Balat Ahrida ve Yanbol Sinagogu gabayları: S. Çukran ve N. Taragano

1400’lü yıllarda Makedonya’nın Ohri kasabasından gelen Yahudiler, Balat`ta bir sinagog inşa ederler. Bir rivayete göre tevası; Nuh`un Gemisini, bir başka rivayete göre de Sefaradları İspanya`dan Osmanlı topraklarına getiren kadırgaları simgeleyen gemi pruvası şeklinde yapılır ve buraya Ahrida Sinagogu adı verilir. Aynı dönemlerde Bulgaristan’ın Yanbol kasabası’ndan göç eden Yahudi Cemaati de bölgede bir sinagog yaptırır.

Sibel KONFİNO Toplum
21 Mayıs 2008 Çarşamba

SİNAGOGLARIMIZIN İDARİ MÜDÜRLERİ; GABAYLARIMIZ (7)

Günümüzde Yanbol Sinagogu olarak tanıdığımız bu dini mekan İstanbul’da orijinal ahşap tonoza sahip tek sinagog olarak bilinir. Sabetay Çukran ile Nesim Taragano gabay olarak üstlendikleri görevleri ve Balat semtinde oturan yahid kalmamasına rağmen sinagogları duaya açık tutabilmek için verdikleri çabayı paylaştılar

Sizleri tanıyalım...

Sabetay Çukran: 1947 yılında Şişhane’de doğdum. Musevi Lisesi, Saint-Michel ve Saint-Benoit Lisesinin ardından İşletme ve İktisat Fakültesinden mezun oldum. Hem anne, hem de baba tarafım Balat’ta doğmuş. Dedem “Gan Yeladim” İlkokulu’nun başkanı idi. Büyükbabam ise bir din adamı idi. Onu Ribi Sabetay Çukran olarak çağırırlardı. Kadıköy Sinagogu’nun önde gelen simalarından biriydi.

İlkokul yıllarından başlayarak aldığım eğitimi Şişhane’de ve Büyükada’da da devam ettirince belirli bir dini bilgiye sahip oldum. Ancak,1964’de babamın vefatinin ardından 1973 senesine kadar ara vererek demir hırdavat ithalatı yapan babamın işini devralmak zorunda kaldım.

Avram Nesim Taragano: 1940 yılında Balat’ta dünyaya geldim. Çocukluk yıllarında Şişhane’de belirli bir dini eğitim almıştım. Ayrıca annem her cumartesi sabah beni yataktan kaldırıp sinagoga götürürdü. Onun sayesinde bir alışkanlığım oluştu.

Balat Sinagoglarıyla nasıl tanıştınız?

S.Ç.: 1983 yılında iş yerinde komşum olan Leon Bedelahmi’nin de teşvikiyle çok zor durumda olan Balat Sinagogu’na gitmeye başladık. Midraş oldukça eskimiş ve bakımsız bir durumdaydı. İlk zamanlar ancak on, on iki kişi duaya gelirdi. Zamanla yahid sayısı artmaya başladı. Maddi, manevi destekler de çoğalınca tadilatlar başladı. Ribi Avigdor gabay,  Simanto Sisa ise sammaz idi. Albert Güzelbahar da o günlerden beri halen sinagogumuzun hahamıdır. Bazı günler duaya başlamak için gerekli kişi sayısını bulamazdık. Düşünün, gider, Or-Ahayim Hastanesi’nden insan getirirdik. Birkaç arkadaş ile beraber bu mekanı ayakta tutabilmek adına çalışmalara başlama kararı aldık. Bir yönetim kurulu oluşturduk, isteklerimizi Hahambaşımıza ilettik. Kısa bir süre içinde çocuk büyütür gibi burayı ayağa kaldırmaya çalıştık. Ancak Ahrida Sinagogu’nu açamıyorduk. Çünkü çok büyük ve yıpranmış bir haldeydi. Isıtması ise büyük problemdi. Bazı turistleri gezdirirken avizenin parçalarının düştüğünü görüyor, içim acıyordu. Arkadaşlara “Ahrida ağlıyor, bir tefila bile yapılamadığı için yalnız kaldığı için üzüntüden dökülüyor” derdim. Bunu duyan Rav Leon Adoni özel bir dua okudu ve bazı tamiratlar yapıldı. Sobalar alındı, klima takıldı ve bazı Şabat günleri orayı da açmaya başladık. Artık çok daha huzurluydum.

