beklenen bu iki konsolun da video oyun piyasasını çok yeni bir seviyeye çekmesi bekleniyor.

Hollywood filmlerine taş çıkaracak cirolar var bu sektörde. Ancak o kadar patırtı gelmiyor.  1 milyar dolar ciro yapan film sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.  Yani oyun endüstrisi, Hollywood’la başabaş yarışacak bir ekonomi olarak gözüküyor ancak oyun endüstrisinin kahramanları hakkında en küçük fikrimiz yok.

Grand Theft Auto V’in youtube’daki videolarını izlemenizi hararetle tavsiye ederim. Tabii 60 dolara bir genci sevindirebilir ve oyunun inanılmaz detaylarını yüksek çözünürlüklü bir ekranda izleyebilirsiniz de.

GTA V bir oyun olmaktan çıkmış. Sanki Tom Cruise’in Mission Impossible’unu, Bruce Willis’in Die Hard’ını, Amerikan TV serilerindeki aksiyon filmlerinin akıcılığını, Call of Duty’deki silahların sofistikasyonunu Sims ile birleştiren, Los Angeles’in gerçek sokaklarında çekilmiş heyecan dolu bir film gibi. Nasıl tarif etsem? Üç tane sıra dışı hırsızın gerilimli aksiyon filmlerini aratmayan maceraları desek, yavan olacak. Tek kelimeyle, inanılmaz!