VON TRIER ‘İstenmeyen adam’ ilan edildi

Danimarkalı yönetmen Lars Von Trier, Cannes Film Festivali’nde Nazizm’e ve Hitler’e olan sempatisini açıklayarak bir skandala sebebiyet verdi. Özür dilemesine rağmen Von Trier “istenmeyen adam” ilan edildi

Viktor APALAÇİ Dünya
25 Mayıs 2011 Çarşamba

Yarışmaya katılan “Melankoli” adlı filminin basın konferansında, Danimarkalı Yönetmen Lars Von Trier, Nazizm’e ve Hitler’e olan sempatisini açıklayarak bir skandala sebebiyet verdi.

Alman kökenlerinden dolayı Nazi olduğunu keşfettiğini, İsrail’in kötü şeyler yaptığını söyleyen Von Trier’den, festival yönetimi derhal bir açıklama yapmasını istedi. Von Trier, suçüstü yakalanan bir çocuğun pişmanlığıyla, sinirli bir tonla: “Ben Nazi sempatizanı ve antisemit değilim. Cannes’a gelmem hataydı. Zira basının önünde kendimi ifade edebilme alışkanlığına sahip değilim” dedi. Festival Başkanı Gilles Jacob ve Genel Sekreteri Thierry Fremaux bu açıklamaları samimi bulmayarak, Lars Von Trier’i ‘istenmeyen adam’ (persona non grata) ilan ettiler. Cannes’da bulunan Fransa Kültür Bakanı Frederic Mitterand bu karara katıldığını açıkladı.

SKANDAL BASIN KONFERANSI

Bu noktaya nasıl gelindiğini anlatalım. Her yarışma filminin arkasından yapılan geleneksel basın konferansında bir gazeteci, Alman kökenli 55 yaşındaki yönetmenden, Nazi estetiği hakkındaki düşüncelerini sordu.Wagner müziğine olan hayranlığıyla söze başlayan Von Trier: “Ben uzun zaman Yahudi olduğumu düşündüm, kendimi iyi hissediyorum. Annem ölüm döşeğinde Alman olduğumuzu söyleyince yanıldığımı, Alman kökenlerinden dolayı Nazi olduğumu keşfettim. Hitler’i ve Albert Speer’i (Nazi rejiminin ve kesin çözüm fikrinin mimarı) anlıyorum. Hitler’in çok kötülük yaptığını düşünüyorum. İsrail sorun yaratıyor ve kötü şeyler yaptı. Sonunda bir sığınağa (bunker) gireceğini tahmin edebiliyorum.”

Annesinin, karısının ve çocuklarının Yahudi olduğu bilinen Lars Von Trier’in bu sözleri salonda deprem etkisi yarattı. Von Trier’in fetiş oyuncusu, Rus Yahudisi Serge Gainsbourg’un kızı Charlotte Gainsbourg ve kariyerini Hollywood’da yapan, İsveç-Alman kökenli güzel oyuncu Kirsten Dust, basın konferansından hemen sonra tavırlarını dile getirdiler. İki kadın oyuncu, Von Trier’in özür dilemesini, aksi halde gece yapılacak galada, yönetmenin yanında yürümeyi reddedeceklerdi.

FESTİVAL TARİHİNDE BİR İLK

Jacop ve Thierry Fremaux Danimarkalı yönetmene, hemen özür dilemezse filminin yarışmadan çıkarılacağını ilan ettiler. Tükürdüğünü yalamak durumunda kalan Von Trier’in “Ben ne antisemitim, ne ırkçıyım, ne de Nazi” diyerek özür dilemesi yetmedi.

Festivalin 64 yıllık tarihinde bir ilke imza atan Jacob ve Fremaux, radikal kararlarını açıklayarak bu polemiğe son noktayı koydu. “Von Trier’in sözlerini kabul edilemez, tahammül edilemez, yürekler acısı ve karanlık olarak görüyoruz. Festivalin anayasasının 1. maddesi etkinliğin dünya kültürlerini birleştiren bir forum olmasıdır. Kapılarımız düşünme özgürlüklerini dile getirmeyi amaçlayan ülkelere açıktır diyen Cannes Organizasyon Komitesi, ödüllerin dağıtılacağı ‘Kapanış Galası’na Lars Von Trier’in davetli olmadığını ilan etti. Bu Danimarkalı yönetmenin festivali terk etmesinin istenmesi anlamına geliyordu.

Açıklanan resmi bildiride, Von Trier’i medyanın önünde kabul edilemez fikirlerini sergilemek için Cannes’ı kullandığı suçlaması herkesi tatmin etti. CRİF ve LİCRA (ırkçılık ve antisemitizmle mücadele örgütü) yayınlandıkları bir açıklamayla Festival yönetiminin tutumundan memnun kaldıklarını ilan ettiler.

Yönetmen Claude Lelouche, iyi filmler yaptığı için takdir ettiği Von Trier’in son açıklamalarını intihar olarak karşıladığını ve yönetmenin kariyerinin sonunun olabileceğini ileri sürdü.

1984’te Cannes’da ‘Element of Crime’ ile adını duyuran, bir Altın Palmiye (Karanlık Dans), bir Büyük Ödül (Dalgaları Kırmak), bir Jüri Ödülü (Europa), 2 En iyi Oyuncu Ödülü (Antichrist ve Dalgaları Kırmak), bir En İyi Teknik Ödülü (Element of Crime) kazanan Van Trier, Cannes Festivali’nin en çok ödüllendirdiği yönetmen. Depresyondan kurtulamayan, uçak korkusu yüzünden Cannes’a otobüs ile gelen nörastenik yönetmen, geçmişte Festival yönetiminden kendisi kırmızı halıdan geçerken müzik olarak Enternasyonal’in çalınmasını talep etme cüretinde bulunmuştu.