İçimizdeki “Ben’e” Bir Yolculuk… Weekend For Us 2013

Birbirinden apayrı hayatları yaşayan otuz kadar genci bir hafta sonu aynı ortamda topladığınızı düşünün. Her birinin hayattan farklı beklentileri, farklı istekleri var. Kimisi alanında ilerlemiş bir halkla ilişkiler uzmanı, kimi bir avukat veya bir doktor… Günlük yaşamlarında bambaşka kimlikler ile geçen zamana ayak uyduruyorlar. Kimisi sevgilisinden yeni ayrılmış, kimi uzun süredir aradığı aşkı bulamamış. Doğru kişi belki yakınlarında bir yerlerde onu bekliyor ama tek sorun önce onun kendi içindeki “ben’i” anlaması ve bulması.

Mois GABAY Yaşam
24 Nisan 2013 Çarşamba

Belki uzun yıllar evvel onunla bir gençlik derneğinde karşılaşmış ya da aynı kapılardan birbirlerini hiç tanımadan geçmişler o güne kadar. Kimisi hayatın yoğun temposundan ve kendi ile rekabetten sıkılmış. Aslında hiçbir şeyden memnun değil, başarılı olsa da bir yerlerde yanlış sapağa girdiğini hissediyor. Belki de aynı duyguları yaşayan bir arkadaşını dinlemeye ihtiyacı var. Kimisi ise ilişkilerinin tek düzeliğinden şikâyet ediyor, onunla bir ömür nasıl geçer demeden belki de içindeki ortak “ben”leri bulmalarına ihtiyaç var.  Peki ya siz? Ne çabuk otuzlu yaşlar yaklaştı? Ne zaman okul bitti, iş hayatının curcunasına kendinizi kaptırdınız? Bütün eski aşklarınız evlenip nişanlanırken siz bir yerlerde mi takılıp kaldınız? Zamanı yakalayamamaktan mı yakınıyorsunuz benim gibi?

 

O zaman hayata bir “es” vermek için bu hafta sonundan daha güzel bir vakit olabilir mi?   Yukarıda saydığım birbirinden farklı tüm dostlar size sesleniyorum. Sizce de artık bu koşuşturmada kendimizi bulmanın vakti gelmedi mi? Peki ya nasıl? Her tonunun sizde farklı duygular yarattığı alabildiğine yemyeşil bir doğa, kendinizi ormanın ortasında hissedeceğiniz bungalow tarzı sımsıcak odalar, kusursuz bir hizmet ve hepsinden önemlisi sizle aynı duyguları paylaşan otuzu aşkın genç. Fazla söze gerek yok, senede bir kere de olsa, işte o zaman geldi. Week-end For Us 2013 bu yıl sizi kendi içinizde bir yolculuğa çıkarıyor. En son ne zaman kendinize bir hediye aldınız? Gelin 26–28 Nisan hafta sonu size ve sevdiklerinize bir iyilik yapın. Cep telefonları,i-pad’lar,iş görüşmeleri hepsini ofisinizin çekmesine kitleyip kendinizi doğanın kollarına bırakın. Bütün yıl bu hafta sonunun mükemmel geçmesi, size beklediğinizden çok daha fazlasını sunabilmek için 20 kişilik bir ekip durmadan harıl harıl çalıştı. 28 Nisan akşamı dönüş yolunda yüzünüzde derin bir gülümseme ile siz de bambaşka bir “siz” olduğunuzu hissedeceksiniz. Geriye sımsıcak kucaklaşmalar, unutulmayacak anılar ve derinleşen dostluklar kalacak. Bütün bu yazdıklarımdan halen ikna olmadıysanız geçen sene bu zamanlarda “bir rüyadan uyanmak” başlığı ile yazdığım habere bir göz atın. O satırlarda yüzünde tebessüm, gözlerinde mutluluk, içinde bambaşka hislerle yaşadığı unutulmaz anları taptaze satırlara dökmeye çalışan bir ben vardım. Şimdi ise bu seneyi düşündükçe içimdeki heyecan artıyor. Dolunay ışığının aydınlattığı gecede, ateş etrafında şarabınızı yudumlarken meleğinizden gelen içinizi ısıtacak bir sürpriz, küçük bir umut ışığı… Bu hayatta küçük mutluluklardan daha güzel ne olabilir ki? Tanımadığınız birinden hoş bir hediye almayalı ne kadar olmuştu. Beklemediğiniz bir anda masanıza gelen o sürprizle siz de kıpkırmızı mı oldunuz yoksa?

 

Bu yıl yine eğitmen Jaki Baruh’u zor bir görev bekleyecek. Eminim geçen yıl olduğu gibi bize yine o samimi ortamı sağlayıp, içimizdeki yolculuğa bir an evvel çıkmamızı kolaylaştıracak. Gelin o zaman ne bekliyoruz, hep beraber yükleyin çantanıza “ikinci el hatıralarınızı” beraber çıkalım yolculuğa. Hayatın ta kendisi uzun bir yolculuk. Hayat devam ettikçe bambaşka durakları olan bir yolculuk. Bavulunuzu çok doldurmaya gerek yok, kapağı açtığınızda kendinize itiraf edemedikleriniz odanın içine dağılsın yeter. Samimi itiraflardan yapılan, yoğun duyguların içine biraz da tonik eklenerek hazırlanmış kokteyllerimizi dostça bir ortamda paylaşalım. Şimdiye kadar hep böylesine bize özel bir hafta sonunu bekledik. Beklemenin hep daha iyiyi getireceğini sandık. “Beklemek” kadar bunaltıcı, sinir bozucu, anlaşılmaz bir gerilim duygusu var mıdır bu hayatta?  Şimdiki zaman ve geçmiş zaman arasında gidip gelen hayat oyununda gelin puzzle’ın eksik parçalarını beraber yerleştirelim. Hani yaşanılan bütün sıkıntıların arasında insanın her şeye rağmen hayata umutla bakmasını sağlayan anlar vardır ya… Hayatın ve yaşamanın vazgeçilmez güzelliğini bu unutulmaz hafta sonunda beraberce tekrardan keşfedelim. Weekend For Us 2013’te görüşmek dileğiyle…