Olimpiyat başkentinde bir Yahudi Cemaati LOZAN YAHUDİLERİ

Mois GABAY Kültür
25 Ağustos 2010 Çarşamba

Geçtiğimiz haftalarda uluslararası bir toplantıya katılmak için gittiğim Lozan’da kaldığım birkaç gün içinde İsviçre Yahudilerini tanıma ve bu sene 100. yılını kutlayacak Büyük Sinagogu da görme fırsatım oldu. Ekonomik şartlar ve sosyal etkenler ne kadar farklı olursa olsun en çok dikkatimi çeken nokta birçok Yahudi cemaati gibi İsviçre Yahudilerinin de benzer sorunları olmasıydı. Antisemitizm, asimilasyon, bunun yanında cemaatten uzak yaşamayı seçen ve toplumdan uzaklaşan bireyler bu sorunlardan sadece bir kaçıydı. Sizin de aklınıza Lozan deyince ilk olarak Lozan Barış Antlaşması geliyor değil mi? Gelin bakalım bu şehirde başka keşfedilecek neler var? 

BÜYÜK LOZAN SİNAGOGU

Lozan Sinagogu kentin tek ve en görkemli sinagogu olarak Florimont Caddesi’nde bulunmaktadır. Sinagogun birkaç apartman ilerisinde de cemaat merkezi hizmet vermektedir. 9 Ekim 1909 yılında yapım projesine ve 1910 yılında da yapımına başlanan sinagogda Bordeaux’lu bir Fransız Yahudi’sinin önemli katkıları vardır. Daniel Iffla Osiris isimli bu hayırsever cemaatin kendisine gösterdiği yakınlığa teşekkür amacı ile büyük bir miktar bağışta bulunurken inşa edilecek sinagogun da Paris’teki Buffault Sinagogu’na benzemesini rica eder. Aynı şahıs Paris cemaatine de 1877 yılında o sinagog için büyük miktarda bağış yapmıştır. Bu sayede bu sinagogda da Fransız Yahudilerini hatırlatan bir iz olacaktır. Nitekim sinagog yapımı tamamlandıktan sonra Buffault Sinagogu ile çok benzer bir yapıya sahip olur. Sinagogun girişinde yapım öncesinde devlet yetkililerinin verdikleri izinlerden ve Yahudi olmayanların Yahudilerin haklarını korumalarından dolayı minnet duyulan İbranice ve Fransızca bir kitabeye rastlanır. Sinagogun içinde aynı zamanda bir midraş bölümü de mevcuttur ve hafta arası dualar orada yapılır. Bu sene 100. yılını kutlayacak sinagog için bir hafta sürecek bir etkinlik programı hazırlanıyor. Program çerçevesinde Lozan toplumunun da festivale iştirak etmesi bekleniyor.

LOZAN YAHUDİ CEMAATİ

İsviçre’de Yahudilerin varlığı Roma döneminden beri olduğu yapılan kazılardan bilinse de Lozan için bir cemaat oluşumu 1848 yılına rastlar. İlk olarak 4 aile Weiller kardeşler, Maas ve Picard aileleri toplanırlar onlara daha sonradan Alsace Lorain ve Endingen’den gelen 15 kadar aile eklenir. 1870 yılına gelindiğinde cemaat dua için bir ev, bunun yanında bir mezarlık yeri kiralar. 1906 yılında Mercier isimli küçük sinagog artık artan sayıya cevap veremez ve şimdiki sinagogun inşasına başlanır. 2 Aralık 1927’de şehre ilk kez resmi bir haham atanır ve bir kaşer kasap kurulur.1946–1990 yılları arasında cemaat başkanlığı yapan Georges Vadnai cemaatin şu anki halini almasına büyük katkıda bulunur. Onun döneminde ilk defa bir mikve, bir Talmud Tora ve bir Yahudi okulu açılır.  Bunun yanısıra 1950–1962 yılları arasında da cemaat Kuzey Afrika’dan büyük sayıda göç alır. Cemaat politik koşullara rağmen 1933–1945 arası dönemde İsviçre’ye birçok Yahudi’nin kaçabilmesi için çalışmada bulunur. 2007 yılında Vevey Kantonu Cemaati’nin de Lozan ile birleşmesi sonucu cemaat şu anda Lozan Yahudi Cemaati ve Vaud Kantonu olarak anılmaktadır.

