Modern bir taşra kara filmi

78 yaşında üretkenliğini sürdüren William Friedkin, konusunu bir tiyatro oyunundan alan filmde, kapkaranlık bir ABD tablosu çiziyor. Vahşi Teksas kırsalında, Amerikan aile değerlerinin paramparça edildiği, yozlaşmanın ve suç eğilimlerinin tavan yaptığı film, sert yapısı ve tavizsiz yorumuyla iz bırakıyor. En küçük ahlak kırıntısından ve etik kaygıdan yoksun yapısıyla, film ideal Amerikan ailesi kavramını ters yüz ediyor. Oyuncu kadrosu müthiş

Viktor APALAÇİ Sanat
21 Kasım 2012 Çarşamba

‘Şeytan / The Exorcist’, ‘Kanun Kuvveti’ / French Connection gibi başyapıtlarından tanıdığımız, Oscarlı yönetmen William Friedkin, ‘Katil Joe / Killer Joe’ ile, 78 yaşında üretkenliğini sürdürdüğünü, formunu koruduğunu gösteriyor.

Konusunu bir tiyatro oyunundan alan film, kapkaranlık bir ABD tablosu çizerken, Amerikan taşrasına ürpertici ve acımasız bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Vahşi Teksas kırsalında, Amerikan aile değerlerinin paramparça edildiği, yozlaşmanın ve suç eğilimlerinin tavan yaptığı bu taşra kara filmİ, sert yapısı ve tavizsiz yorumu ile iz bırakıyor.

İnişli – çıkışlı, 45 yıllık sinema kariyerinde, cinayet, uyuşturucu, kadın düşmanlığı ile suç dünyasını yorulmadan işlemeyi sürdüren William Friedkin, kusursuz sinema dili ve sağlam tekniği ile Hollywood’un gözde veteran yönetmeni olmuştur.

5 yıl önce yaptığı ‘Böcek / Bug’daki, tiyatro yazarı Tracy Letts ile işbirliğini Friedkin, ‘Katil Joe’da da sürdürüyor. Amerikan kırsalında, bir aile içi hesaplaşmasını ve bir cinayeti, film insanın tüylerini diken diken eden sert bir uslupla anlatıyor.

Modern toplumda, ahlaki değerlerin günümüz materyalizmine yenik düştüğünü gösteren film, en küçük ahlak kırıntısından ve etik kaygıdan yoksun yapısıyla, ideal Amerikan ailesi kavramını ters yüz ediyor.

Kokain bağımlısı annesi Adele’in kendisinden çaldığı ‘mal’ın bedelini uyuşturucu mafyasına ödemediği takdirde, öldürüleceğini bilen, küçük torbacı Chris (Emile Hirsch), annesinin hayat sigortasındaki 50 bin dolara göz koyuyor.

Chris’i güzel kızı Dottie’yi (Juno Temple) ve kocasını (Thomas Haden Church) terk ederek, genç sevgilisine kaçan anneden ailenin tüm bireyleri nefret etmektedir.

NE AİLE AMA

Chris’in, part time kiralık katillik yapan, kasabanın polisi Joe’yu (Matthew Mc Conaughey) annesini öldürmesi için görevlendirmesine aileden itiraz eden kimse çıkmıyor. Evde sürekli çırılçıplak dolanan seksi metresinin (Gina Gershon) sözünden dışarı çıkmayan, geri zekalı ve boynuzlu baba, uykusunda gezen, saf, naif yeniyetme kızı Dottie, bu canice planın bir parçası olmayı kabul ediyor. Zira bölüşülecek hayat sigortası ile cepleri ilk kez para görecektir.

Prensip olarak ücretini (!) peşin alan, ‘para peşin, kırmızı meşinci’ Joe’nun 25 bin dolar istemesiyle cinayet planı yatar gibi oluyor. Ancak Joe’nun seksi taze Dottie’yi farketmesiyle iş tatlıya bağlanıyor, aile genç kızın Joe’nun seks kölesi olmasını kabul ediyor.

Para bulma derdine düşen, uyumlu Amerikan ailesi resmini paramparça eden fakir bir taşra ailesinin öyküsünü, oldukça sert ve açık seçik bir uslupla anlatan William Friedkin, tavizsiz yorumuyla, izleyiciyi sarsma hedefine ulaşıyor.

Baştan sona ilgiyi ayakta tutan, aksamayan bir tempoda, filmini ustalıkla kuran yönetmen, senaryoda beceriyle çizilmiş yan karakterlere de hakkını veriyor.

KAN, ŞİDDET,

PORNO İÇİÇE

Sigortadan para gelene kadar, kiralik katil Joe’nin cinsel arzularını gideren saf Dottie, ipliği pazara çıkan kenar mahalle aşiftesi, seks objesi üvey anne, esen rüzgara göre yön değiştiren, bir baltaya sap olamamış, boynuzlu aile reisi, rehine aldığı 16 yaşındaki bir kıza sonraları aşık olacağını hesaplayamayan, profesyonel katil – eyyamcı polis Joe, mafyaya olan 6 bin dolarlık borcunu ödemediğinde başına gelecekleri  bilen çaresiz – çulsuz, torbacı Chris.

Film bu karakterleri, insan ruhunun karanlık labirentlerinde bizleri geziye götüren gizemli bir coğrafyada anlatıyor. Oyuncu kadrosu müthiş: Matthew McConaughey kariyerinin en iyi oyununu çıkarırken, iki genç oyuncu Emile Hirsch ile Juno Temple harikalar yaratıyorlar.

Evin reisini, Adele’in parasını yiyen jigolo Rex’le boynuzlayan seksi üvey annede Gina Gershon, kendisine eldiven gibi uyan ezeli vamp kompozisyonunda çok başarılı.

William Friedkin, konunun iki ana kişisini, kokain bağımlısı anne Adele ile genç sevgilisi Rex’i hiç göstermeden öyküyü anlatma becerisini gösteriyor.

Kan ve şiddetten geçilmeyen film açık seçik sahneleriyle de dikkati çekiyor. Joe’nin üvey anneye tavuk buduyla oral seks yaptıran pornomsu sekans unutulacak gibi değil.