Neyi doğru yapıyorlar?

Yakir MİZRAHİ Köşe Yazısı
9 Aralık 2009 Çarşamba

Şimdiye kadar hep koskoca bütçeli Galatasaray’ı, Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı bu satırlara taşıdık. Ama bu kez farklı olsun istedim. Belki iki hafta sonra devre arası olduğunda şimdiki gibi Süper Lig’in zirvesinde yer alacak takım olmayacaklar, belki de herkesi yanıltıp ligin sonuna kadar tepeyi kovalayacaklar, bilinmez; lakin Türk futboluna son 5-6 yıldır bir soluk ve istikrar getiren Kayserispor örneğini artık irdelemek şart oldu. 2004-05 sezonunda çıktıkları Süper Lig’de ilk yıllarında 14. olarak, devler arenasında tutunmayı başaran Sarı-Kırmızılılar, ertesi sezondan başlamak üzere üç sene boyunca ligi beşinci sırada tamamladı. 2008-09 sezonunu yedinci bitiren Kayserispor, bu beş yıllık süreçte bir kez de Türkiye Kupası’nı havaya kaldırdı.
Hüsnü Özkara yönetimindeki takımla 2004-05 sezonunda Süper Lig’e çıkan ekip, alınan başarısız sonuçların ardından ligin en deneyimli kurt hocalarından Hikmet Karaman’la yollarını kesiştirdi ve kümede kalmayı başardı. Ertesi iki sezon boyunca Ertuğrul Sağlam’la çalışan Kayserispor, bu genç ve başarılı teknik adamı Beşiktaş’a ‘ihraç’ ettikten sonra Genç Milli Takım çalıştırıcısı Tolunay Kafkas’ı çalıştırıcılık koltuğuna oturttu, genç neslin gelecek vadeden antrenörlerine kucak açtığını bir kez daha göstermiş oldu. Bu sezon 15. hafta itibarıyla ligin lideri olan Kayserispor, Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğini alarak geçtiğimiz yıl 33 bin kapasiteli Kadir Has Stadı’nı hizmete açtı ve bir senedir maçlarını bu Türkiye’nin en yeni stadında yapıyor, tribünlere çektiği taraftarına en düzgün şekilde maç izleyebilme ortamını sağlama yükümlülüğünü yerine getirerek...
Kayserispor, hafta sonunda zirvenin bir diğer iddialı ekiplerinden Bursaspor’u sahasında 3-0 yenerken de bu böyle oldu. Taraftarlar uygun fiyatlara indirilen biletlere büyük rağbet gösterirken, tribünler tıklım tıklım doldu. Kulüp yönetimi de akıllı bir manevrayla stada gelen herkese meşrubat ve kuru pasta ikramı yaptı. İşin kısacası bilete 1 TL verip, atkısını boynuna takarak stada gelen kimse izzet-i ikramdan mahrum kalmadı, öğlen saatinde oynanan haftanın en keyifli karşılaşmasında takımlarının üç harika golünü izledi, akşam saatlerinde gelen liderlik haberi de tüm bu eğlencenin cilası oldu. Maç biletlerini 1 TL’ye çekmek önemli çünkü sembolik de olsa önemli bir konuyu işaret ediyor bu meblağ. Zira maça gitme alışkanlığı bulunmayan veya kendi şehrinin takımını desteklemeyen Anadolu şehri insanlarına ‘Ayağınız alışsın’ meblağıdır, 1 TL. Günü geldiğinde 5 TL’ye çekilir o bilet, günü geldiğinde de 30 TL’ye alacak bilet bulamayabilrisin... Bu bakımdan Kayserispor yönetiminin aldığı karar takdir edilesi görünüyor. Yeter ki ‘ayakları alışsın’...
Başlıkta da belirttiğimiz gibi Kayserispor’un neyi doğru yaptığına bakıyoruz... Görünen o ki, Tolunay Kafkas takıma bir kimlik kazandırmış, az gol yiyen, savunma kurgusu başarılı bir ekip olma hüviyeti... Geçtiğimiz sezon ligin en az gol yiyen takımı onlardı, bu sezon da Beşiktaş’ın ardından en az gol yiyen ekip konumundalar. Bunun yanı sıra Tolunay Hoca, milli takım altyapısında çalıştığı dönemden tanıdığı genç ve ışık saçan oyuncuları bir bir kadrosuna kattı. Onlara da birçok teknik adamın aksine önemli süreler veriyor; bakınız Furkan Özçal, bakınız Abdullah Durak, bakınız Serdar Kesimal, bakınız Ömer Şişmanoğlu, bakınız Semih Aydilek, bakınız Umut Koçin... Dizindeki çapraz bağları kopan ve sahalardan uzun bir süre ayrı kalacağı açıklanan Eren Güngör’ü bu grubun arasına koymadım bile... Bu sezon başında Benfica’dan kiralanan ve şu anda ligin en skorer ismi olan Ariza Makulula’nın ortaya koydukları, ligin en tehlikeli ve can sıktıran forvetlerinden Dario Cangele’nin takıma olan katkısı, geçtiğimiz sezon devre arasında gittiği Fenerbahçe’de yarım sezon dahi barınamayan ligin en etkili kanat adamlarından Gökhan Emreciksin’in rehabilitasyonu gözle görülür olumlu etmenler, Kayserispor adına... Süleyman Hurma gibi etrafına karşı her ne kadar pek sevimli görünmese de işini son derece iyi yapan bir idari menajerin varlığı da Sarı-Kırmızılılar’ı bu beş yıllık ‘maratonda’ başarılı kılan bir diğer unsur...
Bir kulübün kurumsallaşma adına beş yılda yapması gereken ne varsa yaptı Kayserispor, görüldüğü üzere... Hani o hep öykündüğümüz Batılı örneklerdeki gibi emin ve sağlam adımlarla ligin zirvesine doğru yol alıyorlar. Bugün belki zirvedeler, yarın belki 4. bitirecekler ama ‘projeye’ bakılırsa gün gelecek ‘yukarı’nın en daimi temsilcileri olacaklar... Araştırılmayı, yazılıp çizilmeyi fazlasıyla hak ediyorlar..