BEAR: GERÇEK ÖZGÜRLÜK

Rav İzak ALALUF Diğer 0 yorum
11 Mayıs 2011 Çarşamba

“Vekidaştem et şenat ahamişim şana ukratem deror baarets lehol yoşevea. Yovel i tiye lahem veşavtem iş el ahuzato veiş el mişpahto taşuvu. – ellinci yılı kutsayacak ve orada bütün yaşayanlar özgürlük ilan edeceksiniz. Bu sizin için yovel senesi olacak her kişi kendi mirasının yerine ve her biri kendi ailesine geri dönecektir. (Vayikra 25/10)

Yovel senesi hem çok hareketli hem de çok karmaşık bir sosyal olay olarak karşımıza çıkar. Son kırk dokuz senede satılmış olan her şey asıl sahiplerine geri döner. Tarlalar boşluğa terk edilir. Oradaki her şey genel özellik taşımaya başlar. “Herkese özgürlük ilan edin” demektedir Tora ama eklemektedir. “Herkes kendi ailesine geri dönecektir.”

Altmışlı yıllarda da karmaşık bir sosyal olay karşımıza çıkmaya başlamıştır. Adı özgürlük olan ama kimselere özgürlüğün ne olduğunu bile anlatmayan karma karışık olaylar zinciri birbirini izlemeye başlamıştır. Çocuklar ailelerini terk etmişler ve yalnız yaşamaya başlamışlardır. O yıllarda acele ile gerçekleşen evlilikler genellikle boşanma ile sonuçlanmış. Halka özgürlük vaat edenler onları olumsuz düşünceleri ile zehirlemeye başlamışlardır. Özgürlük adı altında evlerini terk eden gençler disiplinli ve düzgün aile yaşamlarını terk etmeye başlamışlardır. Anne ve babaların hükmü kalmamış, saygısız bir nesil yetişmeye başlamıştır.

Bu olaylardan bir süre sonra bu zehirlemenin sonuçları toplumlara yansımaya başladı. ‘Özgürleşen’ gençler kendilerini bir çıkmazda buldukça bazı kötü alışkanlıkların ve ilaç bağımlılığının pençesinde bulmaya başladılar. Altmışlı yılların mirası daha sonraki yıllarda son derece kötü bir nesil olarak yaşamımıza yansıdı. Suç unsurları ve suçluluk oranları inanılmaz derecede arttı. Kısacası bu özgürleşmenin bedeli toplum için son derece ağır oldu.

Yovel senesindeki karmaşa ve özgürlük son derece farklıdır. Bazı değerlerin el değiştirdiği ve karmaşık sosyal olayların olduğu bir gerçektir ama ‘herkes kendi ailesine’ dönüş yapmaktadır. Aile kavramı gerçek bir sosyal birim olarak varlığını hem korumakta hem de güçlendirmektedir. Anne ve babalar saygı görmekte, sözleri dinlenmekte kısacası gerçek aile yaşamı bir kez daha gözler önüne serilmektedir.

Büyük ebeveynler sahip oldukları tecrübeyi aktarmakta, musar ve bilgilerini paylaşmaktadır. Aile yaşamı ile beraber etik değerler ve sorumluluklar gelişmekte ve güçlenmektedir. Altmışlı yılların ‘özgürleşme’ hareketinin olumsuz sonuçlarının hiçbiri yovel dönüşümünde yaşanmamaktadır. Çünkü aile kavramı ve birlikteliği Tora’nın emrettiği bir şekilde koruma altındadır.

On emir iki taş tablete kazınmıştır. Tora onlar için “harut al aluhot – tabletlere kazınmış” ifadesini kullanırken Talmud Pirke Avot’ta harut yani kazınmış sözcüğünü “herut – özgürlük” olarak da okuyabileceğimizi ifade etmektedir. İşte gerçek özgürleşme de buradan geçmektedir. Tanrı’ya iman, anne baba saygısı, Şabat, sosyal ve dini değerler korunup güçlendirildikçe gerçek anlamda özgürleşme de sağlanacaktır.

Rabi Dr. Twerski “Ailesine geri dönecektir” ve özgür olacaktır cümlesini yorumlarken adeta izlenmesi gereken yolu da bizlere işaret etmektedir. Gerçek özgürlük, sağlam ve Tora’ya bağlı bir aile yaşamının tesisi ile mümkün olabilecektir.

1 Yorum