“Sevgi içinde olan bir toplumda birlik ve beraberlik kaçınılmazdır”

110 senelik bir geçmişe sahip olan Kadıköy Hemdat İsrael Sinagogu’nu ayakta tutmaya çalışan gabay Sedat Amon, Eli Arditi ve Yusuf Levi özverili çalışmalarını anlattılar...

Sibel KONFİNO Toplum
10 Haziran 2009 Çarşamba

1954 yılında dünyaya gelen Sedat Amon, Ticaret Lisesi’nde eğitim alırken aynı zamanda Ruhani Lisesi’ne de devam eder. Lise mezuniyetinin ardından ticaret hayatına atılır. Halen kırtasiye sektöründe faaliyetlerini sürdürüyor. Amon 1987 yılında bir dostunun teşviki ile Hemdat İsrael Sinagogu ile yakınlaşır. Ve o gün bugündür Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve gabaylık görevini büyük bir keyif ile devam ettiriyor. Sedat Amon o günleri şöyle anlatıyor: “Kadıköy Hemdat İsrael Sinagogu, enerjisi çok yüksek bir sinagog. Buraya geldiğiniz zaman her şeyin gönül bağıyla oluşturulduğuna tanık olursunuz. İlk senelerde doğma, büyüme birçok gerçek Kadıköylüyle beraber olma şansını elde etmiştim. Ancak maalesef, şimdi o nesilden kimse kalmadı. Günümüzde; böylesine görkemli bir sinagogu, bir mirası yaşatmak, ona sahip çıkmak için “Kadıköylü” olmak gerekmiyor. Bu bölgede oturan bütün cemaat üyelerine, özellikle de gençlere büyük görev düşüyor.”

Gabay olarak bu mirası yaşatmak için neler yapıyorsunuz?

Hemdat İsrael Sinagogu’na gelmeyen insanlarımızı Kadıköy Cemaati hakkında bilgilendirmek, yaptıklarımızı kendileriyle paylaşmak amacıyla bir süredir bir bülten yayınlıyoruz.  Bu sayede 1800 eve, yani 4000-5000 kişiye ulaşmış oluyoruz. Ancak; bir Şabat günü bile arzuladığımız yahid sayısına ulaşamıyoruz. Bu sorunu çözmek için çok çabalıyoruz. Her ortamda sinagogumuzu tanıtmaya gayret edip, herkesi davet ediyoruz. Türkçe açıklamalı kitapların özellikle gençlerin gelmesine büyük yararı olacağını düşünüyorum. Çünkü insan ne okuduğunu bildiği ve anladığı zaman iman gücü çok daha yüksek oluyor. Kadıköy’de ikamet eden cemaat üyelerimize bunu aşılamaya gayret ediyoruz. Gelsinler bize katılsınlar, bir sevgi çemberi içinde olmanın keyfine varsınlar. Çünkü sevgi içinde olan bir toplumda birlik ve beraberlik kaçınılmazdır.

İnsanları bir araya toplayabilmek için farklı faaliyetlere imza atmaya çalışıyoruz. Örneğin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle bir Şabat günü herkesi eşleriyle sinagogumuza davet ettik.  Arkasından Anneler Günü’nü hep beraber kutladık.

100. yılı kutladığımız zaman çok farklı, hiç tanımadığımız simalarla karşılaştık. Eski Kadıköylüler ziyaretimize gelmişlerdi ve mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Rav Adoni’nin aklına gelen fikir doğrultusunda her sene Pesah Bayramı’ndan kısa bir süre sonra “Kadıköylüler günü “yapmaya karar verdik ve bunu gelenekselleştirdik.

Ayrıca bildiğiniz gibi Tu-Bişvat Bayramı kutlamasını bizim sinagogumuz üstlenir.  Göztepe Kültür Derneği’nden gelen bir teklif ile çocuklara fidan dikmeleri için ve bu geleneği yaşayarak öğrenmelerini sağlamak amacıyla bayramdan bir hafta sonra özel bir gün düzenliyoruz.  Beş senedir de bu töreni gerçekleştirmeye devam ediyoruz.

Gabay bir sinagogun idari müdürüdür. Siz bu görevi tek başınıza mı yürütüyorsunuz?

