Sinema maratonu baslıyor

31 Mart-15 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek 31. İstanbul Film Festivali’nin, 200’ün üzerinde filmden oluşan programı, her zaman olduğu gibi bu yıl da dopdolu.

Viktor APALAÇİ
21 Mart 2012 Çarşamba

Biletlerin satışta olduğu bu günlerde, yazımı festivalin görülmeyi hak eden filmlerine ayırdım. Festival programını titizlikle inceledikten sonra, evvelce izlemiş olduğum ve dünya festivallerinde öne çıkmış filmlerinden yaptığım seçkinin, bilet tercihlerimizde, yardımcı olacağını ümit ediyorum. Cannes’da En İyi Senaryo Ödülü’nü kazanan, Joseph Cedar’ın “Dipnot”unu da içeren “Festivalde Top Ten” ve “Klasiklerden Bir Seçki” kutucuklarına da bir göz atın.

Ocak ayında Oscar adayları sinemalarımızda görücüye çıktı. Şubat’ta Oscar ödüllü filmler salonlarda zafer turları attılar. Martta vizyona giren filmlerde tat yok.

Ay sonunda İstanbul Film Festivali başlıyor. Geçen yıl 150 bin izleyiciye ulaşan festival bu yıl 31 Mart-15 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek. 200’ün üzerinde filmlerden oluşan program her zaman olduğu gibi bu yıl da dopdolu.

Biletlerin satışta olduğu bu günlerde, yazımı festivalin görülmeyi hak eden filmlerine ayırdım.

2011’de dünya festivallerinde ilgi görmüş, ödül kazanmış filmleri, 2012’nin yeni yapımları, sinemanın unutulmaz klasiklerini, usta yönetmenlerin başyapıtlarından oluşan festival programını titizlikle inceledim. 2011 Cannes festivalinde izlemiş olduğum ve diğer festivallerde öne çıkmış filmlerden yaptığım seçkinin, bilet tercihlerinizde yardımcı olacağını ümit ediyorum.

Sabırsız davranıp, kaçırılmaması gereken 5-6 filmle yazıma başlamak istiyorum. Bunlar, İsrail’in Yabancı Film dalında Oscar’a aday gösterilen, Cannes Film Festivali’nden En İyi Senaryo ödüllü, Joseph Cedar’ın “Hearet Shulayim / Dipnot”u, 2011 Cannes Jüri Ödüllü Fransız filmi “Polis / Polisse”i, Cannes FİPRESCİ ödüllü müthiş bir politik film olan, “Bakan / L’Exercise de l’Etat”sı, yeni bir Michael Haneke’nin geldiğini müjdeleyen bir ilk film, Markus Schleizer’in “Michael”i, “Artist”in Oscar’lı yönetmeni Michel Hazanavicius ile Oscar’lı oyuncusu Jean Dujardin’i tekrar bir araya getiren, yedi yönetmenli, yedi skeçten oluşan “Sadakatsizler / Les İnfideles”i, bekar olarak yaşayabilmek için erkek kılığına giren bir kadının (Oscar adayı Gleen Close) trajikomik öyküsünü anlatan “Albert Nobbs”u.

MÜJDE: AKBANK GALALARI CİTY’S’DE

Nişantaşı civarında oturan okurlarıma bir müjdem var. Emek Sineması’nın kapanmasından sonra, Akbank galalarına ev sahipliği yapan Atlas’ın yerini, bu yıl sponsorun talebi üzerine, Nişantaşı Citylife (City’s) alıyor.

Geniş kitlelere seslenen, ünlü yıldızların usta yönetmenlerle buluştuğu, merakla beklenen, popüler ve seçkin filmlerin ilk gösterimlerinden oluşan “Akbank Galaları”nda bu yıl dokuz film gösterilecek.

Aralarında, ünlü İngiliz yönetmen Michael Winterbottom’un (başrolünü Freida Pinto’nun oynadığı) “Trishna”, Julie Delpy’nin bağımsız romantik komedisi “New York’ta İki Gün / İki Days New York”u, bir kült filmle dönüşen “Persopolis”in İranlı kadın yönetmeni Marjane Satrapi’nin (yine Vincent Paronnaud ile müştereken yaptığı) yeni filmi “Azrail’i Beklerken / Poulet Aux Prunes”i, Martin Scorsese’nin müzik biyografisi “George Harrison: Fani Dünyaya Karşı”sı var.

Düzenlediği festival ve etkinlikleriyle İstanbul’un kültür ve sanat yaşamında önemli bir rol üstlenen İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 40. yaşını kutladığı bu yıl, “Sinema ve Müzik” başlıklı özel bir bölümde, 1973’ten bu yana her on yıldan seçilmiş bir müzikal film seyirciyle buluşacak. Bu bölümde, müthiş Avusturalya filmi “Priscilla, Çöller Kraliçesi” Christophe Honere’nin geçen yıl Cannes’ın kapanışını yapın (Catherine Reneve’lü) “Sevgililer / Les Bien-Aimés”, Baz Luhrmann’ın üç Oscar’lı filmi “Kırmızı Değirmen / Moulin Rouge”, Alan Parker klasiği “Duvar / Pink Floyd the Wall”, Martin Scorsese’nin (Liza Minneli-Robert de Niro’lu) yaşadığı kente övgü film “New York, New York” var.

15 SAATLİK FİLM

20 yıl önce Claude Lanzmann’ın ırmak filmi “Shoah” belgeselini (sabahtan akşama kadar) sunan İstanbul Film Festivali, bu yıl programına 900 dakikalık bir belgeseli almış. Mark Cousins’in “Filmin Hikâyesi: Uzun ve Maceralı Bir Yolculuk / The Story of Film: An Odyssey” adlı görkemli belgeseli beş yıllık bir emeğin ürünü.

