Kaiser’in Salonlarındaydım

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
13 Mayıs 2009 Çarşamba

6 Mayıs Çarşamba günü Alman Konsolosluğu’nda Onursal Başkan Bensiyon Pinto’nun Tülay Gürler ile birlikte oluşturdukları ‘Anlatmasam Olmazdı’ başlıklı kitabın tanıtımı gerçekleşecekti. Hem Pinto’yu onurlandırmak için, hem de etkinliğin nasıl gelişeceğini merak ettiğimden, o akşamüstü eşimle birlikte konsolosluğun yolunu tuttuk. Girişteki kimlik kontrolünden, paltoları asacağımız yerden, çıkacağımız birinci kata kadar mihmandarlık yapan görevlilerin hepsi yardımcı olmanın yanısıra güleryüzlüydüler aynı zamanda. Kırmızı halıyla giydirilmiş mermer merdivenler ihtişamın ilk durağıydı.Giriş holüne vardığımızda Başkonsolos Matthias Von Kummer ve eşi, Eti ve Bensiyon Pinto, Tülay Gürler, araştırmacı/yazar Dr. Richard Wittman konukları karşılamak üzere sıralanmışlardı. Ardından genç bir görevli oturacağımız yerleri göstermek üzere bize eşlik etti. Oturma düzenine göre hazırlanan mekan olağanüstü etkileyiciydi. Yüksek tavanları, pencerelerin üst kısmındaki vitraylar, tavandan yere uzanan kadife perdeler... İmparator (Kaiser) salonundaydım ve en ön sırada oturuyordum. Bunda, Pinto’nun rolü olduğundan eminim. Zira Bensiyon Pinto, cemaatimizde ‘basın’a gereken önemi veren, konuşmaları sırasında “ŞALOM”u dile getiren ilk kişidir.

Bir yandan kurulan platformda yerini alan konukları izlerken, öte yandan yerde motifler oluşturan parkelere bakmaktan kendimi alıkoyamadım. Daha sonra merakımdan araştırdığım üzere, konsolosluk binası ‘83’ten başlayarak altı yıl süreyle tadilat görmüş. Parkeler de orijinaline uygun olarak yenilenmiş.

Başkonsolos Von Kummer’in da konuşma yaptığı gecede kitaptan Almanca ve Türkçe bölümler okundu. Bu arada ‘Anlatmasam Olmazdı’nın Almanca’ya çevrileceğini de öğrendik. Daha sonra soru-cevap bölümüne geçildi. 200 civarında davetlinin bulunduğu gecede gelen sorular da en az konuşmalar kadar ilginçti.

Etkinlik sonrasında bir kokteyl verildi. Kapıları birbirine açılan odaların sonuncusu eşsiz manzarası olan terasa kavuşuyordu. Tevekkeli değil, Alman Başkonsolosluğu için, Pera’daki büyükelçilik binaları arasında en eşsiz  görüntüye sahiptir, şeklinde bahsedilir.

Tarihi geçmişine bakacak olursak, söz konusu bina 1871’de I. Wilhelm zamanında İmparatorluk Büyükelçiliği olarak inşa edildi. II. Wilhelm zamanında altın yıllarını yaşadı. 1923’te Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra bütün büyükelçilikler Ankara’ya taşınınca, konsolosluk olarak kullanılmaya başlandı.

Sonuçta etkileyici, bilgilendirici hoş bir gece yaşadık. Bunu kısmi de olsa başkonsolosun konukseverliğine borçluyuz. Zira etkinliği düzenleyen Orient  Institut (Alman Şarkiyat Enstitüsü) idi. Mekanları, kalabalığa hitap edemeyince, Başkonsolos Von Kummer binayı hizmete açtı.

Kitabın başka dillere de çevrilmesi dileğiyle...