Günümüzde İsviçre’de toplam 18.000 Yahudi yaşarken en büyük nüfus 6252 kişi ile Zürih’tedir. Bunun yanında Lozan gibi küçük cemaatlerde de 2000 civarı Yahudi yaşamaktadır. İsviçre’de toplam 38 adet sinagog bulunurken cemaate kayıtlı olmayan veya vatandaş olmayan da birçok dindaşımız vardır. 1848 tarihli anayasa da Yahudilere resmi yerleşim hakkı verilmezken bu durum 1874 anayasasında inanç özgürlüğü ile ilgili maddeler değiştirilerek düzeltilmiştir. Bu tarihten sonra Yahudiler o döneme kadar yaşadıkları Surb Valley’nin dışına çıkıp daha büyük şehirlere yerleşmişlerdir.

ÜNLÜ YAHUDİLER

Yaşanan antisemit olaylar, tatsızlıkların dışında İsviçre Yahudilerini gururlandıracak birçok örnek mevcuttur. İsviçre’nin en ünlü Yahudi aileleri arasında Cenevre Noga Hilton’un kurucusu Nesim Gaon, kurduğu bankalar zincirini senelerce yürüten Edmond Safra, Manor isimli ülkenin en bilinir alışveriş merkezi zincirinin sahibi Maus ve Nordmann aileleri ve Cenevre nehri kıyısına Modern Sanat Müzesi kuran Asher Edelman buna örnektir. Bunun yanında Nobel Ödüllü yazar Elias Canetti 5 yıl Zürih’te yaşamıştır. Filozof Jeanne Hersch, ünlü hukukçu Paul Guggeinheim, viyolonist Yehudi Menuhin İsviçre’de yaşamış diğer ünlü Yahudilerdir. Ancak İsviçre için en kuşkusuz en büyük gurur kaynağı Albert Einstein’in gençliğini İsviçre’de geçirmiş olması ve Zürih Federal Politeknik Akademisi’nden fizik doktorasını almış olmasıdır.

İsviçre cemaatleri şu anda hem Aşkenaz hem de Sefarad bir nüfusa sahiplerdir. Yahudiler bankacılıktan, tekstile, doktorluğa birçok meslek dalı ile uğraşmaktadırlar. Şüphesiz saat yapımcılığı ve bankacılık meslekler arasında ilk sırada bulunmaktadır.  1993 yılında ilk defa İsviçre tarihinde bir Yahudi, hem de bir kadın İsviçre Parlamentosu’na girmiş ve 1999 yılında İsviçre Konfederasyonu Başkanı olmuştur. Ruth Dreyfus 1999 yılında kabinede İsviçre Konfederasyonu Başkanlığı yapmış ve 2002 yılına kadar da değişik görevlerde yer almıştır.

Türkiye’den de geçmişte İsviçre’ye yerleşen veya çocuklarını okumaya göndermiş birçok dindaşımız olduğunu biliyoruz. Gezim esnasında orada yaşayanlardan buradan giden birkaç yaşıtıma rastlayınca genellikle ailelerin çocuklarını eğitim amaçlı gönderdiklerini ve her yaz çocukların da tatil için ülkemize geldiklerini gördüm.

Hayat standartlarının çok yüksek ancak bir o kadar da pahalı olduğu bu ülkede toplantıdan arda kalan zamanda Olimpiyat Müzesi, Ouchy Nehri, eski şehir, Katedral ve festival merkezini gezdim. Genellikle bir öğrenci şehri olarak da anılan Lozan’da sakin bir akşam için Ouchy nehri etrafında bir yürüyüşü ve ardından Evian’a doğru bir tekne gezisini mutlaka yapın derim…

GEÇMİŞİN ARAYIŞINDA

Seyahatimin son saatlerinde ise büyükannemin ailesinin 1960’lı yıllarda yaşadıkları sokak ve kendi soyadlarını taşıyan “Behar” apartmanını bulmaya çalıştım. Şimdi o evden geriye siyah beyaz fotoğraflar ve güzel anılar kalsa da içimden bir ses evin uzakta olmadığını söylüyordu. Evin bulunduğu adres olan Avenue Villamond’a geldiğimde ise evin olduğu yere yeni bir konut yapıldığını görünce hüzünlendim. En azından küçükten beri hep kulaklarımda yankılanan o adrese nihayet gitmiş ve o sokaklarda yürümüştüm… Eminim ev orada olmasa da büyükannem uzaklardan beni görüp sevinmiştir.

Siz de hayatın telaşına ve gürültüsüne bir an olsun ara verip sabahleyin elinizde kruvasan ve kahvenizle göl kıyısında sakin bir gün geçirmek istiyorsanız Lozan doğru adrestir. Âşık olduğunuzda ya da hüzünlendiğinizde kelimeler bazen yetmiyor ve Fransızca kendinizi daha iyi ifade edebiliyor hissediyorsanız o sokaklar size hiç yabancı gelmeyecektir.