Maccabiatlar’da heyecan devam ediyor...

Dünyanın dört bir yanından yaklaşık 7000 sporcunun katıldığı 18. Maccabiat Oyunları, 12 Temmuz Pazar günü gerçekleşen Açılış Töreni ile başladı. Törene katılan efsanevi İngiliz futbolcu Sir Bobby Charlton ile Maccabiat meşalesini yakan altın madalyalı yüzücü Jason Lezak, açılışın ünlü isimleriydi.

Rudi DİRİMAN Spor
22 Temmuz 2009 Çarşamba

Açılış töreni öncesi organizasyon komisyonu tarafından hazırlanan ‘Hoş geldin Partisi’ düzenlendi. Parti Kfar Maccabiah Oteli’nde gerçekleşti. Parti, ertesi gün açılış törenin olmasından dolayı parti kısa sürdü.

 AÇILIŞ TÖRENİ

Açılış töreni öncesi bütün sporcuların buluştuğu alanda, ilk “change” işlemleri başladı. İskoçların etekle, Meksikalıların kendine özgü şapkaları ile katılması, İngilizlerin Arjantin’le çekişmesi ve Arjantinlilerin Maradona formasını sallamaları, Rusların can sıkıntısından kendilerini ikiye katlamaları, pergel gibi bacaklarını açmaları, Brezilyalıların eğlenceli şarkıları ile açılış töreni öncesi bekleme alanındaki zamanımız bir hayli renkli geçti.

 İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres’in limuzini ve korumalarıyla stada girmesinin ardından sırayla bütün takımlar stada giriş yaptı. Stada giren takımların en dikkat çekenleri İngilizler ve Amerikalılardı. İngiliz Maccabiat Takımına en önünde Sir Bobby Charlton önderlik ettik. Bobby Charlton, dünyanın üçüncü en büyük organizasyonu olan Maccabiat Oyunları’na katılmaktan mutlu olduğunu belirtti. ABD, oyunlara 900 kişi ile katıldı. Bir ara içeri giren Amerikalılar hiç bitmeyecek sandık.

Türk ekibi olarak biz de Venezüella’nın ardından alkışlarla içeri girdik. Bir söz vardır; seyircisiz maç müziksiz dans etmeye benzer diye. İşte stada girdiğimiz andan itibaren duyduğumuz müzik hepimizi çok etkiledi. 30.000 kişinin alkışları, bağırmaları ve tezahüratları gerçekten herkesin hayatında bir kez yaşaması gereken önemli bir an.

Tören İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres ile Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun İbranice ve İngilizce konuşmaları ile devam etti. Ardından Olimpiyatlarda Altın Madalya alan ünlü yüzücü Jason Lezak meşaleyi 30.000 kişinin tezahüratları ile yaktı ve oyunların resmi olarak başladığını ilan etti. Meşale kapanış törenine kadar yanmaya devam edecek.

Tören daha sonra İsrailli dansçılar ile devam etti. Kısa bir konserden sonra, havai fişek gösterileriyle açılış töreni son buldu. Organizasyonun bu kadar ciddi ve görkemli olabileceğini tahmin edememiştim. Bunlar tabii ki, ilk defa Maccabiatlara katılan benim gibi biri için heyecan verici olabilir; ancak Maccabiatlar’da daha önceden bulunmuş olanlar geçtiğimiz yılki törenlerin bundan daha da çarpıcı olduğunu belirtti.

Törenin ardından dönüş yoluna geçtiğimizde Türk ekibi olarak Brezilyalılar ile aynı otobüsteydik. Saatlerdir ayakta durduğumuzdan oldukça yorgunduk. Biz yorgunluktan otobüse kendimizi zor atmışken, eğlenmek için zaman ve yer tanımayan Brezilyalılar gece 02.00’de otele dönen otobüste yol boyunca şarkı söylemeye devam ettiler.

