Görüşmek ya da görüşmemek

20. yüzyılın en önemli postyapısalcı sosyal teorisyenlerinden Fransız düşünür Jean Baudrillard 6 Mart`ta hayata veda etti. Medya teorileri, oluşturduğu simülasyon kuramı ve tüketim toplumu ile ilgili çalışmaları ile ünlenen Baudrillard, iletişim araçlarının toplum bilinci üzerindeki etkileri ile ilgili çarpıcı saptamalar yapmıştır.

Haymi BEHAR Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

20. yüzyılın en önemli postyapısalcı sosyal teorisyenlerinden Fransız düşünür Jean Baudrillard 6 Mart’ta hayata veda etti.  Medya teorileri, oluşturduğu simülasyon kuramı ve tüketim toplumu ile ilgili çalışmaları ile ünlenen Baudrillard, iletişim araçlarının toplum bilinci üzerindeki etkileri ile ilgili çarpıcı saptamalar yapmıştır.
Filistin’de yeni kurulan ulusal birlik hükümeti ile Olmert hükümetinin görüşmeme kararı üzerinde düşünürken Baudraillard’ın abartılı, hiper gerçeklik (hyperreality) üzerine söyledikleri akla geliyor. Nedir abartılı gerçeklik?
Abartılı gerçeklik, varolan bir olgunun üzerine büyük, gerçek dışı anlamlar yüklenmesidir. Örneğin tüketim toplumu açısından markalar dünyasının vermek istediği mesajlardır hiper-gerçeklik. Markanın üzerine yüklenen sosyo-ekonomik sembollerdir. Araba, cep telefonu gibi araçların işlevselliğinden öte aracı kullananın kimliğini oluşturan bir amaca dönüşmesidir. Yeri geldiğinde bir sigara markası, veya fiyakalı bir çakmak bile abartılı gerçekliğin ifadesine dönüşür, “sigarası Malbora” diye şarkılara dahi konu olmuştur. Abatılı gerçeklik tüketim malları üzerinden sosyal sınıflandırma yapan semboller yaratmaktır.
Doğa açısından abartılı gerçeklik, binlerce canlı türü sürekli artan bir hızda yok olurken, küresel doğal dengel altüstken, şehirlerdeki park ve bahçelerin abartılı bir şekilde makyajlanması tek bir sarı yaprak bırakılmadan süslenmesidir.
Devletler açısından büyük düşman imajıdır abartılı gerçeklik. Soğuk savaşın iki baş aktörünün birbiri ile ilgili yarattığı kusursuz düşman imajıdır.  Mc Carthy’nin medya aracılığı ile yaptığı vahşi komünist avıdır. Stalin’in, diktatörlüğüne karşı çıkan bolşevikleri dahi batı ajanı diye tanıtabilmesidir hiper-gerçeklik. Komünist rejime tehlike yaratıyor diyerek SSCB’de yapılan müthiş katliamlara araç olmuştur abartılı gerçeklikler. Daha sonraları içten içe çürüyen SSCB’nin batı ülkelerinde korkunç bir dev olarak tanıtılmasıdır abartılı gerçeklik.
Ortadoğu’da tarihin saatinin yüzyıl geriye alınabileceği yalanının pazarlanmasıdır abartılı gerçeklik. Arap liderlerinin milyonlarca soydaşını “birgün atalarınınızın topraklarına döneceksiniz” vaadiyle mülteci kamplarında altmış yıldır mesleksiz, eğitimsiz sefil halde çürütmesine yol açar hiper gerçeklik dünyası.
Hamas’ın yokedici gücünün abartılıp, güçlü silahlara sahip mükemmel düşman olarak tanıtılmasıdır abartılı gerçeklik. Düşmanın cilalanıp, parlatılıp dev aynasından halka anlatılmasıdır. Aşırı sağın, sokaktaki vatandaşın korku güdülerine hitap ederek aklı selimi mağlup etmesi için kullanılan araçtır abartılı gerçeklik. Mısır veya Ürdün’ün ateş gücü Hamas’tan kat kat üstündür, liderlik o silahların kullanılmamasının sağlanmasıdır. 
Aylar süren çatışmalar, 130 ölü, yüzlerce yaralı ve bir türlü bitmeyen müzakereler sonucunda Hamas ile El-Fetih’in nihayet anlaşarak kurdukları ulusal birlik hükümeti İsrail’i fiili olarak tanıyor. Burada hiper gerçeklik, Hamas’ın İsrail’i sözlü olarak tanımamaktaki ısrarının altında yatan zamanı altmış yıl geriye alma çabasındadır.
Her iki hükümette de yer alan aşırı uçlar, gerçekleri abartarak barış adımlarının atılmasını imkansız kılıyor. Olmert hükümeti İsrail’i açıkça tanımadığı gerekçesi ile yeni kurulan Filistin hükümeti ile görüşmeyeceğini açıkladı. Koalisyonun büyük ortağı İşçi partisi lideri Amir Peretz yeni Filistin hükümetiyle görüşmelerin başlaması çağrısında bulunurken Liberman, Mahmud Abbas’ın Hamas’a teslim olduğunu savunarak FÖY başkanının barış görüşmeleri için partner olamayacağını savundu. Ancak son yapılan kamuoyu yoklamasında İsrail halkının yarısı Filistin ulusal birlik hükümeti ile görüşmelerin başlamasından yana. Olmert yeni kurulan Filistin ulusal birlik hükümetine bir şans vermeli ve barış görüşmelerine başlamalıdır. Haniye yönetimindeki Hamas kanadı ise açıkça olmasa da zaten gizlice görüştükleri İsrail ile halkının gözü önünde masaya oturmalıdır. Barış için yüzyüze görüşmekten başka bir yol yok. O zaman belki liderler düşmanlarını dev aynasında görmeyi bırakabilecekler.
Baudraillard’ın dediği gibi “büyük insanlar zamanlarının ilerisindedirler, akıllı insanlar zamanı fırsata dönüştürürler, mankafalar ise zamana karşı durarak onu geriye götürmeye çalışırlar.” Ortadoğudaki yöneticilerin liderlik sınavlarının nasıl sonuçlanacağını yine bize zaman gösterecek. O güne kadar yaşanacak acılar ise hepimizin içini yakmaktan başka bir işe yaramayacak.