Yenal ve Leon için...

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba
Tanımadığınız bir insanın  vakitsiz gidişi sizi ne denli etkileyebilir?
Ben Yenal Alkan’ın ölümünden çok etkilendim. Oysa onunla ancak  2- 3 kez karşılaşmış, birkaç nezaket sözcüğünden öte bir sohbetimiz bile olmamıştı.. Diğer yandan, yıllar boyunca  Yenal’a çok yakın olan ortak dostların anlatılarından farkına varmadan neler birikmiş hafızamda..
Doğru bildiği yolda ilkelerinden taviz vermeden yürüyen, yürürken de çevresindekileri yücelten bir sevgi sarmalıydı Yenal. Durmak, dinmek bilmeyen okuma arzusu ile bir bilim adamı niteliklerini taşıdı hep. Her an kendini geliştiren, yenilikçi bir ruha sahipti.Hasta olduğunu öğrendiği zaman bile gittiği üniversitelerden üçüncüsünü (bu kez ‘işletme’ydi sanırım) bitirince bir sonraki adımım ne olmalıdır diye düşünüyordu.
* * *
Aynı hastalık kısa bir arayla bir başka insanı, Leon Hakim’i vakitsizce aramızdan alıp götürdü. Leon’la yakın değil idiysem de Yenal’dan daha fazla tanışıklığımız oldu.Her ikisi de Hemdat İsrael Sinagogu’nda uğurlanırken mahşeri kalabalığa tanık olanlar ne tür bir kayıpla karşı karşıya olduklarının bilincindeydiler.
Leon Hakim’in ardından bir konuşma yapan dostumuz Salvo Y. Loya onu anlatırken: “O bir makine mühendisiydi.Ama hepsinden öte bir bilim adamı, toplumumuzda nadir yetişen özellikli bir kişiydi. Her konuda mükemmeli arar, düşünceleri ile yeni ufuklar açardı. Okuduğu kitapları uzun süre sonra bile sanki ezberlemiş gibi anlatabilirdi. Son yıllarında felsefeye yakınlaştı. Nitekim hastalığı sırasında yazmış olduğu kitabın tashihlerini bitirdi. Kitabın baskısına yetişemedi..” dedi.
* * *
2007’nin son yazısında farklı kişilikleri ve ortak değerleri ile çevrelerinde derin izler bırakan bu iki güzel insanı anmak istedim. Onları yakından tanımak gerekmiyor. Bir kurum,dernek başkanı olarak vitrinde de olmaları gerekmiyor. Onları sadece toplumumuzun gerçek kültür ve değerlerine sahip  kişiler olarak anımsamalıyız.
Sağlıkla kalın..