Muhteşem Moiz

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
20 Mart 2013 Çarşamba

Bazı anlar vardır ki, insan sadece gülmek ister. Günlük hayattaki sorumluluklardan kopmak, biraz olsun kafasını değiştirmek, dertlerini unutmak ve gülmek ister. Sadece gülmek. Düşünmeden gülmek...

“Güldürürken düşündüren” kavramından çocukluğumdan beri pek haz etmemişimdir. Ya gülmek isterim, ya düşünmek; çünkü düşünme kısmını gün içinde fazlasıyla yapıyoruz. Yaşımız kaç olursa olsun. Hazırlık sınıfında değişik fiil çekimleri ezberlemek oluyor bizi düşündüren; bir sınıf büyüdüğümüzde ise İngiliz Edebiyatı Klasikleri’nden birini özetlemek; birkaç sınıf sonra ‘calculus’ gibi matematik dersleri canımızı sıkmaya başlıyor ve üniversiteye hazırlık sınavları bizi düşündürüyor. Sınavları geçtiğimizde ise doğru üniversite seçimini yapabilmek, üniversitedeyken doğru kariyer seçimine odaklanmak, doğru kurumda işe başlamak, doğru insanla tanışmak, doğru zamanda evlenip çocuk sahibi olmak, doğru işe devam etmek, doğru sağlık sigortasını yaptırmak, doğru yatırım yapmak gibi liste uzadıkça uzuyor. Düşündürecek çok şey var anlayacağınız, bu sebeptendir ki benim için güldürebilen piyesler ve filmler – ki bence seyirciyi güldürmek, ağlatmaktan daha zordur-  güldürürken düşündürtmemelidir. Sadece güldürmelidir.

***

On beş senedir beni güldürmeyi başaran ‘Moiz’ piyeslerinden sonuncusunu pazartesi akşamı seyretme fırsatı buldum. Kleret ve Moiz’i yıllardır oynayan Fani Bonofiyel ve Jojo Eskenazi Gözcü’nün performansları o kadar iyi ki, seyrederken onları gerçekten tanıdığını zannediyor bazen insan. Ne de olsa on beş yıldır aynı sahneyi paylaşıyorlar. Moiz’in annesini oynayan Solita Algazi de, Kleret ile olan çekişmelerinde çok iyi bir dinamik yakalamış. Özellikle Muhteşem Yüzyıl’dan ilham alınarak Moiz’in salonuna uyarlanan sahnelerde, seyirciyi “ziyadesiyle” güldürüyorlar. Tüm oyuncular seyirciyi güldürmeyi başarıyor, özellikle dizilerle ilgili sahnelerde. Muhteşem Yüzyıl’dan esinlenen, diğer dizilere gönderme yapan replikler hayatımızın gerçekten diziye dönüştüğünü birkaç saniyeliğine düşündürüyor. Yani Moiz oyunlarında bile bir düşündürme kısmı olabiliyor, ancak o kadar gülmüş ve mutlu çıkıyorsunuz ki, oyunu güldürürken düşündüren değil, güldüren sınıfına koyuyorsunuz. Bence senelerce tutulmasının ve yapılmadığı senelerde özlenmesinin en önemli sebebi bu. Yüzünde bir gülümsemeyle çıkan seyirci topluluğu…

Bu sene “Ne İşin Var Evde Moiz?” oyunu, çok güzel bir amaç ile sahnelerde yer aldı. Oynanan her oyun eğitime destek için oynanarak, okumak isteyen gençlere yardım amacıyla Hahambaşılık Eğitim Fonu’na bağışlandı. Böyle kutsal bir amaçla oynanan bu oyun hakkında bu sefer gerçekten düşünmek ve emek veren herkesi takdir etmek gerek. Muhteşem Yüzyıl’da dedikleri gibi; “Ziyadesiyle memnunum”. Muhteşem…