Kadınlar sporda erkekleri yenebilir mi?

Hem de öyle bir yener ki… Bu hafta hiç duymadığınız ya da (beyler için) duyup da duymamazlığa geldiğiniz bazı hikâyeleri irdeleyelim istedik! Biz zevkle derledik, umarız sizler de zevkle okursunuz…

Vedat LEVENT Spor
11 Ocak 2012 Çarşamba

 “Sporda cinsiyet ayırımı kadınları sakatlıktan korumak için yapılmıştır denir. Hâlbuki asıl amaç erkeklerin kadınlara yenilmeleri sonucu oluşabilecek sakatlıkları engellemektir.” Eileen Mac Donagh – Playing with The Boys -2007

10 Ekim 1999’da boksör Margareth Mac Gregor meslektaşı Loi Chow’u dört rauntta yere serdi. Chow’un bilerek yenildiğini düşünen bazı bahisçiler şike yapıldığına dair itiraz ettiler ancak ertesi gün Chow’un yumruk yemekten mosmor olmuş suratını gördüklerinde muhtemelen şike yapan birinin bu kadar dayak yiyemeyeceğini düşünmüş olmalılar ki şikâyetlerini geri çektiler.

21 Ekim 1999’da Muay Thai dövüşçüleri Deborah Fettkether ile Randy Pittman karşılaştılar. Fettkether, Pittman’ı tam 59 saniyede nakavt etti. Pittman başına ne geldiğini anlamadı bile…

20 Eylül 1973’te emekli Wimbledon şampiyonu Bobby Riggs, o yılın Wimbledon şampiyonu Billie Jean King’e meydan okur. Oldukça kalabalık bir medya ordusunun izlediği özel karşılaşmada King, 6-4 / 6-3 ve 6-3’lük setlerle Riggs’i tam anlamıyla korta gömer. King, bu maçtan sonra bir süre feministlerin ikonu olur.

1926 yılında Gertrude Ederle, İngiliz Kanalını yüzen ilk kadın olur. Kanalın öteki ucundan çıktığında erkeklerin rekorunu tamı tamına iki saat farkla kırmıştır.

1931 yılında AA Baseball klasmanında erkeklerle beraber oynayan Jackie Mitchell, açılış maçında dönemin yıldızı Babe Ruth’u oyun dışı bırakmıştır. 

1993 yılında dağcı Lynn Hill, Yosemite El Capitaine’in Nose rotasında serbest çıkış yapabilen ilk insan olmuştur. Hill, daha sonra verdiği demeçte bu spordaki cinsiyet ayrımına kızdığı için bu denemeyi yaptığını ve başardığını belirtmiştir. Hill’in zaferinden evvel, o dönemde serbest tırmanışta erkekler için altı, kadınlar için dört kademe vardı. Erkekler ve kadınlar değişik rotalardan çıkarlardı. Kadınların rotası erkeklerinkinden iki kademe kolaydı. Ayrıca erkeklerin kazandığı ödüller, kadınların kazandığının üç katıydı.

Nisan 2008’de Danica Patrick, Japon Indy 300 yarışını birinci bitirdi. İkinci olan Helio Castrovenes ile arasında altı saniye gibi inanılmaz bir süre vardı. Üstelik Castrovenes iki kez Indy 500 şampiyonluğu yaşamış bir yarışçıydı. Patrick, tarihte bir motor yarışını birinci bitiren ilk kadın olarak yerini aldı.

Ann Meyers, 1980 yılında NBA takımına transfer olan ilk kadın oldu. İndiana Pacers ile sözleşme imzalayan Meyers, antrenmanlarda erkeklere kök söktürmesine rağmen tahmin edileceği üzere takımında hiç dakika alamadı. 

Pamela Reed, 2002 ve 2003 yılında dayanıklılığın sınırlarını zorlayan ve Mojave çölünde gerçekleşen 135 millik Badwater Ultramarathon Yarışı’nı üst üste iki defa kazanma başarısını gösterdi. Bu yarıştan sonra 300 mili uykusuz koşabilen dünyadaki ilk insan oldu. 2004 yılında Badwater’ı kazanan erkek rakibi Dean Karnazes, Pamela’nın koştuğu 300 millik koşuyu iki kere denemesine rağmen başarısız oldu.

2006 yılında güreşçi Michaela Hutchison, Yüksekokul Olimpiyatları’nda 103 pound ağırlık sınıfında sadece erkek rakiplerini yenerek şampiyon oldu. 

Bu tabloya bakınca şu dersi çıkarıyorum:

Bence biz erkekler olarak fazla ses çıkarmadan futbolumuzu oynamaya devam edelim…