Erdemli olmak halleri üzerine...

Kötülüğe rağmen iyilik, Yanlışlığa rağmen doğruluk, Zorluğa rağmen cesaret, Uzaklığa rağmen vefa; Asil insanların kudretidir.

Sara YANAROCAK Kavram
12 Haziran 2013 Çarşamba

Bu hafta sizlerle, erdemli insan olmak üzerine söyleşmek istiyorum. Erdemli olmanın en önemli halleri hangileridir? İyilik, doğruluk, cesaret, vefa... Ama hangi

şartlarda? Daha önceleri de zıtlıkların dengesinden söz etmiştik ama yinelemekte fayda var.

İyilik kadar iyi bir şey var mı? Ne kadar huzur verici bir duygu. Etrafına zarar vermemek, kötülüklere rağmen iyi olmaktan vazgeçmemek. Kötülük olmasa iyilik olur muydu? İşte, zıtlıkların dengesinin iyi bir örneği… İyiliğin değeri kötülüğün var olmasından kaynaklanıyor. Bunları binlerce örnekle çoğaltabiliriz. Fakirlik-Zenginlik, Çirkinlik-Güzellik, Açlık-Tokluk ve daha binlercesi...

Marifet, bunca kötülük arasında iyi olmayı başarmak… Kanımca; iyi olmak kötü olmaktan daha zor. Neden derseniz, etrafta o kadar kötü şey var ki. Eğer bunları olağan karşılıyorsanız, huzurlusunuz demektir. Demek kötülüklerden fazlaca etkilenmiyorsunuz. Fakat iyi insan öyle mi ya? Bunca kötülüğe şahit olmak, hatta maruz kalmak, iyi insanın ruhunu kurşuna dizmek kadar kötü sonuçlara sebep olabiliyor, Esas olan tüm zorlamalara karşı iyi kalabilmek. Eğer iyiliğiniz ile kötülüklere kalkan olabiliyorsanız, olayları sabırla karşılayıp duruşunuzu bozmuyorsanız ne mutlu size. Din kitapları, hep iyiliği savunur. Anlattıkları öykülerde, hep kötülük vardır ama sonunda iyilik her zaman galebe çalar. Ama ne pahasına? Neyse örneklemeye kalkarsak, zaten bu yazının sonu gelmez...

Demin de söylediğim gibi iyi olmak zor zanaat. Üstelik fazla iyi yürekli olan insanlara layık görülen sıfat da malumunuz; saf-salak ve benzeri imalı, alaycı minik dokundurmalar. Siz yine de bana kulak verin, sizleri salak gören ahmaklara aldırmayın, iyi insan olun. Siz evrene iyilik gönderdikçe, iyilikler size misliyle geri dönecektir. Tecrübeyle sabittir!

Erdemli olmanın ikinci şartı, doğruluktur. Yanlışlıklara rağmen, doğruluk… Dürüst insan olmanın  hazzını bir kez tattınız mı, zaten alavere, dalavere size göre olmaz artık. Ünlü biri "dürüstlük gibi yumuşak yastık yoktur" demiş. Yalancılarda, madrabazlarda huzurlu uyku olmaz. Geceler sakız gibi yapışkan ve uzun olur. Uyku kardeş elini eteğini onun yatağından çeker. Üzerindeki yorgan onu ateş gibi yakar.

Menfaat için, para için, koltuk sevdası için, dürüstlük yolundan sapanlar

yalan yemin edenler, başkalarının arkasından sövenler, iftira atanlar, kendi gayya kuyularının içinde acıyla debelenirler. Dürüstlük, erdemli kişinin huzurla yemek yemesini, nefes almasını, dünyanın renklerini görebilmesini sağlar. Ruhu dürüst olanın, bedeni de sağlıklı olur. Evrene yalan ve riya gönderirseniz geri dönüp, başınıza çöreklenirler. Misliyle size geri dönerler, acı ve pişmanlık içinde kıvranırsınız. Ama ne fayda… Geriye dönüş biletini bulmak o kadar zor ki!

Yaşam zorluklarla dolu. Neredeyse her şey zor ve mücadele gerektiriyor hayatta. Bunların üstesinden gelebilmek için cesaret şart. Tıpkı miniklerin cesaretlenip, ilk adımlarını atması gibi… Suya dalıp korkmadan yüzebilmek gibi… Bu örnekleri de arttırabiliriz. Yeniliklere açılmak cesaret  ister. Bilinmeyenleri kabullenmek cesaret ister. Günlük yaşamı, adam gibi sürdürmek cesaret ister. Hayata bir çocuk getirip, onu mükemmel bir insan  olarak büyütmek cesaret ister. Kötülere, yalancılara rağmen, iyi ve dürüst olmak cesaret ister. Yanlışlıklara, haksızlıklara karşı durmak, yürekli olmak cesaret ister. Bazen, beyhude olduğunu bildiğiniz halde, yine de yel değirmenlerine karşı kılıç sallamak cesaret ister.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen, iyi yolda yürümek kararlılığını göstermek cesaret ister. Erdemli olmak kararında iseniz, dağ başını duman aldığında, cesaretle "yürüyelim arkadaşlar" demek erdemli olmaktır.

Vefa, canım vefa, neredesin ey kan kardeşim? Hayır, efendim, İstanbul’un bir semtinden veya bozadan bahsetmiyorum. Ben burada nankör insanlara sesleniyorum. Vefanız nerede ey nankörler? Niçin yaşanan güzellikleri, iyilikleri, fedakârlıkları görmezden gelip, inkâr ediyorsunuz? Zamanında kana kana içtiğiniz dostluk şarabını, iyilik ve sevgi dolu davranışları, hemen unutmayı yeğliyorsunuz? Umutsuz günlerinizde sizlere uzanan şefkat dolu elleri bükmeye, kırmaya çalışıyorsunuz? Ey vefa neredesin? Sevdiklerinle arana uzak mesafeler girdiğinde neden hemen gönüllerden ıraklara düşüyorsun Nerede güzel anılar, sevgiler, aşklar yardımlaşmalar, yaşanmışlıklar? Sevgili nankör kardeşlerim, sevgililerim neredesiniz? Vefanızı nerede düşürdünüz de bulamıyorsunuz?

Bu hafta sizlerle iyilik üzerine, dürüstlük üzerine, cesaret üzerine, vefa üzerine yolculuklar yaptık. Kıssadan hisse çıkarmaya çalıştık. Erdemli ve asil insan olmanın kudreti üzerine turladık.

Yeniden buluşuncaya değin, iyilikle, sağlıkla kalın.