Festivalde Pera Müzesi’nin sinema salonunda, 14 bölümlük film dört gün boyunca meraklılarıyla buluşacak. Dünya sinema tarihini bütünüyle gözler önüne seren film, sinemanın getirdiği yenilikleri keşfe çıkarken sinemacıların hem dönemlerinin tarihi olaylarından, hem de birbirlerinden nasıl etkilenmiş olduklarını inceliyor; sessiz sinemanın ilk günlerinden Hollywood’un doğuşuna ve yıldız sistemine uzanarak, sinemanın Avrupa ve ABD’deki sanatsal evrimini kat ediyor.

Bernando Bertolucci, Jane Campion, Gus Van Sant, Lars Von Trier, Claire Denis, Stanley Donen ve Claudia Cardinale gibi efsanevi sinemacılar ve oyuncularla söyleşiler içeren bu yapıtla izleyiciler, tüm zamanların en iyi filmlerini kuşatan on beş saatlik bir dünya turuna çıkacaklar. Sinefiller için tam bir ziyafet.

NTV’nin klasik belgesel kuşağının zengin programında birbirinden ilginç 21 film var. Hukuk, müzik, sinema, insan hakları, diplomasi, ekonomi, çevre, sahne sanatları, doğa ve kent gibi farklı konuları işleyen bu filmler, toplumsal değişimleri ele alıp gerçeği belgelerken alışılmadık ve çarpıcı tarzlar izliyor. Bu kendi hesabıma, meloman olmamama rağmen, kemik hastalığıyla doğan piyanist “Michel Petrucciani”nin hayatını anlatan belgeseli Cannes’da izlediğimde, tat almıştım.

“Crazy Horse”u anlatan ABD-Fransa ortak yapımı belgesel bu kuşağın en merakla beklenen filmi.

ŞOK EDİCİ SKANDAL FİLMLER

Ekonomik sorunlarla boğuşan komşunuz Yunanistan için festival, “Yunanistan’da Neler Oluyor?” başlıklı, son dönem Yunan sinemasının beş çarpıcı örneğinden oluşan yeni bir bölüm ayırdı. Bu filmler, politik konulara aldırmadan aile ve insan ilişkilerini inceleyen, stil ve tür açısından melez, sosyal gerçeklere yenilikçi anlatım biçimleriyle değinen, sağlam ve gerçekçi hikâyelerden oluşuyor.

Bölümün kaçırılmaması gereken filmi, 2009’da Cannes’da ödül alan ve Oscar’a aday olan şok edici “Dogtooth / Köpek Dişi” filminin yönetmeni Yorgo Lanthimos’un merakla beklenen son filmi “Alps / Alpler.”

Venedik Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü’nü kazanan “Alpler”de, bir hemşire, bir sağlık görevlisi, bir jimnastikçi ve koçu bir araya getirerek, yakınlarının isteği üzerine ölen insanların yerlerine geçerler.

Bizde bu tip filmlerin vizyona girme şansı sıfır olduğu için, “Köpek Dişi” kadar etkileyici ve şok edici olduğu söylenen “Alpler”i izlemek lazım.

Festivalin “Sinemada İnsan Hakları” bölümünde iki şok edici film daha var. Fransız hukuk tarihinin en büyük skandalı sayılan Outreau davasını anlatan “Yargısız / Présumé Coupable”, acımasızca mahvedilen Alain Marécaux ile karısının gerçek hikâyesini anlatıyor.

Philippe Torrenton’un canlandırdığı, yargısız infaz kurbanı Marecaux, pedofili suçlamasıyla, son derece adaletsiz ve insanlık dışı bir hukuk sistemine yenik düşmüştü.

Aynı bölümde, aktör-yönetmen Roschdy Zem, Fas’ın Oscar adayı olarak son dokuza giren “Ömer Beni Öldürmek / Omar M’a Tuer”te, Faslı bir göçmenin karıştığı bir cinayet olayının içine giriyor.

Bizde hiç vizyon şansı olmayan çizgi dışı filmlerini ancak festivallerde izleyebildiğimiz, provokatör yönetmen Bruno Dumont’un “Şeytanın Ötesinde / Hors Satan”ı festivalde gösterilecek. Bruno Dumont hayranlarına kötü bir haberim var: Ağır tempolu, isimsiz oyuncuların filmlerine alışık olduğumuz yönetmenin, Cannes’da izlediğim bu son filmi, bugüne kadar yaptıklarının en sonuncusu, en parıltısız olanı.

FESTİVALDE TOP TEN 

1- DİPNOT - Joseph Cedar

2- BAKAN - Pierre Schoeller

3- POLİS – Maïwenn

4- MİCHAEL – Markus Schleinzer

5- SADAKATSİZLER – Michel Hazanavicius

6- KARANLIKTA KALANLAR – Agnieszka Holland

7- AZRAİLİ BEKLERKEN – Marjane Satrapi

8- FAUST – Alexander Sokurov

9- YARGISIZ  - Vincent Garenq

10-  FİLMİN HİKÂYESİ – Mark Cousins

 

KLASİKLERDEN   BİR SEÇKİ

CEZAYİR SAVAŞI – Gillo Pontecorvo

KUMPANYA – Theo Angelopoulos

YALNIZ KALPLER – Ken Russell

DUVAR – Alan Parker

NEW YORK, NEW YORK – Martin Scorsese

PRENS VE ŞOV KIZI – Laurence Olivier

HUDUTLARIN KANUNU – Ömer Lütfi Akad

CİNNET – Rainer Werner Fassbinder

PRİSCİLLA: ÇÖLLER KRALİÇESİ – Stepher Elliott