DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN: İstanbul’a ‘Damdaki Kemancı’ geliyor

Yıldırımspor Kulübü bu sene oldukça iddialı bir müzikli oyunla bizleri şaşırtmayı hedefliyor. Yazar ve yönetmenler Rozi Almaleh, Eti Zavaro ve YSK Başkanı Hayim Eskinazi hiçbir masraftan kaçınmayarak hazırlanan ve ay sonunda seyircisiyle buluşacak olan ‘Hayata Bir Damdaki Kemancı Hikâyesi’ni anlattılar

Sibel KONFİNO Şalom
7 Mart 2012 Çarşamba

Hepimizin yakından tanıdığı “Damdaki Kemancı” müzikalinin hangi duygularla ve hangi şartlarda yazıldığı sorusu akıllarına takılan Rozi Almaleh ve Eti Zavaro farklı bir kurguyla bir hikâye yaratırlar. İş, bu kurguyu sahneye ve seyirciye aktarmaya gelir ve her sene olduğu gibi canla başla çalışan YSK Tiyatro ekibi kolları sıvar.

 Neden ‘Damdaki Kemancı’?

Rozi Almaleh: Herkesin gönlünde yatan bir aslan vardır. Sanırım her oyuncunun, her yönetmenin gönlünde Damdaki Kemancı oyununu oynamak yatar. Aslında ilk bakışta gerçekleşmesi pek kolay değil gibidir ve bir o kadar da riskli ve ürkütücüdür. Ancak gönlümüzde bu sene büyük bir projeye imza atmak isteği vardı. Bütün bu beyin fırtınalarının ve çelişkili duyguların içerisinde bu yılki oyunumuzu planlarken aklımıza şu soru takıldı. Şalom Aleichem acaba bu romanı nasıl yazmıştır? İşte bu soru ile doğan oyunumuz, Damdaki Kemancı Müzikali’nin doğuşunu anlatan bir kurgu. Yani Rozi ve Eti’ce ‘Acaba nasıl yazılmıştır?’ı anlatıyor.

Eti Zavaro: Hikâyemiz Amerika’da 1894 yılında Yahudilerin oturduğu bir mahallede geçiyor. Bu mahallede çok farklı insanlar yaşıyor. Tanıdığımız karakterlere farklı akrabalık ilişkileri ekledik.  Aşkların yerlerini değiştirdik. Değişik karakterler oluşturduk. Banker Nahum Efendi’yi, İtalyan mafyasından Guiseppe’yi, Osmanlı’dan göç etmiş bir kişiyi taşıdık oyunumuza. Anlayacağınız tam anlamıyla bir harman yaptık.

  Eğlenecek miyiz yoksa hüzünlenecek miyiz?

R.A: Eğleneceğiz ve insanları zevkle seyredeceğiz. Ancak komedi oynamıyoruz yani insanları gülmekten yerlere yatırmayacağız. Çok renkli, canlı ve neşeli bir oyun ile karşılaşacaksınız.

E.Z: On tane şarkımız var. Bunların yedi tanesi orijinal Damdaki Kemancı parçası, üç tanesi ise oyunun konseptine uygun olarak özgün bestelendi. Müzik direktörümüz Deniz Noyan. Dansların koreografisini ise Demet Şaşmaz yaptı. Oyunumuzu 8 kişilik canlı orkestra eşliğinde, kendi oyuncularımızla birlikte profesyonel dansçılarla, çok özel dekor ve kostümlerle harmanladık. Tüm şarkılar canlı olarak seslendirilecek. Dekorlarımızı Barış Dinçel tasarladı. Bu sene iyice profesyonel bir işe soyunduk. Fakat en önemli şey kalabalık bir ekiple birlikte ortaya çıkan oyunun beğenilmesi ve seyircilerini mutlu etmesi.

  Size bir cümleyle ekibinizi ve çalışmalarınızı anlatın desem…..

R.A: Bence bu soruda sözü oyuncularımıza bırakmaya ne dersiniz?

Aslan Benzeray: Bazen çok yoruldum artık diyorum ama çok keyif alıyorum.

Aydın Trevez: Burada olmayı o kadar çok seviyorum ki yoruldum bile diyemiyorum.

