Bir devlet rengi olarak gri

Haymi BEHAR Köşe Yazısı
11 Eylül 2013 Çarşamba

Karamsardır gri, güneşi örter, ışığı saklar, iç kapatır. Gökkuşağına düşmandır. Tutucudur, siyahı yumuşatır ama beyazı bulandırır, lekeler ve sonunda da yutar.

Devlet grisi otoriterdir, kurumun bireyin üzerindeki ezici gücünü hatırlatır.

Hapishanelerin karanlık günlerinin, beton duvarların, demir parmaklıkların, işkencenin ve acının rengidir.

Devlet dairelerinin soğuk bürokrasisini yansıtır.

“Önce Devlet” anlayışının rengidir gri, bireyi renksizleştirir, ruhsuzlaştırır.

İnsanı sistemin bir piyonuna dönüştürme amacının rengidir.

Tornadan çıkmış tek tip adam yaratma sevdasıdır.

Bireyi devletin devamlılığının bir aracı olarak gören anlayıştır.

Bireyin yaşam hakkının devletin varlığının temel amacı olduğunu kabul etmeyen, alt kültürleri görmezden gelen, görünce de tehdit algılayan,  insanı yaşamın merkezine koymayı  reddeden dayatmacı devlet anlayışının vücut bulmasıdır gri.

Devletin bu otoriter ve ürkütücü gücü hiç beklenmedik yerlerde ortaya çıkıverir.  Birkaç yıl önce Türk Sağlık Sendikası  ebe ve hemşirelere yönelik bir ‘Anı Yarışması’ düzenlemişti. Yarışmada birincilik ödülünü kazanan hemşire çalıştığı Sağlık Ocağı'nın duvarlarını gökkuşağı rengine boyadıktan sonra yetkililerin, "Devletin rengi bu olmaz" diyerek duvarları tekrar griye boyadıklarında yaşadığı hüznü şöyle anlatıyor: "Boya kokusu geçmeden belediyeden boya ustaları geldi. 'Yazı geldi sağlık evini boyayacağız' dediler. 'Sağ olun ama geç kaldınız, ben boyadım' dedim gülerek. Adamlar, eleştiren gözlerle baktılar gökkuşağına dönmüş odalarıma, 'Hiç bu renk devlet dairesi olur mu? Devletin rengi bu olur mu?' dediler. Ve gökkuşağı rengini griye boyadılar."

Cihangir’de başlayan merdivenleri boyama hikâyesi de benzer bir refleksin yansımasıdır. Emekli bir mühendisin betona boğulmuş mahallesine soluk aldırmayı, sokağını renklendirmeyi ve insanileştirmeyi  amaçlayan iyi niyetli emeğinin üzerine bir gecede atılan karartmadır.

Hrant Dink’in cansız bedeninin üzerinde yattığı kaldırımın, vatandaşa atılan gaz kapsülünün rengidir.

Sosyal medya çağında savunmaya geçen otoriter tavrın rengidir. Bunun en canlı örneklerinden biri günlerdir merdivenleri boya manyağına dönen İzmit’ten geldi. Geceleri insanların gökkuşağı renklerine boyadığı merdivenleri gündüz devlet griye boyadı. Birkaç gün süren boyama savaşı sonunda inada bindi ve boyayanların gözaltına alınmasıyla sonuçlandı.

20 milyona yaklaşan akıllı telefon kullanıcısının olduğu Türkiye’ye gri  sandık demokrasisi yetmiyor. İletişim devrimiyle herkesin bilgiye anında ulaşabildiği günümüzde yeni nesil farklılıklara saygı istiyor. Alt kültürleriyle, gökkuşağının tüm renkleriyle özgürce, birlikte yaşamak istiyor. Çoğulcu, eşitlikçi bir demokrasi istiyor. Tüm renklerin bir arada onurlu bir hayat sürebileceği özgür bir ülke istiyor.