N.T.: 1980 yılında annemi kaybedince bir sene boyunca sabah akşam Neve Şalom Sinagogu’na gitmeye başladım. O zamanlar oranın gabayı olan Bay Şerez bana Neve Şalom gabaylığını teklif etmişti. Onun himayesi altında ilk gabaylık serüvenim başlamış oldu. İki senenin sonunda 1984 yılında birkaç arkadaşımın teşvikiyle Balat Sinagogu’na gitmeye başladım. Bir sene sonra da gabay olarak görev aldım. Kalp ameliyatı geçirdiğim ve mecburi istirahat etmek zorunda kaldığım bir buçuk seneyi saymazsak büyük bir keyif ve özveriyle sinagoglarımızı ayakta tutmaktayız.

Ne zaman gabaylığa başladınız? Sizce bir gabay hangi özelliklere sahip olmalıdır?

S.Ç.: 21-22 seneden beri gabaylık yapmaktayım. Her zaman yahidlere karşı saygılı ve hoşgörülü olmalıyız. Mitsvaları adil bir şekilde dağıtmalı, gerekli ilgi ve alakayı göstermeliyiz. Herhangi bir problem anında en iyi çözüm yoluna gitmeli, her şartta sinagogumuzu ayakta tutmalıyız.

N.T.: Arkadaşımdan  bir sene sonra sonra gabaylığa başladım. Herkes teva gabaylığı yapamaz. Bu bir cesaret işidir. Dini bilgileri ve okumasını bilmeniz gerekir. Ayrıca bizden sonra bu işi yapabilecek, gabaylık vasıflarına sahip gençler yetiştirmek en önemli görevimiz olmalı. Ancak henüz bu fedakarlıkları yapmaya hazır, mesuliyet alacak kimseyi bulamadık.

Büyük bir yahid kitlesine ulaştınız. Bunu nasıl başardınız?

S.Ç.: 12 kişilik bir yönetim kurulumuz var. Herkes kendi üzerine düşen görevi yerine getiriyor ve tanıdıklarını, arkadaşlarını davet ederek ayaklarını buraya alıştırmaya çalışıyor. Tatlı dil çok önemli bir faktör. Zamanında Sürmeli Oteli’nde, Dostluk Yurdu Derneği’nde çeşitli Balat geceleri düzenledik. Semtimizi ve sinagoglarımızı bu sayede tanıtmış olduk. Sinagoglarımızda farklı bir sıcaklık ve samimiyet var. Birbirimize çok bağlıyız. Ayrıca birçok genç yahidimiz de var. Bu da bizi çok memnun ediyor. Yeni birini sinagogumuzda görmek motivasyonumuzu arttırıyor. Nesim Taragano’nun eşinin hazırladığı seudalar sayesinde de sohbetlerimiz uzuyor ve birlikteliğimiz pekişiyor.

Her iki sinagog da sürekli açık mı?

N.T.: Ahrida Sinagogu açık bir alanda olduğundan dolayı güvenlik açısından yalnızca bayramlarda, özel ve kalabalık günlerde açılıyor. Diğer normal Şabat dualarında Yanbol Sinagogu kullanılıyor. Ancak her iki mekan da sürekli yenileniyor, tadilatları yapılıyor. Tüm bu işlerle de sinagoglarımızın başkanı Albert Soryano’nun ablası Korin Hanım ilgileniyor. Sağolsun onun sayesinde hiçbir ayrıntı gözden kaçmıyor. Ayrıca Bonjur Anjel arkadaşımız da dualarda bize çok yardımcı olur. Bir haham kadar güzel okur.

Genç nesle iletmek istedikleriniz ve beklentileriniz…

N.T.: Gabaylık çok özveri isteyen bir meslektir. Layıkıyla yapabilmek için bilgili ve artık profesyonelleşmiş birinin yanında öğrenmek gerekir. En önemlisi de insan sarrafı olmalısınız. Ancak işin püf noktalarını, tecrübelerimizden elde ettiğimiz bilgileri genç nesle iletmek en büyük arzumuz. Kimseyi buraya gelmek için zorlayamayız fakat tüm cemaat bireylerini en az bir kere bile olsa sinagoglarımızda ağırlamaktan büyük memnuniyet duyarız.