FUTSAL

18. Maccabiat Oyunları’na 16-17 yaş ve 18-19 yaşlardan oluşan iki ayrı futsal takımı ile katıldık. Bir basketbol sahasında, hentbol kalelerinden biraz daha küçük kaleler ile oynanan salon futboluna “futsal” deniyor. Her takım dört futbolcu, bir de kaleciden oluşuyor. Futsalda oyuncu değiştirme sınırlaması yok. Ayrıca futsal daha az seken özel bir top ile oynanıyor.

 Futsal 15-16 yaş

15-16 Yaş Futsal Takımımız ilk defa Maccabiatlar’a katılan sporculardan oluşuyordu. Turnuvadaki ilk maçımızda Meksika’ya 3-0 yenildik. İspanya ile karşılaşılan ikinci maçta, ilk yarıyı 2-0 mağlup kapattıktan sonra ikinci yarı ile birlikte takımımız skoru Asaf Levin’nin golleri ile 2-2’ye kadar getirdi. Tam bir Türk Takımı gibi son dakikalara yoğun baskı ile girdik fakat golü yiyen yine biz olduk; maç 4-2 sona erdi.

Takım, İspanya ve Meksika maçlarından sonra üzerlerindeki heyecanı attı. İlk maçlara oranla daha iyi oynamamıza karşın grubun favorisi Arjantin’e 2-1 yenildik. Erol Dayan’nın attığı gol Arjantin’i yenmeye yeterli olmadı. Bu grupta bundan sonra diğer gruptan gelecek rakiplerimiz, Avustralya, İtalya ve İspanya ile sıralama maçları yapacağız.

Futsal 17-18 yaş

Futsal 17-18 yaş kategorinde en güçlü iki ekip Brezilya ve Arjantin. Bu iki takımın altın ve gümüş madalya almasına kesin gözüyle bakılıyor. Takımımız Brezilya’ya 5-0, Arjantin’e de 1-0 mağlup oldu. Brezilya ve Arjantin’den sonra bu kategoride en iddialı takım İngiltere. İngiltere maçının bizim açımızdan özel bir durumu var. İki yıl önce Roma’daki Maccabiatlar’da çok talihsiz bir karşılaşma yaşadık. O yıl 15-16 yaş kategorisinde İngilizlere karşı yarı final maçında baştan sona üstün oynadığımız maçta son dakika golüyle yenilmiştik. Takımımız yaşadığı düş kırıklığı ile dakikalarca sahada kalmıştı. İki yıl sonra birkaç oyuncu dışında bu sefer 17-18 yaş kategorinde karşılaşan takımımız İngiltere’ye Roma’daki mağlubiyetlerini unutmadıklarını gösterdiler. Kontrollü oynadığımız maçın ilk yarısı golsüz bitti. Bu takımımızın oynadığı en zorlu ve sert maç oldu. Son yedi dakika kala Şay Nahmias’ın düşürülmesi ile kazandığımız penaltıyı Beri Pardo gole çevirdi. Daha sonra İngilizlerin yoğun ataklarının karşında kalecimiz Barış Varol’un çıkardığı inanılmaz toplarla İngiltere’den iki yıl öncesinin rövanşını almış olduk. Bu sefer şoku yaşayanlar İngiliz oyuncular oldu.

Son duruma göre takımımız, Fransa ve İspanya maçlarını yenmesi durumunda bronz şansını sürdürüyor.

