Plak, kaset, albüm ve biz...

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
20 Temmuz 2011 Çarşamba

Plaklardan müzik dinlemeye başladığımda herhalde dört yaşındaydım. Ayak altında fazla dolaşmayayım diye, dedemin evine her gidişimizde önüme dayımın düğününden ya da eski akşam üstlerinden kalma plakları yığarlar, “haydi sen bize plak çal,” derlerdi.

Sahibinin Sesi’nden sarılı kırmızılı, yeşilli beyazlı plakların pikapta dönüşüne bayılırdım. Büyük bir dikkatle plakları çizmeden pikaba takıp çıkartır, iğnenin bulunduğu kolu hafifçe ve itinayla plağın üzerine yerleştirirdim. Müziği sevmemin ve dile bu kadar meraklı olmamın temelinde bu plaklar var. O zaman Sevim Çağlayan, Rana - Selçuk Alagöz, Müzeyyen Senar, Kamuran Akkor, Bülent Ersoy hatta Mary Hopkins ve Elvis Presley benim en yakın arkadaşlarımdı ve oyunumun bir parçasıydılar. Şarkıların içindeki deyimleri anlamaya çalışır anlamadıklarımı anneme sorardım. Zavallı anneciğim bana ne cevap vereceğini şaşırırdı:

- Anne, hovardalık ne demek?

- ?...

Ben bu yola baş koydum ne demek peki?

- Sadece bu işi yapmayı hedeflemek, bu işten asla vazgeçmemek demek.

- Peki, kına gecelerinde niye kaynanalar halay çeker, dağlar kızı Reyhan diye biri var mı? Vuslatın başka alem ne demek anne?

- Ay Tülay, çok soru soruyorsun, küçüksün sen, anlamazsın!

Gerçekten de anlamıyordum; ama düşündükçe hayal dünyam gelişiyordu. Dağlarda dolaşan güzel bir kızı, ön koltuğuna taş konmuş bir arabayı, bir meyhaneyi ya da bir deniz kenarını düşlüyor, anlamasam da içi duyguyla dolu bu şarkı sözlerinden çok etkileniyordum.

Biraz daha büyüyünce şarkı sözleri daha anlamlı hale gelmeye başladı. Ajda Pekkan’ın Petrol’üyle grup halinde dans eden kızlar her yerdeydi. Ben de aynanın karşısında, elimde bir deodorant kutusuyla Ajda’nın taklidini yapıyordum. Ajda Pekkan, tıpkı bugün olduğu gibi giyimiyle, tarzıyla, makyajıyla, saçıyla hepimize önder oluyordu.

Biz, 70’lerin çocukları genç kız ve delikanlı olma yolunda ilerlerken plaklar yerini yavaş yavaş kasetlere bırakıyordu. Benim de metal renkte yepyeni bir teybim olmuştu o dönemde. İçimde kasetlerin heyecanı, Bir gün gelip de plakları bu kadar çok özleyeceğimin bilinçsizliğiyle yeni kasetler peşinde koşuyordum.

Eskiden şimdiki gibi müzik marketler olmadığından kasetleri küçük müzik dükkânlarından alırdık. O dükkânlar, bilinen kaset ya da plaklardan müşterinin isteğine göre kasetler doldururdu. Hatta bu iş öyle ileri gitmişti ki dükkân sahiplerine on altı şarkılık listeler verilir, beş altı gün sonra da doldurulmuş kasetler alınırdı. Sezen Aksu’nun, Ajda Pekkan’ın MFÖ’nün şarkıları hariç. Onların çıkar çıkmaz kasetleri alınır, asla kaybedilmez ve koleksiyonun en nadide parçaları olarak yıllarca saklanırdı.

İşte böyle bir bağla bağlıdır şarkılara ve o şarkıları seslendirenlere bizim kuşak. Sezen Aksu’nun Sen Ağlama adlı kaseti 15 Mayıs 1984’te raflardaki yerini aldığında 70’lerin, 80’lerin, 90’ların ve 2000’lerin gençliğinin o şarkıyla büyüyeceğini hiçbirimiz bilmiyorduk.

***

Sevginin, ihanetin, aşkın, sadakatin, vazgeçmelerin, gitmelerin, kalmaların, geri dönmelerin en güzel ifadesi Sezen Aksu’nun şarkılarında gizlidir sanki.

9 Temmuz gecesi Bodrum’da dinledim Sezen’i. Konser, organizasyon bozukluğuna yenilse de Sezen hayata meydan okumaya devam ediyordu. Ne vardı bu kadının şarkılarında, insana bu kadar yakın, bu kadar tanıdık, bu kadar insanın kendisi olan? Aşkın tutkusu, hayatın coşkusu, terk edilmişliğin acısı, hayatla barışmanın keyfi, artık adı her ne ise o duygunun ifadesini nasıl bu kadar sağlam yakalıyordu! Hepimizin zaman zaman yaşadığı duyguları nasıl iki buçuk dakikaya bu kadar başarıyla sığdırabildiğine hayret ediyordu insan.

Son albümünde özellikle bir şarkı var ki insanın zaman zaman içine düştüğü yenilgiyle çok güzel dalga geçiyor.

Artık, hovardalık ne demek, dağlar kızı Reyhan kim, bir yola baş koymanın ne demek olduğunu bilen bir kadın olarak bayıldım şarkıya. İnsanın içindeki küçük kızla yüzleşmesinin daha güzel bir ifadesi olmasa gerek:

“Korktun mu kız korktun mu / Küçük dilini yuttun mu / E bari yükünü tuttun mu / Hayat bu alışveriş mi dedi.”

Bu sözleri söyleyen de felek!

Diğer dediklerini bilmek için plak ve kaset yok elbette; ama CD’yi alıp koleksiyonunuza eklemenizi öneririm.