Gabaylık bir görev olmanın yanı sıra bir duygudur. Eğer içinizde bu duygu ve arzu yoksa bu görevi uzun bir süre devam ettiremezsiniz.  Bir gabay sinagogu benimsemeli, sahiplenmeli.  Hemdat İsrael Sinagogu’na geldiğim zaman Bensiyon Altaras ve Marko Eskenazi gibi isimler bana yol gösterdiler. Halen de ellerinden geldiğince yardımda bulunmaktalar. Her şeyi gabay yapar dersek pek de doğru olmaz. Son seçimlerde Yönetim Kurulumuza iki yeni arkadaş katıldı. Özellikle Eli Arditi ve Yusuf Levi, kökleri, yani aileleri Kadıköylü olduğu için bu sinagoga hizmet etmek arzusundalar. Yahidlerimiz de buraya büyük bir özveriyle geliyorlar. Onlarla birlikte sahip olduğumuz değerlere sıkıca sarılıp, sinagogumuzu yaşatabilmek adına elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.

Ayrıca, 110 yaşındaki Hemdat İsrael’e büyük emeği geçmiş olan Sami Day, Dr. Yomtov Garti, Mordo Kori, Mordo Desabah, Başkanımız Mordo Kumrulukuş, Hazanımız Menahem Eskenazi ve Rav Yeuda Adoni’ye de bu satırlar aracılığıyla teşekkür etmek isterim.

Şabat dışında hangi günler ibadete açıksınız?

Eli Arditi: Bir zamanlar sefer günleri de duaya geliniyordu. Ancak yahidlerin çoğunun Caddebostan’a göç etmeleri ve tefila için orada bulunan sinagoga gitmeleri nedeniyle artık yalnızca Şabat ve bayramlarda açığız.

Ayrıca arzu edildiği takdirde düğün, Bar-Mitzva, Bat-Mitzva, tefillin için de çok uygun bir sinagog.

Geçtiğimiz sene sinagogunuza yeni bir sefer tora kazandırdınız. Hikayesini paylaşır mısınız?

Yusuf Levi: Yahidlerimizin arzusu ve aynı zamanda katkılarıyla geçen sene yeni bir Sefer Tora almaya karar verdik. Çünkü Hemdat İsrael Sinagogu’nun o güne dek kendine ait bir Sefer Tora’sı yoktu.  Yahidlerimiz buraya gerçekten gönül bağıyla bağlılar. Örneğin Beno Becerano, Jako Mizrahi, Selim Sinay gibi birçok arkadaşım sinagogumuzu evlerinden ayırt etmezler. Bir problem görürlerse hemen üstlenirler, halletmeye çalışırlar. Tüm yahidlerimizin katılımı ile Sefer Tora’yı yaptırdık ve düzenlediğimiz özel bir tören ile yerine yerleştirdik. Bu bağlamda bir ilki de gerçekleştirerek katkıda bulunan herkese günün anısına bir sertifika verdik.

Bunun yanı sıra Alber Levi ve Rıfat Hasan gibi yardımseverlerin katkılarından da söz etmeden geçemeyiz. 2003 yılında yaşadığımız terör saldırılarının ardından güvenlik problemleri nedeniyle kapılarını kapamak zorunda kalan sinagogumuz onlar sayesinde tekrar ibadete açılabildi.

Cemaatimize bir mesaj vermek isterseniz...

Cemaatin her üyesini burada, yanımızda görmek isteriz. Mutlu günlerini, bayramları ve özellikle Şabat’ı bizlerle Hemdat İsrael Sinagogu’nda kutlamak isteyen herkese kapılarımız sonuna kadar açık.

II. ABDÜLHAMİT’İN EMRİYLE “HEMDAT İSRAEL”

 

İstanbul’un en eski sinagoglarından biri olan Kadıköy Hemdat İsrael Sinagogu 1899 yılında inşa edildi. Yel değirmeni mevkiindeki bu ibadethane yapılırken Yahudilerle aynı yerde kilise yapmak isteyen Rumlar arasında kavga çıkar ve  zamanın padişahı Sultan II. Abdülhamit sinagogun inşa emrini verir. Buna karşılık olarak da Yahudiler, Arapçadaki “hamd” sözcüğü ile aynı kökenden gelen “hemdat” adını vererek ona teşekkürlerini dile getirirler