Belin Pardo: Ekibimiz güçlü, kararlı, arzulu, tek vücut ve birlik

Bensi Elmas: Ekip detaycı, birbirine bağlı ve en iyi

Beti Sarda: Böyle güzel bir ortam olmasa insan ailesini bırakıp kaçamaz ki…

Betsi Bahar: Ekibimiz disiplinli, birbirine bağlı, neşeli ve samimi

Can Sarda: Bu ekip dost, yardımsever, tam bir aile

Ceni Dekohen: Çok yoruluyoruz ama insanın ailesi, evi, çocuğu için yorulması kadar güzel başka ne olabilir ki…

Cem Bahar: Her provada yeni bir şey öğrenmek çok keyifli

Çela Krespi: Adrenalin, paylaşım, her kapıdan girişte gülen dost ve sıcak yüzler

Jinet Bahar: Bu atmosfer anlatılamaz ancak yaşanabilir

Jojo Çakan: Karda kışta prova ve her yıl ayrı bir deneyim

Melissa Magriso: Ekip bana mutluluk veriyor. Aynı zamanda tarihimizi, geçmişimizi öğretiyor

Nedim Haviyo: Hayatımızın olmazsa olmazı dediğimiz paha biçilmez dostluklar

Nesim Menda: Ekibimiz muhteşem ve çok özel

Orhan Kuzir: İyi ve güzelden ödün vermeyen, kenetli, saygılı

Rebi Levi: Güzel şeyler yapmak, yönetmenlere itaat, yüksek sesler, sıcaklık ve güven

Vivet Menda: Çok renkli, doğal, komik ve yardımsever bir ekip

Yosi Kastoryano: Güzel arkadaşlıklar ve güzel yemekler

Yusuf Giron: YSK tiyatrosu çok özel ve eğlenceli bir deneyim

  Bir de görünmez kahramanlar var tabii ki...

R.A: Yönetmen Asistanı, Kulis ve Sahne Amir Yardımcısı Gila Menda, Süpervizör Tarık Şerbetçioğlu, Kulis ve Sahne Amiri Romina Geron, Yardımcısı Mazal Togaer, Reklam ve Halkla İlişkiler Eda Baruh, Meral Mugrabi ve Şeyla Katalan, Kostüm Tasarım Beki Almaleh, Şapka Tasarım Nihal Ediz, Ses ve Işık Emre Koçik, Korrepetitör Sarper, Makyaj Nobel Razon, Natali Reyna ve Koret Munguldar, Grafik ve kapak tasarım Treves Studios, Catering Lüsi Düzova.

 Damdaki Kemancı Hikayesi’ni nerede izleyeceğiz?

R.A: Bu sene farklı bir yerde sahneye çıkıyoruz. Akatlar’da İSOV (İstanbul Sanayi Odası Vakfı)’nın sahnesini oyunumuza uygun bulduk. Ancak bundan önce oynadığımız mekanlar daha küçüktü. İSOV aşağı yukarı 420 kişi kapasiteli. O nedenle şimdilik beş oyun düşündük.  Arzu edenlere vale servisi olacak. Otopark sorunu da yok. Yeter ki insanlarımız bizi seyretmek istesin, destek versin ve emeğimize sahip çıksınlar.

  Dernek başkanı olarak ekleyeceğiniz bir şeyler var mı?

Hayim Eskinazi: Dernekler zamanında insanları sosyalleştirmek, bir ekip ruhu oluşturmak için kuruldular. YSK her alanda bunu başarıyor. Tiyatro Komisyonumun çalışması, özverisi aralarındaki hoşgörü ve tolerans takdirlik ve bence benzeri yok. Onları bu kadar içten çalışırken görmek beni mutlu ve aynı zamanda da motive ediyor.

Bu sene onlardan bir ricam oldu. Daha iyi ve farklı bir prodüksiyon yapalım dedim. Onlar da beni kırmadılar. Benim fikrime göre her zaman hedefimizi yüksekte tutmalıyız ki ilerleyelim.

E.Z: Her sene oyunu çıkartırken derneği zarara sokma kaygısı taşıdık. Masrafları minimumda tutmaya gayret ettik ve bugüne kadar hep ekonomik davrandık. Ancak bu sene başkanımız ses getirecek ve görselliğinin doyurucu olacağı bir oyun çıkarmamızı rica etti. Biz de bu sorumlulukla çalıştık. Kendimize ve yaptığımız işe inancımız tam. Umarım izleyiciler de memnun kalırlar.