 BASKETBOL

Bu yılki oyunlarda basketbolda 15-16 yaş kategorisinde takımlar iki ayrı gruba ayrılmış; ancak yapılan gruplarda güç dengesi kesinlikle yoktu. Grubumuzda Amerika, Rusya ve Kanada vardı. Diğer grubun favorileri ise İsrail ve Arjantin’di. Grubumuzdaki bu üç favori takımın gücünü baştan kabul etmiştim. Fakat bizim çocuklar kolay pes etmediler. Takımımız Kanada’dan 32 sayı, ABD’den 60 sayı, Rusya’dan ise 50 sayı fark yedi. Fakat bu karşılaşmalarda oynayan boyu kısa yüreği kocaman adam İzer Baler’e bir ek yapmak isterim; fiziği ondan çok daha üstün olan rakiplerine karşı korkmadan mücadele etti. Kanada maçında sahanın en kısası olmasına rağmen beş sayı, iki ribaunt ve iki top çalma ile oynadı. Takımız bu üç büyük takımın dışında sekiz kişilik kadrosu ile Belçika’yı 67-57, İtalya’yı 61-42 yendi. Bu karşılaşmalarda özelikle Erin Gülerşen takımın hem pivotu hem de guardı gibi oynadı. Takımı tek başına alıp götürdü. Erin’i takımın beyni olarak kabul edebiliriz. Takımın bir başka yıldızı da Sani Kohen’di. Forvet oynayan Sani, başarılı üçlükleri ve fastbreak sayılarıyla takımın sayı yükünü çekti. Yenilgiyi kolay kabul etmeyen takımımız, ribauntlarda ve pota altında Seymur ve David ile başarılı olmaya çalışırken, Alper Eskinazi, Beni Yohay ve Yusuf Esim de defansda ve hücumda büyük katkı sağladılar. Takımın yedek kulübesinde ise durum şöyleydi; Basketbol Şube Sorumlumuz Faruk Ağabey,  sürekli oyuncuları uyaran Yılmaz Hoca’yı sakinleştirmeye çalışıyordu. Açıkçası bu pek de kolay bir şey değil. Takımımız son maçını Avustralya karşısında 65-58 kaybetti, buna göre Brezilya ile yedincilik-sekizcilik karşılaşması yapacağız.

 TENİS

Teniste bayanlarda 2007’de Roma’dan iki altın madalya ile dönen Çağla Azgari, erkeklerde ise Tali Şalhon Türkiye’yi temsil etti. Çağla, ilk maçında İngiliz rakibi Aisling Leonard’ı 6-0 ve 6-2’lik oyunlarla zorlanmadan geçti. Eleme maçlarının ilginç olan yanı maçlarda hakemin olmaması. Topun dışarıda/içerde oluşunu rakip ile konuşarak, o anki jest ve mimikler ile belli ediyorsun. Anlaşmazlık olması durumunda hakem çağrılıyor ve sayı tekrarlanıyor. Hakem on dakika maçınızı seyretmeye devam ediyor. Sorun yoksa tekrar diğer maçlara bakmaya gidiyor. Bu yüzden de maçlar biraz sinir harbi şeklinde geçebiliyor. İkinci maçta Amerikalı rakibine karşı beş defa maç sayısı kullanan Çağla, Carly Small’ı 6-4 ve 6-4’lük oyunlarla geçti. Üçüncü karşılaşmasını İsrailli rakibi Liat Zimmerman karşısında oynayan Çağla maçı 6-0 ve 6-0 oyunlar ile kaybetti. Liat Zimmerman’nın favori olduğu turnuvada oynadığı toplam üç maçta rakiplerine sadece bir oyun verdi. Liat’ın final oynaması bekleniyor.

Çağla bronz madalya için yarıştığı çeyrek tur maçında Amerikalı rakibini 6-4 ve 6-3 yendi. Bronz madalya maçlarında yarı finalde ise Jennifer Newman’a 6-3 ve 7-5 yenildi. Bu sonuçlara göre single’da madalya şansımızı kaybettik.

Erkek temsilcimiz Tali Şalhon ilk maçını Kostarikalı rakibi karşısında 6-0’lık skorlarla kaybetti. İkinci maçında Brezilyalı Jonathan Czemy’e şansız bir şekilde 6-4 ve 7-5’lik skorlarla yenildi.

Bayanlar çiftlerde Çağla’nın takım arkadaşı Almanya’dan Lara Schultz oldu. İlk maçını rakibin çekilmesi ile direk geçen Çağla ve Lara, ikinci maçında İsrail takımına 6-1 ve 6-0 ile yenildi. Karışık çiftlerde Tali ve Çağla, Fransa takımına ilk maçında 6-4 ve 6-2 yenildi. Çiftler sıralama maçları halen devam ediyor.