Tanrı’nın bereketini tarlalara getiren sunu OMER

“Size vermekte olduğum Ülke’ye geleceğiniz ve hasadını toplayacağınız zaman hasadınızın ilk omerini, Koen’e getirmelisiniz.”

(3.Kitap- Vayikra 23:10)

Nazlı DOENYAS Kavram
14 Nisan 2010 Çarşamba

Pesah’ın gelişi ile ekin biçme mevsimi de başlar. Tanrı’nın Emri’ne göre, Omer Korbanı sunulmadan, arpa veya herhangi bir tahılın biçilmesine başlanamaz. Tüm Yahudiler için yapılan ilk ürün kesimi, Omer amaçlı olmalıdır. Her ne kadar bu ürünü elde etmek için tarlada zorlu ve ağır çalışma gerektiyse de, bütün ürünün Tanrı’nın bir armağanı olduğunu ve bizim bu nedenle duyduğumuz şükran, Omer Korbanı ile ifade edilir.

Pesah’ta Huzurum’a Omer getirin ki, tarlalarınızdaki mahsulünüze bereket yollayayım” (Vayikra s.504 açk.)

Omer  ‘demet’, ve yeni yılın arpa üründen Bet-Amigdaş’a getirilmesi gereken unun miktarı anlamlarına da gelir.

Bet-Amigdaş (Kutsal Tapınak) zamanlarında, Pesah’ın ikinci günü (Yahudi takvimine göre 16 Nissan), ilk hasattan elde edilen arpa demetleri, bir Minha (un) Korbanı olan Omer’i Tanrı’ya sunmak üzere Bet-Amigdaş’daki Kohenler’e teslim edilirdi. Kohenler bitki saplarını ezmeden hafifçe döverek ve savurarak tanelerin düşmesini sağlarlardı. Düşen taneler ateşte delikli bakır bir kapta hafifçe kavrulur ve un haline gelene kadar öğütülürdü. Elde edilen un, en saf hale gelene kadar elekten geçirilirdi. Bu undan, bir Omer kadarı (eskiden kullanılan tahıl ölçüsü Efa’nın (1 efa=37 lt) onda biri karşılığı ölçü birimi)alınıp kaliteli yağ ve bir avuç özel baharatla harmanlanırdı. Bu karışım daha sonra bir tavaya konulur ve her yöne sallanırdı. (Sukot lulav’larının her yöne sallanarak, Tanrı’nın her yönde ve her yerde var olduğunun gösterilmesi gibi). Daha sonra bu karışımdan bir avuç kadarı alınıp tuzlanarak Mizbeah (Sunak)’ta tüttürülür, kalan kısmı da yenmek üzere görevli Kohenler arasında paylaşılırdı.

Bu sunudan sonra Yahudiler, Tanrı’nın Bereketi’nin tarlalarının üzerinde olacağının bilinci ve güveniyle ürünlerini biçer ve yemeye başlarlardı.

OMER KORBANI’NDAN SONRAKİ 49 GÜN

 “...omeri getirdiğiniz günden itibaren kendiniz için yedi hafta sayın-(bu yedi hafta) tam olmalıdır. Yedinci haftanın (bitiminin)ertesi gününe-ellinci güne-kadar sayacaksınız.(Bu ellinci günde) Tanrı adına yeni bir Minha-korbanı getirmelisiniz” (Vayikra 23:15-16)

Pesah’ın ikinci akşamından itibaren, 49 gece boyunca, her erkek Omer’i saymakla yükümlüdür. Kadınların Omer sayma yükümlülüğü olmamakla birlikte, arzu ettikleri takdirde, Omer sayımını berahasız olarak yapabilirler.

Omer sayımı sonundaki ellinci gün-Şavuot’ta, Tanrı’nın emri üzerine Bet-Amigdaş’taki Kohenler, buğdayın ilk hasadından elde edilen undan yapılmış Şete Alehem- iki somun ekmeği Tanrı’ya sunarlardı. Diğer Minha-un korbanlarının aksine, Şete Alehem,  hamur mayayla kabardıktan sonra pişmiş olarak getiriliyordu.Bu sunu Mizbeah’ta yakılmayıp, Kohenler arasında paylaşılıyordu. Bu buğday sunusuyla Tanrı, tarlaların meyvelerini de kutsayacağını vaat ediyordu.

Günümüzde Omer

Bet-Amigdaş’ın yıkılmasından sonra, Omer Korbanı uygulaması sürdürülemedi. Fakat Yahudiler, o günlerden beri ‘Omer’i saymaya’, Tanrı’nın Tora’daki emrini yerine getirmeye devam ettiler.

Pesah ile Şavuot arasındaki 49 günlük dönem, kişinin kendini manevi açıdan geliştirmeye çalıştığı bir süreç oldu.